Ana SayfaYazarlarABD’nin Gülen tavrı politikasızlığın politikası

ABD’nin Gülen tavrı politikasızlığın politikası

 

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın gezisi ABD tarafının ilişkileri tamir etme çabasının bir parçası olsa da Türkiye FETÖ liderinin iadesi konusunda ciddi ve net. Ancak ABD tarafı işi zamana yaymanın ve bürokrasiye boğmanın derdinde. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Washington’a ziyarete gelen Türkiye Meclis komisyonu heyetinin üyeleri, Türkiye’nin önceliğini sarih şekilde aktarmıştı Amerikalı muhataplarına. FETÖ Türkiye için en aciliyetli ulusal güvenlik tehdididir. 246 demokrasi şehidi vermiş, lideri suikast girişimi atlatmış, meclisi bombalanmış bir ülke, uluslararası bir ağı olan bir örgütle mücadele etmek konusunda ulusal bir mutabakat kurmuş bir millet var.
Komisyon toplantılarında bulunan bir yetkili, “Amerikalılar da şaşkın, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Oyalamaya çalışıyorlar”diyerek müzakere masasındaki karşıtlarının haleti ruhiyesini ve stratejisini özetlemişti. Aslında bu Obama yönetiminin genel Orta Doğu politikasının şiarı olan politikasızlığı politika olarak yutturmaya çalışmasının Türkiye masasıydı.

 

Medya kuşatması

 

Türkiye darbe sonrası elinden gelen tüm imkânları kullanarak derdini dünyaya anlatmaya çalıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe sonrası ilk mülakatlarını uluslararası medya kuruluşlarına verdi. Darbeden sonra görüştüğüm Türkiye’de yaşayan yabancı gazeteciler bile Türkiye’nin yıllardır muhatap olduğu medya kuşatmasına isyan noktasına gelmişti. O dönem İstanbul’da görüştüğüm son derece prestijli bir yayın grubunun temsilcisi “Dünyanın başka yerlerinde gerçekleşince demokrasi diyerek alkışladığımız bir olay, Türkiye’de yaşanınca görmezden geliyorlar”diyerek kabul etmişti…

Mağdur ve mağruruz

Türkiye ABD karşısında mağdur ve mağrur olan taraf. ABD’de tarafında aklı başında olan tüm akil dış politika sesleri Türkiye’nin önemini hatırlatıyor ve Obama yönetiminin Türkiye’nin hassasiyetlerini anlaması gerektiğini söylüyor. Sabah gazetesinin Washington muhabiri Ragıp Soylu, geçtiğimiz günlerde iki kritik isimle görüştü. Soylu ile görüşen eski ABD Büyükelçisi James Jeffrey,ilişkilerin zarar göreceği uyarısında bulunurken, ABD yönetiminin Fethullah Gülen’i gözetim altına alarak, faaliyetlerini sınırlandırarak Türkiye’ye bir jest yapabileceğini düşünüyor.

Soylu’ya konuşan bir diğer isim, 2005-2008 yılları arasında Ankara Büyükelçisi olan Ross Wilson ise, tartışmalar sürerken kimileri tarafından ABD basınında dile getirilen “İncirlik’i taşıyalım” tekliflerinin aptalca olduğunu söylüyor. Wilson bu çerçevede Biden’ın Ankara’ya yapacağı ziyaretin Türk-Amerikan ortaklığının geleceği için önemli olduğuna inanıyor.

Somut adım zor

Biden’ın gezisine kadar geçen sürede ABD tarafı tam da Türkiye’nin beklediği gibi zaman kazanmayı ve oyalamayı seçti. Bunu yaparken yine uluslararası medyayı bir kamu diplomasisi aracı olarak kullanmayı seçti ABD. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret ettiği “ipe un serme”argümanları türlü şekillerde yapıldı. Türkiye’nin başvurusunda gedik olduğunu iddia eden yayınlar özellikle Amerikan medyasında geniş yer buldu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından Biden görüşmesinin temel amacının Türkiye’nin kararlılığını beyan etme olduğu hissediliyor. Obama hükümeti son demlerini yaşarken, Türkiye ABD yönetimine hükümetlerin yolcu, NATO müttefiklerinin ise hancı olduğu mesajını verecek. Türkiye’nin ABD ile FETÖ konusunda uzun süre içinde olacağı aktif bir müzakere sürecinin ilk adımlarından biri olan bu geziden somut adımların çıkması beklenmese de, sembolik yönü yüksek mesajların verilmesi muhtemel. ABD jestlerle Türkiye’nin tepkisini yumuşatmaya çalışırken, Türkiye aktif adımlar talebinde olacak.

- Advertisment -