Ana SayfaYazarlarKudüs, sadece Müslümanların meselesi değil

Kudüs, sadece Müslümanların meselesi değil

 

İslam İşbirliği Teşkilatı, İstanbul'daki toplantısında Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak kabul ettiğini bir kez daha vurguladı. Aslında, 1988’den beri, Doğu Kudüs, resmen Filistin devletinin başkenti.

 

O tarihte bağımsızlığını ilan eden Filistin'i 137 ülke tanıdı. Bu ülkeler içinde birçok Avrupa (İsveç, Yunanistan, Fransa) ülkesi de yer alıyor. Çin, Rusya, Hindistan da listeye dahil. Dünyanın yüzde 70'inin kabul ettiği bir gerçekten söz ediyoruz.

 

Görüldüğü gibi, Filistin devletinin tanınması ve meşru haklarına kavuşması, yalnızca Müslüman ülkeleri ilgilendirmiyor. 2012’de BM Güvenlik Konseyi'nde yapılan oylamada, üç daimi üye, Çin, Rusya ve Fransa; Filistin'in BM'ye "gözlemci devlet" olarak katılması yönünde oy kullandı.

 

İngiltere çekimser, ABD ise karşı oy kullandı. Bir üye veto ettiği için, talep, BM nezdinde resmiyet kazanamadı. Stratejiyi, “Müslümanların öfke ve tepkisi” üzerinden kurmak ve tek başına İslam dünyasını bir çözüm gücü olarak düşünmek, elbette yeterli bir yaklaşım değil. Daha geniş bir coğrafyanın desteği söz konusu.

 

Gösterilerde, Yahudi düşmanlığı yapmak ve anti-semitik bir ruh haline bürünmek, bu eğilimlere prim vermek; Filistin'e destek olması beklenen, bugüne kadar da destekleyen bir çok ülkeyi, o ülkelerin yurttaşlarını çekimserliğe, çekingenliğe itebilir…

 

Rusya, Çin ve Fransa gibi ülkelerin desteğinin sürmesini sağlamak, özellikle önemli. Şimdiye kadar Filistin'i tanımış ve çoğunluğu Hıristiyan olan bu tür ülkelerin kilit bir konumu var. Onların duyarlıklarını gözardı eden stratejilerden uzak durmak gerek.

 

Hıristiyan dünyası

 

Geçmişte bazı Müslüman ülkelerdeki şiddet içeren sert gösteriler, ırkçı sloganlar, evrensel desteği zaafa uğrattı. Aynı riskin bugün de geçerli olduğu açık.

 

Geçen haftaki dört günlük Kudüs gezimizde, Filistinlilerin, özellikle Kudüs'te yaşayan Filistinlilerin, sakin ve ihtiyatlı tavırları dikkatimi çekti. Belli ki yaşadıkları ağır tecrübeler onları böyle davranmaya itiyor.

 

Mescidi Aksa'daki Cuma namazının ardında yapılan gösterilerde, Filistin dışındaki ülkelerden gelenlerin öne çıkmaları, daha radikal bir tutum göstermeleri de, ilginçti. Filistin şehirlerinde ise çatışmalı gösterilere genellikle gençler katılıyor.

 

Filistinliler, haklı davalarında dünyanın desteğini alabilir, bağımsız devletlerini bu sürecin sonunda dünyaya kabul ettirebilirler…

 

Bu bağlamda, ihtiyatlı bir geniş cephe çizgisi, hayati önem taşıyor.

 

……….

 

İki Kitap: Ogier Ghiselin de Busbecq, Türk mektupları, Kanuni döneminde Avrupalı bir elçinin gözlemleri (1555-1560), Türkiye İş Bankası Yayınları/ Murat Bardakçı, Safiye, Türkiye İş B. Y.

- Advertisment -