Ana SayfaYazarlarKudüs'ün yaralarına dokunmak

Kudüs’ün yaralarına dokunmak

 

Şehre varıp arkanızı zeytin dağına verdiğinizde, evlerde asılı büyülü çocukluk resmini parçalayıp içine girdiğinizde, gözleriniz düğüm olmuş duygu seliyle yanmaya başladığında anlarsınız ki üç dinin müntesiplerinin yüz yıllarca barış içinde yaşadığı bu şehir bildiğimiz hiçbir şehre benzemez. 

 

Filistinliler insanlığın ezelden gelen yükünü ağır bedeller ödeyerek onurla taşıyorlar. Kudüs’ün şahit olduğu, sinesinde sakladığı tecrübeler saymakla bitmez. Hz. Süleyman’ın cinlere yaptırdığı tapınak, Hz. Yahya’nın kesik başı, Hz. Zekeriya’nın şehit edilişi, Hz. İsa’nın göğe yükselişi, Peygamberimizin Mescid-i Aksa’daki miracı. Kimleri ağırlamış, dinlemiş, içine almış bu toprak; Hz. İbrahim, Hz. İsmail, Hz. İshak, Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. Bünyamin, Hz. Musa, Hz. Harun. Alimleri, evliyaları, enbiyaları, şehitleri saymadık bile.

 

Adının manası kutsal metinlerde “güzelliğin kemali, bütün yerin sevinci” olarak geçen, daima barış bereket ve iyilikle anılan bu şehirde ve diğer Filistin topraklarında nasıl oluyor da bu kadar kan dökülüyor. Avrupa’nın kurbanları olan Yahudiler nasıl oluyor da”‘öldürmeyeceksin” diyen inançlarına rağmen kendilerine yapılan kötülükleri misliyle başka bir halka uygulamakta beis görmüyorlar.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

- Advertisment -