
Katalogdan görebildiğim eserler botla ölümcül sulara açılan Suriyeli mültecileri anlatıyor. An’a tanıklık etmemizi sağlamak için boya ve renkli mineralleri tuval üzerinde bir arada kullanarak derinliği artıran iki aşamalı bir teknikle çalışmış. Botlarda yolculuk eden mülteciler hakkındaki insanlık devinimi, insanlığın kalpsizlik perdesi bir hissiyat olarak güçlü biçimde beliriyor.

İstanbul’da doğup büyüyen sanatçı, Viyana Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden yüksek lisansla mezun olmuş. Fakat içinde çocukluktan itibaren gelişip serpilen sanat aşkıyla Kultur Konzept Austria’da Kültür ve Sanat Yönetimi programını da bitirmiş. Eğitimine Şam, İstanbul ve Viyana’da devam eden Burnaz, şimdilerde Viyana ve İstanbul’da, iki sanat başkentinde yaşıyor.
Sanatından konuşmak istesem de 28 Şubat sürecinde ülkesinden kovulan, dünyanın dört bir yanına savrulan kızlardan biri olduğunu söylemeden geçmek mümkün değil. Bu tuhaf ve akıl almaz ihtilâlin hayırlara vesile olan bir başka veçhesinin yansımalarından Burnaz. Mütedeyyin, içi sanat aşkıyla dolu olan genç bir kadın olarak, şimdiden birçok eseri özel koleksiyonlarda yer alan, eserleri Viyana Duisburg Köln Budapeşte Amsterdam Mostar Tiran Varşova Ankara Sakarya İstanbul Üsküp Berlin gibi nice şehirlerde kişisel ve karma sergiler açan bir dünya sanatçısı.
***
Dünyabizim.com’dan Muaz Ergü’ye sanatını özetlemiş: “Müslüman sanatkar İslam dinindeki figüratif resme olan temkinli yaklaşımla, sembolik ve figüratif olmayan el işçiliğine yöneldi, daha akışkan duyguların adeta motiflere yansıdığı başka bir sanat ufkunu belirginleştirip soyut resmin öncüsü oldu.” Kosova’nın başkenti Priştine’de yağlı boya resimlerden oluşan ‘Deveran Aralığı’ başlıklı sergisi hakkında, resimlerdeki geometrik ve soyut şekilli betimlemelerle Allah’a olan inancını ve sevgisini dile getirmeye çalıştığını söylüyor.
Eğitim için gittiği Viyana’da 14 yıl yaşayan 2004’ten itibaren birçok esere ve sergiye imza atan Burnaz, doğudan gelip Batı eğitiminden geçmiş bir Müslüman olarak kültür diplomasisini önemsiyor. Birçok sergisine ev sahipliği yapan Yunus Emre Enstitülerinin bunu gerçekleştirmek için çok iyi bir fikir olduğu kanaatinde. Aslında Burnaz kendi ülkesi Türkiye’de, baskılarla karşılaşırken, Viyana’da bir gül bahçesi olmamış. Orada da İslamofobik insanların sözlü ve fiziki tacizlerine, nice dışlamalara maruz kalmış. Bu önyargıları ve düşmanlığı aşmada, iki insanı ya da milyonlarca insanı birbirine tanıtmada en içten dil sanatın dili olabilir. Mesela Burnaz’ın başörtülü bir sanatçı olarak klasik sanatlara modern bir soluk getirişi, özellikle Avrupa’da oluşmuş olan tek tipleştirmeyi (stereotipleştirme) yıkmak için çok kıymetli bir çaba. Kendi kültür ve inanç birikiminden getirdiği değerlerle Batı’da edindiği kazanımları belli bir ahenkle buluşturabilmiş ve yaşadığı iki şehir arasındaki dengeyi bu armoniyle kurmuş bir sanatçı. Gözlemliyor, sürekli yeni şeyler öğreniyor ve sanat ortamına birbirini tanıyıp tanış olma eksenli yaklaşıyor. Nihai denge ise ancak karşılıklı saygı ile kurulabilir Burnaz için.
Sanat eğitiminin ilkokuldayken verilmeye başlanmasını öğütlemesi çok haklı. Yurt dışında gittiğimiz müzelerde öğrencilerin çocukların öğretmenler nezaretinde gelip, yerlere oturup gördüklerini resmetmeye başlamalarını her zaman gıptayla izlemişizdir. Bu inançla, gönüllü olarak Viyana’dayken 4 yıl kızının sınıfına sanat dersi vermiş. “Şimdi de ayda bir Sapanca’da oğlumun sınıfına sanat derslerine giriyorum” diyor. Sınıftaki çocuklar büyüdüklerinde bazı sanatçıları, sanat akımlarını bilsinler, onlarda estetik zevk ve sanatsal duyarlılıktan yana bir iz kalsın istiyor.
***
‘Terk Edildiğinde Ahenk’ başlıklı son sergisini Viyana’da Zeitraum Resim Galerisi’nde açan sanatçının eserleri izleyenleri derinden etkilemiş durumda ve 20 Haziran’a kadar gezilebilecek. Katalogdan görebildiğim eserler botla ölümcül sulara açılan Suriyeli mültecileri anlatıyor. An’a tanıklık etmemizi sağlamak için boya ve renkli mineralleri tuval üzerinde bir arada kullanarak derinliği artıran iki aşamalı bir teknikle çalışmış. Botlarda yolculuk eden mülteciler hakkındaki insanlık devinimi, insanlığın kalpsizlik perdesi bir hissiyat olarak güçlü biçimde beliriyor. Renklerin kullanım katmanları ise varoluşumuzu baştan sona gözler önüne seren çağrışımlarla dolu. Siyaset okuduğu halde Burnaz tercihini iyi ki sanattan yana yapmış. Bu soluklanmalara ihtiyacımız var.
Bu yazıya ilk siz yorum yapın.
Yorumlar(0)
-
Geçmiş günler geçmemiş gündemler
Alper Görmüş
Muhafazakâr gençlikte yeni seküler gedik: K-Pop
Deizme kayanlar, başörtüsünü çıkartanlar derken İslâmî kesimin başı şimdi de çoğunlukla imam hatipli kız öğrencilerin “deli gibi” sevdikleri Kore popu (K-pop) ve onun en ünlü temsilcisi BTS grubu ile dertte... K-pop’un ve özellikle BTS’nin Müslüman gençleri dejenere etmek için geliştirilmiş bir proje olduğuna inanılıyor. -
Abdullah Kıran
HDP’nin yerel seçim stratejisi
Dolmabahçe Mutabakatından iki hafta sonra, 17 Mart 2015’te “Seni başkan yaptırmayacağız” sözüyle akıl almaz bir eksen kaymasına giren HDP, 31 Mart seçimlerinde örtülü ve dolaylı yoldan bile Millet İttifakını desteklemekle vahim bir hata daha yapıyor. Sahadaki durum, HDP’ye oy veren seçmenin AK Parti-MHP ittifakından rahatsız, ancak CHP-İYİ Parti ittifakından daha çok rahatsız olduğuna işaret ediyor. -
Münir Aktolga
Türkiye’nin dış politikası yanlış mıydı?
Unutmayalım, Suriye’de önceleri Amerika’ya ve Koalisyon güçlerine güvenerek işin içine dalmak nasıl hatâ idiyse, bugün tam tersine, sanki intikam alırcasına Venezuela’nın Esed’ine destek çıkmak da hatâdır. Allah bütün bu gelişmelerden hiçbir ders çıkarmadan, kör bir milliyetçiliğin peşine takılıp bu sefer de sanki Suriye çıkmazından kurtulmak için manevra yapar gibi bir Venezuela çıkmazına saplanmak üzere olanlara akıl fikir versin! -
guzinsarioglu@gmail.com
Güzin Sarıoğlu
Bizim mahallenin ataerkilliği
Bir kadın açısından, “ataerkil pazarlık” ya da “erkeklerin suskunluğu” gibi konuları yazmak tehlikelidir. Bu konulara girmek istemeyen kadınlar ve hemen hemen tüm erkekler tarafından huysuzlukla ve daha da fenası “agresiflik” ve “nezaket dilini” bilmemekle suçlanırsınız. Malum, sabır ve sevgi göstermek kadınların birinci vazifesidir. -
Ayşe Üstünel Yırcalı
Mahzun yüzlü şövalye
Yapımcılar, yönetmenler, uyarlayanlar, dramaturglar, oyuncular… Hepsi de Don Kişot’un insanlık tarihindeki yerini ıskalamış olabilirler mi? Taşıdığı anlamı, eserin ilk modern roman olduğunu, toplumsal eleştirisini, karakterlerin bütünselliğini, tezatlıkları… -
Gürbüz Özaltınlı
Kültür değil kazanan değişiyor
Şiddetin en etkin araç olduğu ilişkiler dünyasında, azınlıkta olanlar, zayıf olanlar ve en çok da kadınlar altta kalırlar; ya işbirliğine ya itaate zorlanırlar, acı çekerler, ezilirler… Şiddet kültürüne karşı ses yükseltirken onlara güveneceğiz. Başka yol yok. -
Vahap Coşkun
Aslolan hayatı savunmaktır (*)
Ben açlık grevlerine (ve ölüm oruçlarına) ilkesel olarak karşıyım. Meseleye bakışımın özü, insanın hayatıdır. Ben bu eylemlere, doğrudan insan hayatını tehdit ettikleri için karşıyım. Uzadıkları ölçüde insan sağlığı üzerinde telâfisi imkansız hasarlara sebebiyet verdikleri için karşıyım. İnsanı ve sağlığını bütün politikalardan daha ehemmiyetli gördüğüm için karşıyım. Tek bir bireyin hayatının hiçbir siyasi hedef için feda edilemeyeceğini düşündüğüm için karşıyım. -
Yiğiter Uluğ
En uzun yedi dakika
Bir yandan en yakın telefona ulaşmak için kör karanlıkta sağa sola çarparak koşuyor, bir yandan kafama üşüşen berbat senaryoları kovmaya çalışıyorum. “Ya şimdi biri tribünden atlayıp, sahadaki çocuklardan birine tekme tokat saldırsa? Ya da cebinden bir çakı çıkarıp…” Hayır… Olmaz öyle şey! Olursa kime ne anlatırım? -
Yaşarken ve Okurken
Halil Berktay
Venezuela (1) Emperyalizm
Hayır, artık Lenin’in tarif ettiği “kapitalizmin son aşaması: emperyalizm” çağında yaşamıyoruz. Hayır, dünya emperyalizmden ve komplolarından ibaret değil. Demokrasilerini idare edip edemiyeceklerini; kâh sağ kâh sol popülizm ve devletçi otoritarizm heveslerinin önünü açıp açmayacaklarını; bu yüzden krize sürüklenip sürüklenmeyeceklerini; sonuçta herhangi bir büyük güce fırsat verip vermeyeceklerini, ülkelerin kendileri belirliyor. -
Cengiz Kapmaz
PKK silah bırakır mı?
PKK, siyasal ve sivil alandan gelen çok ciddi bir silâhsızlanma baskısıyla da karşı karşıya değil. HDP çözümün önderliğini yapmak yerine direnişin önderliğini yapmayı tercih ediyor. Barış çağrısını dahi devleti PKK'nin taleplerine evet demeye mecbur bırakacak bir serhildan hareketini teşvik etmek için gündemleştiriyor. -
A.Erkan Koca
Balzac’ın kalemi özel kaleme karşı
Özel kalem tipi, kendine ait olmayan bir güce yaslanan her insanda olduğu gibi dalaverelere bel bağlamak zorundadır. Saygınlık ve prestij için yapamayacağı çok az şey vardır. Gücün her zaman içinde, yanında ve yakınındadır, gerektiğinde kullanım hakkına da sahiptir ama hiçbir zaman gerçek bir iktidar duygusuna sahip değildir. Bu yakıcı hâl, iktidarın asıl kaynağına gün geçtikçe daha fazla bağlanma ve onu yüceltme ihtiyacı doğurur. -
Yıldız Ramazanoğlu
‘Çocukluğunu Yaşamamış İnsanlar Konfederasyonu’
Hayal, gerçek, rüya ve çocukluğun yetişkin insanın hamurunda birbirine işlediği metinlerde, insanda biriken ağırlıkları yazarak tüketme azaltma arzusu var sanki. İhanet, cinayet, katil, maktul, düşme, unutma, hatırlama, kuşatılma arasında beyhudelikten kurtulma isteği ve anlam arayışı belirgin. -
Kemal Sayar
Güle dair bir neden yok
Pek çok insanın kalbin derinlik ve güzelliğini fark etmeksizin bir ömür geçirdiğini bilmek çok acı. Pek çoğumuz hayatı bir dayanıklılık sınavı veya sonsuza dek ağlayacağımız bazı yaralarımızı içinde sakladığımız bir yer olarak düşünüyoruz. Oysa kimi insanlar, ıstırap seli içinde kalmalarına rağmen, varlıklarının özünü bozulmamış olarak muhafaza ederler. Onlarda derin bir sükunet ve nezaket hissederiz. Sanki yaşanan bela ve musibetler ebedi hazinelerin içsel kapısını aralamıştır. -
DAHA DA YAZMAM
Tuncer Köseoğlu
Baba’nın ardından…
Sıradan bir yaşam süren Mustafa’nın hayatı da ölümü de elbette kimseyi ilgilendirmezdi. İlgilenenler onun ardından bir şeyler yazmak istediler. Yazmak istediler çünkü bir gecede çocukluktan çıkıp büyüdüklerini fark ettiler. Oysa hep babalarının küçük çocuklarıydı onlar… -
İhsan Bilgin
Gülriz Sururi’nin gözleri
7’den-70’e tüm kuşaklarıyla modernleşme tarihimizin hafızasına gövdesi, çehresi, jestleri ve mimikleriyle malolmuş bir karakteri daha yitirdik. Kuşak, sınıf, coğrafya vs. farkı dinlemeden gözlerinden etkilendik. Peki neden? Zevklerle renkleri de konuşmayı deneyen yazarlarıyla modern düşünce gelenekleri eşliğinde: -
Elif Zehra Kandemir
Alman Polis Teşkilatındaki Neonazi şebeke ve çekilmeyen iflas bayrakları
Uzun, koyu kahverengi saçlara ve hüzünlü bir bakışa sahip Frankfurt’lu genç bir kadın, Seda Başay-Yıldız. Almanya’da asrın en büyük davalarından biri olan NSU davasında, Şimşek ailesinin avukatlığını yapan bu güçlü kadın, son birkaç aydır bir güvenlik skandalının göbeğinde yer alıyor. Hem Türk kamuoyu, hem de Alman kamuoyu ise bu skandala karşı ilgisiz. -
Sevil Özdemir
Bold Pilot efsanesi
Ekonomik kriz, geçim kaygısı, çeşit çeşit dertlerle uğraşan insanlara, bütün sıkıntıların bir gün biteceği inancını yaşatmış, umutlarını yüklemişler ona, o, yarışın son düzlüğüne kadar gerilerden gelip, kaybedeceği düşünülürken, son düzlükte yaptığı atılımla, kazandığı yarışlarla, daha hiçbir şeyin bitmediğini, eninde sonunda gülen tarafın kendisi olacağını hissettirmiş izleyenlere... Çünkü, umut hep peşinden sürükler... -
Nazım Kadri Ekinci
Kur ve enflasyon
Makul bir sürede sermaye girişleri canlanırsa, Türkiye bu badireyi uzun süreli bir enflasyonist süreç yaşamadan atlatabilir. Ama tabii bu olsa bile, yaşadığımız kriz ortamına yol açan bütün nedenler de yerli yerinde duruyor olacak. Türkiye’nin döviz bağımlı yapıdan öyle kısa vâdede kurtulabilmesi mümkün değil. En azından, dövizin gelir cinsinden maliyeti olduğunu anlayıp, dış ticarete konu olmayan alanlarda kullanımını özendirmemek gerektiğini söyleyebiliriz. -
Çağdaş Üngör
Kötü gelişen bir aşk hikayesi olarak Çin-ABD ilişkisi
Bu uzun soluklu ilişkinin son kavgasında, ABD, kendi varlığını önemsemediğini düşündüğü Asyalı maşuğundan öç almayı kurmaktadır. Trump’ın vücudunda hayat bulan kestirip atmacı, savaşçı, boy ölçüşmeci uslüpla gümrük duvarlarını yükseltir; bir zamanlar kalbini tam orta yerinden vuran maşuğunu sınırlarının dışında bırakmak için harekete geçer. Çin de onuru kırılan her sevdalının yapacağı gibi karşı taaruza geçer. Oysa ABD ile bir ticaret savaşına girmek istediği son şeydir. -
Ayşe Kilimci
Tribünlerden sahaya inmek…
Şu dünyayı yeniden daha güzel yaratmak isteyenlerin kırk katır kırk satırla sınandığının masalı.Demokrasimizin kahır, küfür, kamplaşma ve zulümle, darboğazlara itildiğinin, sağdan ve soldan güzelim evlatların sırayla vurulduğunun…Dünya bilim sanatta alıp başını giderken, birilerinin bizle, bizim yeldeğirmenleriyle cenk etmekten bir arpa boyu yol alamadığımızın da masalı. -
Etyen Mahçupyan
Şu malum ‘bilge kral’ meselesi
Yaşadığımız zamanların katı olan her şeyi buharlaştırdığı söylenir, ama belki de bazı buharımsı şeyler katılaşıyor. Geçmişin saf ilke, norm ve idealleri bugünün dünyasında kabalıklara dönüşebiliyor. ‘Bilge kral’ın da başına bu gelmiş gibi… Nitekim günümüzde de ‘krallar’ var, ama bunların bilgelikle pek ilişkisi yok. Ne var ki hem kendileri hem çevreleri onlara bilge muamelesi yapmaktan yorulmuyor ve bu tutumun bizatihi yozlaşma olduğunu anlamıyor. -
Akın Özçer
Maduro’nun tartışmalı seçim zaferi
Başkan Maduro, uygulayageldiği ve Başkan Yardımcısı Mike Pence’in bundan 5 hafta önce Lima’da daha da ağırlaştırılacağını açıkladığı ekonomik yaptırımlarla rejimi dize getirmek isteyen ABD’ye tepki göstermekte ne kadar haklıysa, giderek güçlenen muhalefete karşı demokratik kuralların etrafından dolaşarak gücünü sürdürme girişimlerinde de o kadar haksız -
Ertuğrul Başer
İlk kez 'biz' olma ihtimalinin önü açıldı (*)
“Anadolu Müslüman kimliği, içine doğduğumuz kimlik olması hasebiyle, görmezden gelsek de kurucu, yokmuş gibi davransak da var ve indirgenemez; tümüyle unuttuğumuzu, ‘aştığımızı’, geride bıraktığımızı, ıskartaya çıkardığımızı sansak da dipte yatan kader kimliğimizdir…” -
Atilla Yayla
Komünistlere de mi özgürlük?
Eğitim hakkı her vatandaşa aittir. Hiç kimse ideolojik konumundan dolayı eğitim hakkından mahrum bırakılamaz. Komünist olan da faşist olan da, İslamcı olan da ateist olan da, ılımlı olan da radikal olan da eğitim hakkından yararlanacaktır. Hangi radikalizm türüne bağlı olurlarsa olsunlar insanların fikirlerinden dolayı değil eylemlerinden dolayı cezalandırılması gerekir. Bunu yapamayan bir toplum da uygar toplum olma iddiasında bulunamaz. -
Berat Özipek
Raporları beklerken adalet gidiyor
Kim olursa olsun, önleminizi alın, kaçma ve delilleri karartma ihtimalini ortadan kaldırın, sonra geniş geniş yargılayın. Sonuçta suçu ispatlanırsa cezasını tastamam verirsiniz; masum olduğu anlaşılırsa da vicdan azabı çekmezsiniz. Ama gereksiz yere tutuklayıp, dışarıda olması mümkünken hapiste tutarsanız, yarın masum olduğu ortaya çıkarsa, o vebalin altında ezilirsiniz. -
Ümit Kurt
“Hain Araplar” söylemi
Türk milliyetçiliğinin harcında aslında farklı etnik gruplara dönük bu tür söylemlerin skalası oldukça geniş ve çeşitli. Araplara yönelik ayrımcı söylem daha çok bir medeniyet kavramı üzerinden neşet ediyor. Türklerin medeniyet kurma hasletlerinden bahsediliyor ve aynı hasletin Arap kavminde olmadığı zira Arapların medeniyetten nasibini almadıkları söylemi üzerinden bir üstünlük iddiası kuruluyor -
Cennet Uslu
Sandığın itibarını düşürmek
Temsili demokrasi, yurttaşların kamu makamlarına kimlerin geleceğini belirleyebilmesini garanti altına alır. Seçmenin yetkilendirdiği ve bir koltuğa oturttuğu kişileri, devlet gücü ve imkânlarını kullanarak o koltuklardan kalkmaya zorlamak veya halktan aldıkları yetkilerini kullanamaz duruma düşürmek, bir tür vesayetçilik oynamaya kalkmaktır. -
Murat Çelik
İlk kez bir Suudi Arabistan kralı Rusya'da!
Suudi kralının Rusya ziyaretinin Amerika Birleşik Devletleri ile Rusya arasında Orta Doğu üzerinde varılan bir anlaşmanın ya da buna benzer bir mütarekenin işaretlerini taşıdığı da söylenmeli. Böylesi bir anlaşmanın etkin bir biçimde yürürlüğe konulabilmesinde Amerika ile birlikte Suudi Arabistan'ın onayının kıymetli olduğu tartışılmaz bir gerçek. Dolayısıyla bu geziyi bu çerçevede görmek de şaşırtıcı olmayacak. Çünkü Orta Doğu'da sınırların değişmekte olması bölgesel ve küresel güçleri müzakere etmeye zorlamakta. -
Hidayet Ş. Tuksal
MEB müfredat taslakları konusunda değerlendirmeler ve öneriler (IV)
“Peygamberimizin Hayatı” dersinin başlığının “Hz. Muhammed’in Hayatı” olarak belirlenmesi ve içeriğinin de buna göre kurgulanması gerekir. Ayrıca, 5. sınıftan 12. sınıfa kadar hep aşağı yukarı aynı kronolojik olayların anlatılması da bir sıkılma ve bunalma sorunu yaratabilir. Buna karşılık dersin “kültürel farkındalık”la ilgili hedefleri, ciddî kültürler-arasım empati boyutlarını içeriyor. -
Fırat Erez
El Bab: Kapı
El Bab’da Suriye ile TSK komutasındaki güçler (ÖSO) birbiriyle çatışıyor ve TSK top atışıyla bu çatışmaya müdahil oluyor; Rusya bölgedeki TSK karargahını vuruyor ve bütün bunlar CIA Direktörü Pompeo’nun Türkiye’deki ilk gününde oluyor. Öte yandan, PKK saldırıları durmuş gibi ve durum, örgütün alınan güvenlik önlemleriyle ezildiği, etkisizleştirildiği şeklinde açıklanıyor. Ancak aynı anda, neredeyse her gün dağlardaki PKK sığınaklarından biri veya birkaçı, çoğunlukla da içinde kimse yokken tespit edilip basılıyor. Aaralarında PKK için kesinlikle çok değerli olan Rus tasarımı ATGM Metis füze fırlatıcısının da olduğu silahve cephane ile patlayıcılar ele geçiriliyor. Açık ki bütün bunlar için “manidar” kelimesi yetersiz kalıyor. -
Belkis Kılıçkaya
Medeniyet düşmanlığı DAEŞ zihniyetidir
Fransa’da, ihtilâlde dahi adam kitapları yağmalayıp, basıp üstünden geçmiyor; el koyup kütüphaneye aktarıyor. Bizde ise DAEŞ zihniyetli adamlar var; medeniyet düşmanı, eser yakmayı, yok etmeyi seven bakanlar, yetkililer, rektörler, dekanlar! DAEŞ’çi diye anılmadıkları gibi, makbul insanlarmışçasına isimleri sağda solda caddelere, sokaklara veriliyor. -
Emine Şahin
Mikrobesinlerin gücü (2)
Andrew Saul, hayatınızdan şekeri çıkardığınızda, otomatikman yapay renk, koku, sentetik kimyasalların çıkacağını, gıda masraflarının azalacağı, hiperaktifliğin azalacağı, kötü yağ alımının azalacağını, bahçenizden taze sebze ve meyve tükettiğinizde herhangi bir yiyeceğe bağımlılığın kaybolacağını söylüyor. -
Aliye Çınar Köysüren
Üniversiteler toplumsal sorunları önceden kestiremiyorsa…
Nereden bakarsak bakalım, lise-vari ders yükleme metoduna (!) üniversite diyeceksek, yeni sürpriz patolojiler karşısında şaşırmaya gerek yok. Kervan yolda düzülür mantığı üniversitelerimizin ve toplumsal sorunlarımızın da azığı ise, yolda her şey olabilir düşüncesini kabullenmek zorundayız. Kuşkusuz keşif ve icatlar için sürprizler doğaldır, ancak anlama ve anlamlandırma rafa kalkmayacaksa, önceden kestirebilmek de bilimin gücü olmalı… -
Kurtuluş Tayiz
Schulz’un kriz çıkaran sözleri neydi?
Türkiye-AB ilişkilerinin istikametini kuşkusuz Schulz’un sözleri belirlemeyecek. Türkiye, zaten uzun süredir AB kapısında fazlasıyla oyalandığını düşünüyor. AB’nin samimiyetten uzak, ikiyüzlü, çıkarcı ve küstah yaklaşımı da bunan eklenince, AB’yle ilişkilerde sarsıntılı bir döneme girildiğini söyleyebiliriz. -
Demiray Oral
‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re*
Önce memleket kabaca ikiye bölünüyor. Her iki tarafın diğerinin söylediklerini, yazdıklarını (ve sonraki merhalelerde feryatlarını) kesinlikle dinlemeyeceği bir hale ulaşılıyor. İşte bu noktada “Serbest kötülük ortamı” için şartlar uygun hale gelmiş oluyor… -
Mehmet Uçum
'Türkiye biçimi' tartışması
Hiçbir ülkenin anayasal sistemi veya siyasal yapısı, kendi yerelliğini dışlayarak kurulamaz. Kurulursa da, er ya da geç başarısızlığa uğrar. Bugün parlamenter sistem açısından örnek gösterilen Almanya ve İngiltere, başkanlık sistemi açısından örnek kabul edilen ABD, başarılı pratiklerini, kendilerine özgü kurumlar, kurallar ve ihtiyaçlar temelinde geliştirdikleri sisteme borçludur.
Yorumlarınızı kendi özgün iradenizle yayınlamakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üslenmektesiniz. Yorum yaparak Toplum Kuralları ve Kullanım Koşulları'nı kabul etmiş sayılırsınız.