Ana SayfaYazarlarEline sazı alan aklına geleni söylemesin...

Eline sazı alan aklına geleni söylemesin…

 

İki büyük katliamın ardından Rus elçisinin öldürülmesi, karşı karşıya olduğumuz felaketin boyutlarının ne ölçüde büyük olduğunu gösteriyor. 2003’te, Irak'ın ABD tarafından işgalinin, bölgede kanlı bir bölünmeye yol açabileceğini söyleyenlerdenim. O zaman, "ABD bir girsin Saddam'ı yıksın, biz de onlara destek olalım" diyenler şimdi ne düşünüyorlar, merak ediyorum. Gaza gelenlerin, sert konuşanların, “hadi girelim”cilerin, bir süre sonra pişman olduğunu, birçok olayda gördük, görmeye de devam ediyoruz… İddialı, aceleci, intikamcı, “hadi girelim”, “hadi hesabını soralım”cı dilden, özellikle bu dönemeçte, uzak durmamız gerekiyor.

 

Kriz Yönetimi

 

Büyükelçinin öldürülmesinin ardından, krizin iyi yönetildiğini söylemek mümkün… Rusya ile uçak krizinin yaşandığı günlerde böyle bir suikastla yüz yüze gelseydik, hesaplayamayacağımız karanlık bir senaryoya teslim olabilirdik. ABD veya başka aktörler ile ipleri daha da germeye niyetli çıkışlar yapanların, bunların sonuçlarını hesap etmeleri gerekiyor… "Bu işin arkasında mutlaka ABD var" gibi aceleci saptamalar, ilişkilere ve dış politikada olması gereken esnekliğe zarar veriyor. Rusya ile ilişkileri düzeltme çabası, doğruydu. Ortadoğu gibi bir coğrafyada, her ilişkinin ince ince hesap edilmesi şart.

 

Riski azaltabilmek

 

Rus Büyükelçisini öldüren gücün, Türkiye'nin dış siyasette zora girmesini, köşeye sıkışmasını amaçladığı görülüyor. Bu projeyi boşa çıkarmak hedefiyle hareket etmeliyiz. Suikastın olduğu andan itibaren, Türkiye'nin ve Rusya'nın karşılıklı olarak itinalı adımlar atmış olmaları, önemli. Ancak riskler ortadan kalkmış değil. Rusya ile ilişkilerde gösterilen özen, diğer müttefiklerimiz karşısında da gösterilebilmeli… Eline sazı alanın aklına geleni söylediği bir ortamdayız. Sosyal medyada ve gazete köşelerinde, sertliği giderek tırmanan yorumlarla karşılaşıyoruz. Rusya, ABD, Avrupa, İran gibi ülkeler, dönüşümlü olarak, “defterden siliniyor.” Demirel'in böyle dönemlerde tekrar ettiği bir cümle vardır: "Usuletle ve suhuletle hareket edelim." Rusya ile ilişkileri nasıl ileriyi hesap ederek düzelttiysek, aynısını diğer muhataplarımızla da yapabiliriz, yapabilmeliyiz. Gerilim ve belirsizliğin büyüdüğü, akılcılığa ihtiyacın arttığı bir noktadayız. Hem içeri hem dışarıda, daha sakin ve daha “güçleri birleştirici” bir dil aramakta yarar var.

- Advertisment -