Ana SayfaYazarlarİsrail’le anlaşma Kürt sorununa nasıl yansır?

İsrail’le anlaşma Kürt sorununa nasıl yansır?

 

Türkiye ile İsrail arasında ilişkileri yeniden tamir etmek için yürütülen müzakereler anlaşmayla sonuçlanırsa, Kürt sorunu bundan nasıl etkilenir? Türkiye ile ilişkileri düzelten İsrail, Kürt sorununda nasıl bir denklem inşa eder?

 

                                                                  *          *          *

 

İsrail’in genel Kürt stratejisine baktığımızda, bu stratejinin en önemli ayağını Irak’ta Kürt coğrafyasında kurulacak bağımsız bir Kürt devletini desteklemek oluşturuyor. Nitekim İsrail bu niyetini (Devlet Başkanı, Parlamento Başkanı, Adalet Bakanı gibi) en resmi ağızlardan pek çok kez seslendirdi. Bir adım ötede, İsrail’in Irak’ta kurulacak bağımsız bir Kürt devletine hamilik dahi yapmak istediği de sır değil. Bunun için perde arkasında Türkiye ile rekabet ediyor.

 

Suriye’de ise İsrail, dış etkilerden izole edilmiş federatif bir Kürt coğrafyasından yana. PKK liderliğindeki Rojava’ya maddi yardımın yanısıra, YPG’ye askeri eğitim desteği de sunuyor. Ayrıca YPG’yi istihbarat desteğinden yararlandırıyor. Suriye’deki Kürt politikasını fiili olarak ABD yürütüyor; ancak oluşturulan politikanın karar merkezinde İsrail var. Rojava’yı İsrail için önemli kılan, IŞİD tehdidi. IŞİD’in Golan Tepeleri’ni ele geçirip İsrail topraklarına havan ve roket saldırılarında bulunma ihtimali, İsrail’in en büyük kâbusu. IŞİD aslında Batı’dan ziyade İsrail’in güvenliği için çok tehlikeli bir aktör. Bu aktörü sahada Kürt silahlı güçleri dışında etkili bir şekilde gerileten ve zayıflatan bir kuvvet de bulunmuyor. Bu yüzden İsrail, Suriye’nin kuzeyinde Akdeniz’e kadar uzanacak bir güvenlik şeridi oluşturmayı çok önemsiyor.

 

İran’ı Kürt kartı üzerinden karıştırmak istiyor

 

İsrail’in Türkiye ile anlaşmaya varması, Kürt sorunu bağlamında asıl etkisini İran üzerinde gösterecek. Bunun ne şekil alacağını ortaya koyabilmek için, sahada yaşanan gelişmelere bir göz atmamız gerek.

 

Geçen yıl ABD ile İran arasında yürütülen nükleer görüşmelerin pozitif yöne evrilmesi, en çok İsrail’i rahatsız etti. İsrail’in hoşnutsuzluğunun sürdüğü günlerde, sürpriz bir şekilde sahneye İran Kürdistan Demokrat Partisi  (KDP-İ) çıktı. KDP-İ 2015 yılının Mayıs ayında — yani nükleer anlaşmasından iki ay önce — askeri birliklerini İran sınır hattında konumlandırmak istedi. Ancak PKK buna sert tepki gösterdi. Çıkan çatışmada 2 PKK, bir KDP-İ üyesi yaşamını yitirdi.

 

Temmuz 20015’te İran ile ABD arasında nükleer anlaşma sağlandı. Ancak anlaşmanın yarattığı pozitif iklim 9 ay sürebildi. Bu yılın Nisan ayında ABD bloke ettiği İran’ın daha önce bloke ettiği 2 milyar dolarını iade etmeyip yağmalayınca, iki ülke arasındaki ilişkiler yeniden buz kesti.

 

Bu tarihten sonra KDP-İ’nin İran’daki faaliyetleri askeri bir hüviyet kazanmaya başladı. 7 Mayıs’ta (yani bundan 10 gün önce) KDP-İ ile İran ordusu arasında şiddetli çatışmalar çıktı. KDP-İ’ye göre, çatışmada 10 İran askeri hayatını kaybetti. İran Devrim Muhafızları sitesi ise çatışmada iki İran askerinin öldüğünü, bir askerin de yaralandığını duyurdu. Çatışmadan üç gün sonra İran Dışişleri, Barzani’nin bağımsız devlet olma talebini sert sözlerle eleştirdi. Dışişleri sözcüsü Hüseyin Cabiri Ensari, tüm bölge ve dünya için en doğru olanın Irak’ın toprak birliği ve bütünlüğü olduğunu söyledi.

 

PJAK şimdilik İsrail’e mesafeli

 

İsrail açısından İran nezdinde etkili olabilecek bir diğer kart, KCK’nin İran’daki silahlı kolu PJAK. Ancak PJAK şimdilik gelişmelere mesafeli duruyor. PJAK ile İran arasında 2011 yılında şiddetli çatışmalar yaşanmış, 2011 yılının ortasında karşılıklı ateşkes ilan edilmişti. Ateşkes bugüne kadar birkaç istisna dışında yürürlükte kaldı. Bu istisnalar bağlamında, 2013 yılında iki kez kanlı çatışmalar yaşandı. 2013 yılının Ağustos ayında çıkan çatışmada 7 İran askeri ve 2 PJAK üyesi yaşamını yitirdi. 2013 yılının Ekim ayında İran 2 PJAK üyesini idam edince PJAK Kasım ayında misilleme yaptı; 10 İran askeri öldü. Mayıs 2014 tarihinde PJAK bünyesinde, siyasi faaliyet yürütmek amacıyla Suriye’deki PYD benzeri KODAR kuruldu. 8 Eylül 2015 yılında çıkan çatışmada ise 2 İran askeri ile 2 PJAK üyesi hayatını kaybetti.

 

PJAK yeniden çatışır mı?

 

Peki, KCK’nin İran kolu PJAK İran’da silahlı çatışmaları yeniden başlatır mı? Eğer Türkiye’de bir ateşkes gündeme gelmezse silahlı çatışmaları başlatabileceğini zannetmem. Çünkü bu üç cephede savaşmak anlamına gelir ki, bunu kaldırabilecek ne altyapısı var, ne de tabanında üç cepheli çatışma sürecine psikolojik destek oluşturabilir.

 

Burada, İsrail’in KCK’ya Türkiye’de çatışmaları durdurması yönünde teşvik edici diplomatik girişimleri söz konusu olabilir. Nitekim ABD üzerinden iletilen “yeniden masaya oturun” önerilerinin perde arkasında İsrail’in de önerileri olması ihtimali güçlü bir olasılık. Ancak Türkiye’nin savaşın durdurulması değil bitirilmesi stratejisi düşünüldüğünde, çatışmaların bir süreliğine durdurulması ihtimalinin Türkiye’de karşılık bulması zor görünüyor.

 

Gelecek için 5 varsayım

 

Yukarıda kanaat oluşturmak açısından esinlendirici nitelikler sunduğu için özetlediğim olgulara bakarak, keşfedici bir gelecek öngörüsünde bulunabiliriz. Zira Türkiye-İsrail anlaşması sonrası İsrail’in Kürt sorununda beş hipotezli bir yönelime girmesi ihtimali yüksek bir olasılık.

 

(1) İsrail’in temel stratejisi, Ortadoğu’da en büyük düşmanı olarak gördüğü İran’da Kürt sorununun harlanması için büyük gayret göstermek olacak.

 

(2) Türkiye’deki çatışmaları durdurup PKK’yi İran’la çatışır hale getirmek isteyecek. Bunun için her türlü baskı ve lobi aracını devreye sokacak.

 

(3) PJAK’ın ateşkesi bozmaya yanaşmaması halinde, İsrail alternatif silahlı Kürt oluşumlarını destekleyecek. Bu amaçla İran Kürdistan Demokrat Partisi’ni  (KDP-İ) silahlandırıp desteklemeyi düşünecek. Eğer bu enstrümanla başarılı olursa, PJAK yerine KDP-İ ile yürüyecek. Böylece, PJAK’ı destekleyip PKK’yi büyüttüğü için Türkiye ile karşı karşıya gelmek veya Türkiye’nin devlet aklında kuşku yaratmak da istemeyecek.

 

(4) Barzani’nin bağımsız devlet olma yönündeki eylem planını destekleyecek.

 

(5) Türkiye’nin Kürt sorununda İsrail’e muhtaç ve mecbur kalmasını sağlayacak taktik ve stratejiler izleyecek. Suriye’de PKK hegemonyasında bir Kürt coğrafyası oluşması için elinden gelen desteği sunacak; bu coğrafyanın Türkiye’yi etkileme şeklini Türkiye ile bir müzakere kartına dönüştürecek.

 

                                                               *          *          *

 

Türkiye ile İsrail arasında ilişkilerin düzelmesi iki ülke halkına esenlik ve güvenlik getirecekse, en hayırlı gelişme olur. Ancak Türk siyasal karar vericileri ile Kürtler adına yola çıkan siyasi öznelerin, Kürt sorununun kaderini kendi ellerine almak yerine başkalarının eline vermeleri ise büyük bir trajediye dönüşebilir. Kürtler çıkarları için kendilerini kullanacak güçlere “lejyonerlik” yapmamalı; Türkiye de Kürt sorununu çözümsüz bırakarak Kürtleri başkalarına muhtaç bırakmamalı.

 

- Advertisment -