Ana SayfaYazarlarKürt elitleri

Kürt elitleri

 

Kürt elitleri, Barzani’den daha fazla bağımsızlıkçı davranıyor. Daha önceki yazılarımda altını çizdiğim bu tesbiti neden bu kadar önemsiyorum? Çünkü karşımızda giderek iştahı ve arzusu kabaran bir Kürt milliyetçiliği var. Bu milliyetçiliğin birlikte yaşama arzusunu örselemesinden çekiniyoruz. O yüzden Kürt elitlerinin ne tür bir pozisyon alacağı büyük bir önem taşıyor.

 

Önce, Kürt elitleri ibaresi ile neyi tanımladığımı anlatayım. Bu ibare ile Türkiye’de yaşayan; mesleki anlamda profesyonelliği, belki belirli bir sermaye birikimi bulunan; fikir üretebilen; toplumsal tercihlerde yön göstericiliği olan; tezleri, faaliyeti geniş yığınlar tarafından izlenen aydınları, siyasetçileri, akademikleri, işadamlarını, sanatçıları, meslek ve sivil toplum örgütü temsilcilerini kastediyorum.

 

Bir toplum, tercih veya kanaat oluştururken tüm üyeleriyle birlikte düşünmez. Tercih ve kanaatlerde daha çok elitler etkili olur. Elitleri toplumlar için önemli ve belirleyici kılan, söz ve anlam oluşturma güçleridir.

 

Kürt elitlerini dört kategoride toplamak mümkün. (1) Sadece ve sadece PKK eleştirisi üzerinden güç ve meşruiyet edinenler. Bu gruba girenlerin şiddet eleştirisi yapmaları doğru ve yerinde. Ancak bunun ötesinde fikir ve düşünce üretme kapasiteleri yok denecek kadar az.

 

(2) İkinci kategoriyi PKK’yi eleştirerek sisteme göz kırpanlar, ama bunun yanı sıra Barzani çizgisine yakın duranlar oluşturuyor. Bu kesittekiler ulus-devletçi, aşırı milliyetçi. Ama bu milliyetçiliklerini PKK eleştirisi ile gözlerden saklıyorlar.

 

Bu gruba giren aktörleri her gün televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında görebilirsiniz. Bölgedeki resmi kurumlarla ilişkileri de son derece iyi. Bölgeye akan teşvik ve yatırımların dağılımında belirleyici rol oynuyorlar.

 

Kürt aydını görüntüsünde karşımıza çıkanların çoğu siyasetle içli dışlı; keza çoğunun ticari bağlantıları vardır.

 

PKK habitatında yer alanlar

 

(3) Üçüncü kategoriyi sol-sosyalist çizgide olup ulus-devlete sıcak bakmayan ama şiddete de “hayır” diyemeyenler oluşturuyor. Bu aydınlar kendilerini ağırlıklı olarak yıkıcı nihilistik duygular üzerinden yansıtıyor. Rahatsızlar, ancak rahatsızlıkları acı ve öfkeye yol açıyor.

 

PKK habitatında yer alan elitlerin büyük kısmı bu aktörlerden oluşuyor.

 

(4) Bir Kürt eliti kategorisi daha var. O kategoriyi ise liberal-demokrat veya muhafazakâr-demokrat aktörler oluşturuyor. Yüzü Türkiye’ye en fazla dönük olan bu aktörler, her türlü milliyetçiliğe karşı. Günümüzde ulus-devletlerin aşıldığını, küresel düzende artık sınırlara yer olmadığını, ulus-devlet için verilen mücadelenin akıntıya karşı bir çaba olduğunu düşünüyorlar. Ancak Kürtlerin eşit yurttaşlar olarak tüm hak ve hukuklarının da tanınmasından yanalar.

 

                                                                  *          *          *

 

Zamanın ruhunu seslendiren bu elitlerin toplumsal karşılıkları olmadığı da söylenemez. Bu aktörlerin özellikle Türkiye ile entegre olmuş veya Türkiye’nin batısına göç etmiş Kürtler içinde ciddi bir karşılığı var. Önümüzdeki dönemde bu aktörlerin seslendireceği tezlerin, yapacakları itirazların Kürtlerin geniş kesimleri tarafından yakından izleneceğini söyleyebiliriz.

 

Türkiyeli Kürt elit kategorileri, Kürt sorunu bağlamında Türk düşünce hayatını da etkiliyor.

 

Türk entellektüelleri, çok az istisna dışında, maalesef Kürt sorununda özgün bir duruş ve üretim sergileyemiyor. Daha çok, kendi içlerinde ayrışan Kürt elitlerinin aldığı pozisyona göre tutum takınıyorlar.

 

Ağırlıklı olarak ikinci kategoriye giren Kürt elitlerine sempati besliyorlar. Bunu da daha çok PKK yüzünden yapıyorlar.

 

Milliyetçiliğin terbiyecileri olacaklar mı?

 

Ancak Irak’ta Barzani’nin bağımsız bir devlet süreci başlatması, Kürt elitleri ile ilgili durumda önemli değişiklikler, bu elitlerin toplumsal algı üzerinde yarattığı etkilerde de ciddi farklılıklar oluşturmaya başladı.

 

Kürt aktörleri içinde en etkili grubu oluşturan (sisteme göz kırpan ama Barzani’yi de çok katı bir şekilde destekleyen) Kürt elitleri, bağımsızlık referandumuna kadar PKK’ye karşı tavır aldıkları için Türk medyası, iktidarı ve devleti tarafından baş tacı ediliyordu.

 

Kamusal alanda daha çok PKK karşıtlığı ile görünür olan bu elitler, referandumdan sonra bağımsızlık sürecine verdikleri enerjik destek ile Kürt milliyetçi heyecanının en sürükleyici aktörleri haline geldi.

 

Bu durum, yeni Ortadoğu düzeninin beslediği ve büyüttüğü Kürt milliyetçiliğinin Türkiye kıyılarını ne şekilde döveceğini merak edenlerin dikkatini çekti.

 

Haksız da sayılmazlar. Çünkü Irak’taki bağımsızlık sürecinin Türkiye için ciddi bir tehlike haline gelip gelmeyeceğinde, bu aktörlerin takınacağı tutumun, alacağı pozisyonun büyük bir rolü olacak.

 

Bu elitler ya milliyetçilik ateşine daha fazla benzin döküp birlikte yaşama iradesini dinamitleyerek halkları karşı karşıya getirecekler, ya da Kürt milliyetçiliğini günümüzün evrensel değerleri ile sentezleyip Türk ve Kürt halkları için bir çıkış kapısı önerecekler.

 

- Advertisment -