Doğan Gürpınar

YÜZYIL SÖYLEŞİLERİ – 5 | Ümit Kurt: “Türkiye’nin son 200 yılında siyasi düzlemde aynı sorunlar var ve aynı şekilde ele alınıyor”

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e devamlılık ve kopuş tarih yazımını son otuz yıldır en çok meşgul eden tartışma. Doğan Gürpınar, Yüzyıl Söyleşileri’nde bu hafta Avustralya'daki Newcastle Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan tarihçi Ümit Kurt ile Osmanlı ve İttihat Terakki’den Cumhuriyet’e uzanan bürokratik kültürü, devamlılığı ve kadroları konuştu.

YÜZYIL SÖYLEŞİLERİ – 4 | Alp Yenen: “Cumhuriyet’in ilk kurucu dönemi Tek Parti iktidarıysa, ikinci kurucu dönemi Soğuk Savaş’tır”

Doç. Dr. Doğan Gürpınar'ın Yüzyılın Söyleşileri'ndeki yeni konuğu Cumhuriyetin 100. yılı için çok yazarlı bir derleme kitabının editörlüğü yapan Leiden Üniversitesi’nden tarihçi Alp Yenen: "Cumhuriyet’e bakmak biraz da tarihçilerin ve sosyal bilimcilerin kendilerine bakmasıdır ve kendileri ve zamanları değiştikçe Cumhuriyet’le ilişkileri de değişiyor.”… “Cumhuriyet’in bir kurucu dönemi Tek Parti iktidarının tesisiyse, ikinci kurucu dönemi Soğuk Savaş dönümündeki geçiştir ve birbirleriyle iç içedir.” Alp Yenen ile Yüzyılın Tarihçiliği şimdi Serbestiyet kanalında.

YÜZYIL SÖYLEŞİLERİ -3 | Şükrü Hanioğlu, tarihsel Atatürk’ü anlatıyor: “Kemalizmin yaratıcısı Mustafa Kemal değil. Kemalizm bir tefsir. Artık tarihsel Atatürk’ü yaratmamız lazım”

Doç. Dr. Doğan Gürpınar’ın Yüzyıl Söyleşileri’nde yeni konuğu geçen ay “Atatürk; Entelektüel Biyografi” kitabı yayınlanan Princeton Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu. Hanioğlu: “Atatürk’ün fikirlerinin iki ana kanadı var; Garpçılık ve seküler Türkçülük. Ama bu iki fikri akım Osmanlı’nın son dönemlerinde marjinal akımlardı. Osmanlı projesinin devam ettiği bir ortamda Mustafa Kemal’in projesinin uygulanabilirliği yoktu.” “Enver ve Atatürk rekabeti milli tarihçiliğin bir kurgusu. İttihat ve Terakki içinde Mustafa Kemal, sevilen bir insan değil. Bencil bulunuyor. O yüzden lider kadrolarının arasına giremiyor. Ama bu başarısızlığı 1918’den sonra önünü açıyor.” “Kemalizm’in yaratıcısı Mustafa Kemal değil. Kemalizm bir tefsir, bu tefsiri yapana göre değişiyor. Atatürk’ün ideoloji yaratmak gibi bir gayreti yoktu. Atatürk patrimonyal bir düzen kurdu. Kemalizm’in Mustafa Kemal’in önüne geçmesini de istemedi.” “Şu anda Atatürkçülük mevcut iktidardan memnun olmayanların karşı tezi haline geldi. Bir açık oturumdaydı. İdris Küçükömer, Tarık Zafer Tunaya hocaya ve galiba Yakup Kadri’ye “Bırakın hocam artık Atatürk’ün yakasını. Kurucu lider olarak Atatürk’ü konuşalım ama onu orada bırakalım” demişti. Artık tarihi Atatürk’ü yaratmak lazım.”

YÜZYIL SÖYLEŞİLERİ-2 | Prof. Dr. Ali Alpar, yüzyılın bilimi ve üniversitesini anlatıyor

Yüzyılın Söyleşileri'nin ikinci bölümünde Doç. Dr. Doğan Gürpınar’ın konuğu astrofizikçi, Bilim Akademisi kurucu başkanı ve Sabancı Üniversitesi’nden emeritus Prof Dr. Mehmet Ali Alpar. "Yüzyılın bilim ve üniversitesi" şimdi Serbestiyet kanalında...

Doğan Gürpınar’la Yüzyıl Söyleşileri’nin ilk konuğu Caner Eler: “Sporun Yüzyılı”

Yüzyıl Söyleşileri başlıyor. Doğan Gürpınar’ın ilk konuğu Socrates Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Caner Eler... “Sporun Yüzyılı”, yarın Serbestiyet kanalında...

Tuhaf bir Cumhur İttifakı mimarisi: Sağ Blok

AK Parti 2010’ların ilk yarısından itibaren başlayan yavaş ama kararlı oy erimesine karşı ittifak arayışlarını başkanlık sistemine geçişle bloka dönüştürerek halletti. Böylece karşı tarafa geçiş ihanet haline geliverdi. İşte bu noktada Erdoğan artık %35’lik AK Parti’nin değil %50’lik Sağ Blok’un doğal başkanı. Erdoğan, gücünü artık bu pozisyondan devşirdiği gibi onu AK Parti genel başkanı olmasına göre çok daha güçlü kılıyor. Bu sağ blokun kendi içinde ise fikirsel olarak uzlaşması o kadar kolay değil. Ancak nelere karşı oldukları konusunda hemfikirler.

Gençlik popülizmi: Gamerlar, Youtuberlar niye ve nasıl Özdağcı olurlar?

Twitch fenomenliğinden şöhret kazanmış Jahrein türü gençlik popülizmlerinin siyasetsizlik tasavvuru nasıl olur da tüm hayatı siyasallaştırma, biçimlendirme arzusundaki bir fikriyatla bütünleşir? Bu bir paradoks değil midir? Örneğin Mansur Yavaş onlara niçin İmamoğlu’nun ama özellikle Kılıçdaroğlu’nun aksine siyasal-üstü görünmektedir? Daha yakıcısı nasıl bu vaadlerin hiç birini değil taşımak, dillendirmeyen bile Zafer Partisi’nin etki alanına girebilmektedir? Zafer Partisi’nin bu söylemsel cazibesi nereden kaynaklanmaktadır