Ana SayfaYazarlarEn büyük hayali başbakan olmakmış

En büyük hayali başbakan olmakmış

Sabah işe gelirken serviste akılı telefonumdan gazete birinci sayfalarını okurken kahkahayı patlattım. Servistekileri şaşkına döndüren kahkahamın nedeni Kılıçdaroğlu idi, sabah sabah neşelendirdi sağolsun.

Çocukların en sıkıldığı sorulardan biri sanırım büyüyünce ne olacaksın sözüdür. Verilen cevaba göre çocuğun başı okşanır, ödüllendirilir. Büyüklerin bu soruları çocuk için işkencedir aslında. Çocuk cin gibidir insanın en katkısız hali, büyüklerin beklentisine göre ulvi meslekler seçer ödülü kapmak için. Söylediği meslek hakkında hiçbir bilgisi olmasa da büyüklerin tepkisinden o mesleğin önemli bir şey olduğunu çabucak kavrar, ona göre cevap verir. Okşanır başı, kapar aferini çocuk.

Ana muhalefet partisi CHP ‘nin lideri çok büyük bir laf etti bana kahkaha attıran. “En büyük hayalim başbakan olmak” dedi aniden. Tam başı okşanacak ‘aferin’ denecek kıvamda bir söz. Pazar günü 41 ilde ön seçim yaparak “E bu bir devrim” denilerek piyasaya gazlanan CHP’nin lideri aferinleri az bulmuş olacak ki hayalini de açıklayarak olayı tamamladı. Her şey iyi güzel de sormazlar mı adama bir ana muhalefet partisi zaten iktidarın doğal adayıdır. Nice seçimler geçirip, nice baharlar kışa döndüğü halde hala kendini güçlü bir başbakan adayı olarak görmüyor, “Büyük hayal” diyorsan var sende bir eksiklik. Kendine inanmadığın ve ‘büyük hayal’ olarak gördüğün başbakan olmaya halkı nasıl inandıracaksın. Ya da halk, gerçeklerin peşinden gitmektense neden senin bunca seçimden sonra hala ‘büyük hayal’ olarak gördüğünün peşinden gitsin.

Çok sevdiğim bir laf var kime ait olduğunu bilmesem de arada kullanırım. “Hayal kuran müziksiz de dans eder” Kılıçdaroğlu’da kurdu hayalini büyünce başbakan olacak amcası. Şefkatle okşayalım başını arada gaz verelim. Efkaf memurluğundan emekli bir memur olarak o “Büyük hayaliyle” yaşar gider. Kime ne zararı var. Bence asıl devrim bu; Kılıçdaroğlu’nun hayal kurması… 

NOT: AİLENİZİN “CİCİ” ÖRGÜTÜ DHKP-C

Yukarıdaki yazıyı dün sabah yazdım. Sonrasında olan biteni biliyorsunuz zaten. Önce Türkiye’nin karanlığa gömülmesi ve İstanbul Adliyesi’nde Berkin Elvan savcısının rehin alınıp, kafasına silah dayatılıp tivitir üzerinden piar çalışması yapılması. Gece yapılan operasyon ve savcı dahil üç kişinin ölmesi. Öncelikle şunun adını bir koyalım. Terörün seni beni olmaz. Tek bir amacı vardır korku üzerinden insanlar üzerine hakimiyet kurmak. Çıkış ideolojisi çoktan yok olmuş, şehrin gettolarına sıkışıp kalan ve sadece ölümden beslenen ve şiddeti birinci propaganda aleti haline getiren DHKP-C Gezi eylemleri sonrasında özellikle “Bağzı” kesimler tarafından “Cici” örgüt haline getirildi. Bu “cicilikten” güç alan örgüt, hayat kadınlarına işkence yapmak dahil, bir çok zorbalığa imza attı. Şehrin kenar mahallelerine yolu hiç düşmeyenler, Cihangir’den, Nişantaşı’ndan ahkam kesip, “Ne güzel örgütümüzsün sen DHKP-C kıvamında yazılar yazdılar. Gelinen noktada Berkin Elvan adına adalet isteyenlerin terör eylemine tanık oldu Türkiye… Sadece ölümlerden ve zorbalıktan beslenen örgüt için  Berkin Elvan ya da başka birinin hiçbir değeri yoktur. Amaç bu ölümleri kullanıp korkuyu egemen kılmaktır ki dün yapılan da tam olarak budur. İşte tamda bu yüzden savcının kafasına silahı dayayanları şu ya da bu şekilde haklı gösterecek herhangi bir fikir, çukurdur. İnsanlık adına iflas etmiştir. Nokta…

- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik