Erdoğan 13 yıl sonra Bağdat ve Erbil’de: “PKK meselesinin artık gündemden çıkartılmasının vakti geldi”

Erdoğan, en son 2012 yılında başbakanken ziyaret ettiği Irak'ta önce Irak Başbakanı Sudani ile Kalkınma Yolu Anlaşması'nın imza törenine katıldı, ardından Irak Kürdistan Yönetimi'ni ziyaret edip Neçirvan Barzani, Mesrur Barzani ve Mesut Barzani ile görüştü. İletişim Başkanlığı: "Erdoğan görüşmede, Irak’ın her geçen gün şiddetten uzaklaştığını görmenin memnuniyet verici olduğunu, PKK meselesinin artık gündemden çıkartılmasının vaktinin geldiğini, Türkiye’nin terörle mücadelede ortaya konan birlikteliğe önem verdiğini ve bunu ileri seviyeye taşıma kararlılığının bulunduğunu ifade etti."

Steinmeier’a Masumiyet Müzesi’nde antikacı protestosu: Filistin marşını sonuna kadar açtı

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier Çukurcuma’daki Masumiyet Müzesi’ni ziyaret etti. Masumiyet Müzesi’ni Steinmeir’e Orhan Pamuk gezdirdi. Müzenin karşısındaki antikacı Filistin bayrakları asıp “Leve Palestina” şarkısını çalarak Steinmeir’ı protesto etti.

‘Locals’ tartışması. Bahçeli’nin “yerel halk diyen müflis zihniyet” çıkışının hedefi Şimşek değil Yavaş ile İmamoğlu’ymuş; Bakanlık cevap vermişti

Bahçeli, 23 Nisan açıklamasında "Türk milletini 'yerel halk' ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit zihniyet” ifadesine yer verdi. “Locals” ifadesi nedeniyle hedef alınan Şimşek’in bakanlığından, "Kasıtlı ve bilinçli bu ithamları şiddetle kınıyoruz" cevabı geldi. MHP kaynakları, Bahçeli’nin hedefinin Şimşek değil BM’nin sığınmacılarla ilgili bir toplantısında Türkiye vatandaşlarından “yerel halk” diye bahseden İmamoğlu ile Yavaş olduğunu söyledi.

Susurluk devlet çetesini de kuran ‘gizli’ damgalı belge, kağıt hurdacısından çıktı

Yıl 1992. MGK, PKK ile mücadelede kritik kararlar aldı. MGK Genel Sekreterliği kapsamlı bir 'Psikolojik Harekat Planı' yaptı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a sunulan bu planın belgesi Özal'ın evi satılınca bir kağıt hurdacısına teslim edildi.

CV’sine göre Arapça bilen Diyanet İşleri Başkanı, Arapça soruyu anlamadı

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti için bulunduğu Erbil’de, Rudaw muhabirinin Arapça sorusunun Türkçe’ye çevrilmesi istedi. Türkiye Diyanet Vakfı’nın sitesindeki CV’sine göre İlahiyat profesörü olan Erbaş, “iyi derecede Arapça ve Fransızca biliyor.”

Kayyım şampiyonluğa da mı karşı?

Sanal dünyada sembol savaşları yaşanan şehirlerde, gerçekte haftasonu maça gidip, şampiyonluk isteyen insanlar huzur içinde yaşıyor. Bir devletin esas görevi insanların huzurunu sağlamaktır. Huzuru bu kez devlet kaçırmamalı.

Suriyeli astronot son yolculuğuna Azez’den uğurlandı

1987’de uzaya giden ve hava generali olarak 2012’de Esad’a karşı isyana katılarak Türkiye’ye sığınan Suriyeli astronot Muhammed Faris, Suriye’nin Azez şehrinde son yolculuğuna uğurlandı....

İsmailağa Cemaati’nin 93 yaşındaki lideri Hasan Kılıç hayatını kaybetti

Hasan Kılıç, 2022 yılında Mahmut Ustaosmanoğlu'nun hayatını kaybetmesinin ardından İsmailağa Cemaati'nin başına geçmişti.

“Arapça tabelaların kaldırılmasına karşı CHP’li başkanlara hassasiyetimizi bildirdik”

CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek: “Arapça tabelaların kaldırılmasına karşı CHP’li bütün belediye başkanlarına hassasiyetimizi bildirdik. Türkiye’de yaşayan, anadili Arapça olan milyonlarca vatandaşımız var. Ayrıca Arapça Kuran dili olarak görülüp saygı duyulan bir dil."

“Hindistan laik ve demokratik olma özelliğini yitiriyor”

Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’da bu hafta: “Gazze konusunda ABD iki devletli çözümden yana olduğunu söylemekle birlikte Filistin’in BM üyeliğini önledi. İsrail’in bir tugayının insan haklarını ihlal ettiğini söylerken Kongre’den 15-16 milyar dolarlık yardım geçirdi. Bu kadar çelişki ancak ABD’ye nasip olabilirdi.”, “Hindistan’da da seçimler var. Ben Hindistan’da görev yaptım, Modi’yi de tanıdım. Öyle gözüküyor ki bu seçimlerden sonra Hindistan eskisi gibi olmayacak.”

İran-Suudi Arabistan ilişkileri yumuşuyor: İranlılar 10 yıl sonra umreye gidiyor

İran-Suudi Arabistan ilişkileri, 2015’teki “Hac İzdihamı”nda ölen 131 İranlı yüzünden gerilmiş, 2016’da Suudi Arabistan’ın Şii din adamını idam etmesiyle kopmuştu. 2016’dan bu yana sadece kısıtlı sayıda hac kontejanı ayrılan ama umre yapamayan İranlılar ilk kez bu sene umre için yola çıktı

İsrail Ordusu İstihbarat Şefi Aharon Haliva istifa etti: “7 Ekim’de yaşanan başarısızlığın sorumlusu benim”

İsrail Askeri İstihbarat Şefi Tümgeneral Aharon Haliva, "7 Ekim saldırılarına neden olan başarısızlığı" nedeniyle istifa etti. Haliva, başarısızlığını itiraf ederek istifa kararı alan ilk üst düzey asker oldu.

Barzani’ye ait Rûdaw: “Erdoğan, Kürt meselesi ve dili için barışçıl çözümün kapısını açtı”

Erbil merkezli yayın yapan Rûdaw'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyaretinin olduğu gün dikkat çekici bir analiz yayınlandı. "Erdoğan, Kürt meselesi ve dili için barışçıl çözümün kapısını açtı” başlığıyla yayınlanan analizde Erdoğan'ın Çözüm Süreci zamanlarında Kürt meselesiyle ilgili attığı adımlar hatırlatıldı.

Amedspor’da rehavet, Iğdırspor’da gayret vardı

“Sonucun faturasını birilerine kesmeden önce, kendimi sanık sandalyesine oturtmam gerekir. Kastamonu zaferiyle birlikte, duygularıma yenik düştüm ve şampiyonluk ezgilerini her cümlenin kenar süsünde kullandım. Buna rağmen henüz kaybedilmiş bir şey yok; Amedspor üç puan önde ve lider, geriye iki maç kalmış. Bugünkü mağlubiyet bir yol kazasıydı ve telafisi de mümkün. Hepsi bu.”

Yeniçağ’ın sahibi eski İYİ Parti milletvekilinden Akşener’e salvolar: “Emanetçi başkan aramasın, Akşener kendisi aday olsun”

İYİ Parti Kurucular Kurulu üyesi ve 27. Dönem İstanbul Milletvekili Ahmet Çelik, sahibi olduğu Yeniçağ gazetesinden Orhan Uğuroğlu’na konuştu: “Akşener’in altılı masadan kalkıp Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkmasının nedeni Saray’ın kontrolünde olmasıdır”, “Saray İYİ Parti’nin 31 Mart seçimlerine tek başına girmesi için Akşener’e talimat verdi”, “Akşener’in niyeti Dervişoğlu’nu olağan kurultaya kadar ‘emanetçi genel başkan’ seçtirmek”, “Eğer Meral Akşener desteklemeseydi Dervişoğlu’nun seçilme şansı olabilirdi”, “Emanetçi başkan aramasın, Akşeener kendisi aday olsun.”

Trump mı Biden mi?

Geçen defadan farklı olarak iktidar tarafında bir Trump heyecanı yaşandığına ilişkin işaretlere rastlamıyorum. Bence Trump’a ihtiyatla bakmakta isabet var. Bunun bizim açımızdan iki başlıca nedeni var. Birinci neden NATO ile ilgili. Trump geçen döneminde milli gelirlerinin %2’sini savunma harcamalarına ayırmayan ülkelere dikkat çekmişti. O ülkelerden biri ülkemizdir. Trump yeniden seçilirse bu konuda iktidarın baskılarla karşılaşması ve ekonomiyi rayına oturtmaya çalıştığı bir dönemde savunma için bunun tersini yapma taleplerine muhatap olması muhtemeldir. Daha önemlisi Trump’ın Netanyahu’ya verdiği desteğin Biden’dan farklı olarak koşulsuz olmasıdır. Bu nedenlerle Biden’ın yeniden seçilmesi sadece demokratik dünya için değil, ülkemiz için de tercih edilmesi gereken olasılıktır.

RÖPORTAJ | Dilan Polat’ın avukatı Hüseyin Kaya: “Savcı sosyal medya nedeniyle temkinli; MASAK raporu gelince tahliyeler söz konusu olacak”

Dilan-Engin Polat çiftine “vergi kanuna muhalefet”ten tahliye kararı çıktı ancak “kara para” ve “örgüt kurma” suçlamalarından tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Polatların avukatı Hüseyin Kaya, Serbestiyet’e konuştu: “Savcı, dosyanın önceki aşamasında görevli savcıdan ve sosyal medya ile medyadan kaynaklanan karışıklığın başka bir yanlışa sebep olmaması için çok hassas, temkinli ve tedbirli davranıyor. Bu nedenle son MASAK raporunun gelmesiyle birlikte o suçlardan da tahliye söz konusu olacaktır.”

Almanya, ‘Rus casusluğu’ şüphesiyle 2 vatandaşını tutukladı

Almanya'nın güneyinde iki Alman-Rus çifte vatandaşı, Almanya’nın Ukrayna'ya olan askeri desteğini zayıflatmaya yönelik olarak, ABD askeri tesisleri de dahil olmak üzere çeşitli hedeflere sabotaj planları yaptıkları gerekçesiyle tutuklandı.

Sur Belediyesi mazbata törenindeki sözler nedeniyle “Atatürk’e ve Erdoğan’a hakaret”ten tutuklama

DEM Parti’nin kazandığı Sur Belediyesi’ndeki mazbata töreninde Atatürk ve Erdoğan’la ilgili ifadeleri nedeniyle gözaltına alınan U.G., “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamalarından tutuklandı.

Erdoğan’ın Haniye’yi kabul etmesi İsrail’i kızdırdı: “Türkiye neden NATO’da?”

Erdoğan’ın Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye ve Hamas Dış İlişkiler Sorumlusu Halid Meşal'i kabul etmesi, İsrail’i ve İsrail’i destekleyen bazı batılı çevreleri rahatsız etti, Türkiye’nin NATO üyeliğinin iptal edilmesi çağrıları yapıldı. İsrail Dışişleri Bakanı: “Erdoğan, utanmalısın.” ABD’li hukukçu Marina Medvin: “Türkiye, Hamas’la yakın dost. Türkiye neden NATO'da?” ABD’li siyaset bilimci Max Abrahms: “Hamas lideri, Türkiye Cumhurbaşkanı'na NATO'ya nasıl katılacağını soruyor.”

Güzel mi oldu, çirkin mi oldu, değil. Önce, Kabataş neden böyle oldu?

Şehrin önemli bir transfer merkezi olan Kabataş’ta bir düzenleme ihtiyacı vardı. Daha önceki “naif martı projesi’nden ve arkasına yapılmaya çalışılan akıllara ziyan tünel (battı-çıktı) saçmalığından sonra, nihayet “mimari bir fikir”. Kabataş’taki Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği projeden söz ediyorum.Parkı binanın üzerine taşırma fikrinden hoşlandım. Ancak kafamdaki sorular daha da arttı.

Erdoğan, Beştepe’de muhalif siyasilere yemek de verir mi? Tıpkı II. Abdülhamit gibi?

Tarih her konuda ve her zaman tekerrür etmese de bazı zamanlar bazı konularda ilginç bir şekilde tekerrür edebiliyor. II. Abdülhamit’in 1908’de 2. Meşrutiyet’in ilanından 6 ay sonra Yıldız Sarayı’nda tüm mebuslara verdiği yemek ve burada yaptığı konuşma ile Erdoğan’ın 14-28 Mayıs’tan sonra muhalefete ve topluma yönelik izlediği ‘yumuşama’ siyaseti arasındaki benzerlikler gibi.

31 Mart sonrasının hayret verici gündemi nasıl açıklanır?

Seçim sonuçları bir ayrımı gerçek haline getiriyor: Ankara’ya karşı taşrayı, valiye karşı belediye başkanını tahkim ediyor. “Yeter Söz Milletin” şiarında karşılığını bulan halka dayanma bu defa yerel yönetimler üzerinden bir karşılık buluyor. Bu ayrım muhalefetin kazanmasının sebebi değildir, aynı zamanda güçlü olmayı sürdürmesinin koşuludur da. Bu sezgi düzeyinde kavranıyor olacak ki seçim zaferinin hemen akabinde Özgür Özel “Devletle millet karşı karşıya gelirse er ya da geç millet kazanır” demekten geri durmadı. Zaferin sebebi şüphesiz doğru teşhis ediliyor, hatırlanmalı ki anlık bir zaferin kalıcı bir duruma dönüşmesi de “devlete karşı milleti” bir şiara çevirebilmek.

Amedspor’un şampiyonluğu son iki maça kaldı: “Bu bir yol kazası”

2. Lig Kırmızı Grup'un lideri Amedspor, kendi evinde taraftarının yoğun ilgi gösterdiği Iğdırspor maçını 0-2 kaybetti. Diyarbakırlılar, tüm biletlerin satıldığı maçta maçın başlamasından saatler önce stadı doldurmuştu. Amedspor’un şampiyonluktaki rakibi Kastamonuspor ise Karaman deplasmanında 0-3 kazanarak aradaki puan farkını 3’e düşürdü. Şampiyon, ligin kalan iki haftasında belli olacak. Serbestiyet yazarı Ali Fikri Işık: "Bu bir yol kazası. Paniğe kapılmadan kalan iki maçı kazanıp evimize şampiyon olarak dönmeliyiz."

Özgür Özel: “Değişim yürüyüşümüzde önce bir kişiydim. Saçımı boyatmadım, kestirdim, wax sürüldü”

Sabah’a röportaj veren CHP lideri Özgür Özel, şimdi de iktidara yakın Hürriyet’e konuştu, CHP’deki “değişim” hareketine tek başına başladığını söyledi: “Tek başıma uzun uzun düşünüp yüksekten boş bir havuza atladım. Ben düşene kadar havuz dolacak diye hesap ettim. Değişim yürüyüşümüzde önce bir kişiydim. Sonra üç olduk, sonra yedi. (…) İstanbul ve Ankara’da Ekrem Başkan ve Mansur Başkan’a alan açtık. Aklıma yatana destek verdim. (…) Saçlarımı boyatmadım, sadece kestirdim. Kestirdiğim gün wax sürüyorlar. Fotoğraf açılarından dolayı farklı çıkmış; kırlarım duruyor.”

Film düzeltmenliği

“Düzeltme şart!” da… “İcapsız düzeltmecilik” diyebileceğim bir patoloji var. O mevzuya film eleştirmenliğinin eğri, kırık bir dalı olarak -tabiri caizse- “film düzeltmenliği”yle değinmeye çalışacağım. Nuri Bilge Ceylan filmleri bir bakıma öyle münasebetsizliklerin de yarıştığı geleneksel “eleştiri”, “yağdırma” festivali. Her filminde saklı ya da potansiyel bir “Ben olsaydım mesela” sendromu… Hem de “gölgelerin gücü adına güç bende artık” tavrıyla.

KÜÇÜK MESELELER | Etyen Mahçupyan: Patika bağımlılığı

Patika bağımlılığı; bizim herhangi bir şeyi yapıyor olmaktan gelen alışkanlıklar, onun ürettiği meyiller, onun ürettiği yatkınlıklar, onun ürettiği normlar ve onun ürettiği ahlak bütünü ve bunlardan herhangi birini değiştirmemiz halinde hepsini değiştirmemiz gerektiğinden korkmamız. Patika bağımlılığı endüstride çok olan bir şey. Fabrika kuruyorsun belirli bir teknoloji üzerinden sonra yeni bir teknoloji çıkıyor, o teknolojiye geçemiyorsun. İçinde olduğumuz patikaya dışarıdan bakabilecek miyiz? Onu değiştirmeye cesaret edebilecek miyiz?

Solun Kültür Serüveni -7 | Halil Berktay anlatıyor: 1789 Fransız Devrimi

“Fransız Devrimi… Nedir mesele; nedendir, neredendir “büyük”lüğü, benzersizliği, olağanüstülüğü? Kısmen, çok önemli bir anlamda ilk olmasıdır. Kısmen beklenmedik, faillerini de şaşırtacak derecede sürprizli ve hiç tasarlanmamış, hazırlanmamış, programlanmamış çıkagelişidir. Kısmen toplumsal etkisi ve sarsıntısının derinliğidir. Kısmen uluslararasılaşmasıdır. Kısmen de beslediği, yol açtığı teorileştirmeler, hattâ aşırı-teorileştirmelerdir.”

ABD, İsrail ordusunun Batı Şeria’daki taburuna yaptırıma hazırlanıyor

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın işgal altındaki Batı Şeria'daki insan hakları ihlalleri nedeniyle İsrail Savunma Kuvvetleri "Netzah Yehuda" taburuna karşı yaptırım kararını birkaç gün içinde açıklaması bekleniyor.

İslamcılık ve Kemalizm: Hangisi daha orijinal?

İki modernleşme hareketi. Çeşitli açılardan karşılaştırılabilir. Ben bu yazıda sadece özgün düşünme kabiliyeti açısından ikisini mukayese etmek istiyorum. İkisi de iktidar olmuş. İkisi de yeterince rezil olmayı başarmış ideolojiler. İkisinin de yerine göre faziletleri var. Acaba İslamcılık mı yoksa Kemalizm mi özgün düşünme noktasında daha iyi bir zemin sunuyor?