Ana SayfaYazarlarAraplar ve Kudüs

Araplar ve Kudüs

 

Trump'ın ABD elçiliğini Kudüs'e taşıma kararından bir gün sonra İsrail'deydim. Mescidi Aksa'daki Cuma namazını da izledim. Namaz için toplanan cemaatin önemli bir kısmını Filistinliler oluşturuyordu. Dünyanın değişik yerlerinden gelmiş Müslümanlara da rastlanıyordu.

 

Herkesin gözü namazın dağılmasının ardından yapılabilecek gösterilerdeydi. Cemaatin çoğunluğu, geldiği gibi sessizce dağıldı. Birkaç yüz kişilik bir gençlik grubu, sloganlar atmaya başladı. Göstericilerin içinde, sesi daha yüksek çıkan, daha militan davrananların Türkiye'den gelmiş olmaları dikkat çekiyordu.

 

Türkiye'den gelenlenle yaptığımız sohbetlerin bazılarında, Arapları küçümseyen, onları korkaklıkla ya da çıkar için sessiz kalmakla suçlayan bir yargının oluştuğunu fark ettim. Bu havanın Türkiye'ye döndüğümde daha da yaygınlaştığını, sistemli bir “değerlendirme” haline geldiğini gördüm.

 

Türkiye'de laik-seküler kesim içinde geleneksel olarak Arap dünyasının bütününü küçümseyen; gericiliğin, dini yobazlığın oradan geldiğini düşünenler vardır. “Muhafazakar”lar, Araplara yönelik bu yargıyı genelde eleştirmiştir. Son günlerde Kudüs nedeniyle ortaya çıkan yeni siyasi ortamda; muhafazakarlar da, geleneksel ulusalcı-modernist-sekülerist yaklaşıma benzer bir hava içine girmiş durumda.

 

Arapları toptan suçlayan, aşağılayan üslubun yaygınlaştığı görülüyor.

 

Milliyetçi bir arka plan üzerine de oturduğunu düşündüğüm bu yeni eğilimin, olgular yerine duygularla hareket ettiğini ve gerçeklerden koptuğunu gözlemliyorum.

 

Filistinliler de Arap

 

Unutmayalım; Kudüs'ün, İsrail'in başkenti olmasına karşı yıllardır dişiyle tırnağıyla direnen Filistinliler, Arap'tır. Arap dünyası, zengin ve yaygın bir coğrafi zemin üzerine kuruludur. Sosyolojik ve etnik farklılıkları, çok farklı ahlak anlayışlarını içinde barındırır. Mısır’da bile birbirinden son derece farklı etnik gruplar ve siyasi eğilimler bir arada yaşıyor.

 

"Beyoğlu'nu Araplar bastı. Kalite düştü, ilkellik gelişti" diyen elitistmodernist tepkiyle, "korkak Araplar" diyen muhafazakar tepkinin özünde bir benzerlik var. İkisi de kibirli, ikisi de üstten bakıyor.

 

Her halkın, her ulusun, her topluluğun içinde sorunlu, sıkıntılı gruplar ve davranışlar olduğu gibi, Araplar içinde de var. Özellikle demokrasi ve insan hakları açısından, Arap yönetimlerinin çoğunluğu çok kötü bir karneye sahip.

 

Araplar, çok değişik ülkelerde, çok değişik kültürel, sosyolojik ve siyasi farklılıklar içinde yaşıyor. Arapça dünyanın en gelişmiş dillerinden biri. Araplara yönelik küçümseyici kültürün; sorunlu, kaba miliyetçi bir bakış açısı olduğunu söylemek mümkün.

- Advertisment -