Ana SayfaYazarlarKürtler arası iç savaş kapıda mı?

Kürtler arası iç savaş kapıda mı?

 

Hemen yanı başımızda fırtınalar esiyor. Öyle sert esiyor ki, Irak Kürdistan Bölgesi’ni 20 yıldır Ortadoğu’nun istikrar adası yapan KDP-YNK barışı çözülebilir.

 

KDP (Kürdistan Demokrat Partisi) ile YNK (Kürdistan Yurtseverler Birliği), yaklaşık dört yıl süren bir iç savaştan sonra 1998’de Amerika’nın arabuluculuğunda Washington DC’de bir anlaşma imzaladı. Anlaşma ile iki taraf, Amerika’nın Irak Kürdistanı’nı koruması eşliğinde politik gücü ve gelirleri paylaşacaktı.

 

Anlaşmadan sonra Kürt bölgesinde 20 yıl barış hüküm sürdü. Ancak bu süre içinde iki parti ne birleşme, ne de entegrasyon yönünde herhangi bir girişimde bulundu. Her iki parti, ikiye ayırdıkları bölgede kendi kurumlaşmalarına ağırlık verdi.

 

Bölgenin zengin petrol kaynaklarını eşit bir şekilde paylaştılar. Bu kaynaklardan gelen petro-dolarları da yandaş network’ları oluşturarak kendi ailelerine peşkeş çektiler. Ortaya inanılmaz aileci, kayırmacı, yolsuzluk üreten bir ekonomik yapı çıktı.

 

ABD’nin 2003 Irak müdahalesinden sonra Celal Talabani Irak Cumhurbaşkanı olurken, Barzani de Irak Kürdistan Bölgesi’nin Başkanı oldu. Ancak bu işbölümüne rağmen iki parti kendilerine bağlı asayiş güçlerini birleştirme yoluna gitmedi.

 

Liderler anlaşması

 

20 yıl hüküm süren barış ortamı, karizmatik liderler arasındaki bir anlaşmaya dayalıydı ama kırılgandı. Celal Talabani’nin geçen yıl Ekim ayında; yerine gelen güçlü politik isimlerden Neşirvan Mustafa’nın da bu yılın Nisan ayında yaşamını yitirmesiyle, politik bir boşluk ve dengesizlik ortaya çıktı.

 

YNK bugün itibariyle çok güçsüz bir noktada. Çünkü partiye ve ona bağlı askeri güçlere liderlik yapacak güçlü karizmatik isimler yok. Buna karşılık Mesut Barzani hayatta. 72 yaşında; gayet de sağlıklı ve aktif. Askeri güçlere liderlik yapıyor. Bölge bölge dolaşarak halka hitap ediyor.

 

Bugün Kürt bölgesinde 111 sandalye için yapılacak parlamento seçimleri öncesi karşılıklı söz düellosu ile, politik boşluk daha da içinden çıkılmaz bir hale geldi. 23 Eylül’de Barzani YNK’nin başkenti Süleymaniye’ye gitti; kendisini karşılayan coşkulu kalabalığa hitaben “Her kim bizimle aynı fikirde ise biz de onunla aynı fikirde oluruz ve evimizi onunla paylaşırız. Ama her kim bizim amaçlarımızla aynı fikirde olmazsa hem onun hem de bizim için aynı evi paylaşmamız ve birlik olmamız zorlaşır” dedi. Bu demeçten sonra her iki basında da karşılıklı ihanet suçlamaları çıktı.

 

Aslında iki parti arasındaki gerginlik yeni değil. Referandum sonrası Kerkük’ün elden çıkmasının ardından karşılıklı demeçler savaşı yaşanmıştı. Barzani, bazı YNK liderlerini, özellikle de Talabani’nin oğlu Bafel Talabani’yi düşmanla işbirliği yapmakla suçlamış; bunun üzerine YNK yöneticileri de Barzani’yi güç tekeli oluşturmakla suçlamışlardı.

 

İç savaşı hatırlatan retorik

 

Irak Kürt bölgesindeki aydınlar endişeli. Şu soruya yanıt arıyorlar: Hayli muhafazakâr ve militarize bir toplumda, karşılıklı ihanet suçlamaları, politik güç savaşı, daralan pastayı paylaşma kavgaları bölgede iç barışı tehdit eder mi? Rudaw’ın Washington temsilcisi Namo Abdulla, Al Jazeera’da kaleme aldığı analizde bu soruya şu yanıtı veriyor: “Bana göre bu retorik iç savaşın bir hatırlatıcısıdır.”

 

Abdulla haksız da değil. Çünkü KDP rakibini kısıtlamak için çoktan bazı hamleler yaptı. KDP Behram Salih’in Irak cumhurbaşkanı olması talebini geri çevirdi; kendi adayları olan Fuad Hüseyin’i önerdi. Bu, 20 yıldır yürürlükte olan barış anlaşmasının sona erdiğinin ilânından başka bir şey değil. O yüzden Abdulla, gerginliğin seçim sonrası daha da artıp bir iç çatışmaya dönüşmesinden endişe ediyor. Nitekim twitter’daki bazı hesaplardan Barzani’ye ait olduğu iddia edilen gizli ses kayıtlarının yayınlanması, bu ihtimali doğrulamıyor değil.

 

Seçimler için toplam 21 parti yarışıyor. Hiçbirinin yüzde 51’i alarak çoğunluğu sağlaması beklenmiyor. Ancak seçim sonrası KDP, (seçim anketlerine göre yüzde 10 oy alacak olan) Goran veya finansmanını bir gayrimenkul zenginin yaptığı Yeni Nesil Hareketi (Newey Nue; bu parti de anketlere göre yüzde 10 oy alacak) ile ittifak ilişkisi geliştirebilir.

 

Bu, şu anlama geliyor: Siyasi denklemden YNK’nin dışlanması.

 

YNK bunu kabul eder mi? YNK liderleri buna hayır yanıtı verdi. YNK yöneticilerinden Mullah Baxtiyar, Rudaw televizyon kanalında “Bir sandalye de kazansak biz YNK’yiz. Kimse bizi silâhsızlandıramaz” diyerek olası meydan okumalara meydan okuyarak yanıt verdi.

 

Kağıt üzerinde hiç kimse, Irak Kürt bölgesinde bir iç savaş beklemiyor. Ancak seçim sonrası oluşan yeni siyasi güç haritası, iyi yönetilmezse iç çatışmalara dönüşebilir. Burada kilit iki güç Amerika ve Türkiye. Ancak Türkiye’nin istikrara güçlü katkıları olmazsa, Amerika’nın da tek başına politik güç savaşını engellemeye gücü yetmeyebilir. Türkiye’nin uzatacağı yardım eli ise tek bir şarta bağlı: Ulusal güvenlik kaygılarının karşılık bulması.

 

- Advertisment -