DEM Parti’nin dün (16 Aralık) yapılan ve beş saat süren PM toplantısında, 81 ilde seçime kendi adaylarıyla girme eğilimi öne çıkmıştı. Sayıları az olmayan bir grup da 81 ilde aday gösterme düşüncesinin duygusal bir görüş olduğunu ve iş birliğine ihtiyaçları olduğunu belirtmişti.
DEM İstanbul İl Başkanı’nın kapımız AK Parti’ye de açık açıklaması üzerine tartışmalar yaşanmıştı.
DEM Parti’nin eş başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları başkanlığında yapılan PM toplantısından çıkan sonuç bildirgesi şöyle:
Parti Meclisimiz, 15-16 Aralık 2023 tarihlerinde toplanarak kapsamlı tartışmalar yürütmüştür. Dünya ve Ortadoğu’daki gelişmeler, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu çoklu krizler, Kürt sorunu ve mutlak tecrit ile önümüzdeki yerel seçim gündemleri Parti Meclisimizde derinlikli olarak ele alınmıştır.
Parti Meclisimiz, yürütmüş olduğu kapsamlı tartışmalar sonucunda yerel seçimlere dair izleyeceğimiz yol haritasını açığa çıkarmıştır.
Dünyada iktisadi, siyasal, toplumsal, ekolojik ve kültürel krizlerinin iç içe girdiği bir dönemden geçiyoruz. Kapitalizmin restorasyon arayışları; dünya halklarına şiddet, yoksulluk ve geleceksizlik dayatmaktadır. Ortadoğu’da halklar büyük bir saldırı ve kuşatma altındadır. Bu topraklarda yüzyıldır dikiş tutmayan ulus-devlet gömleğinde ısrar eden egemenler, her türlü insanlık dışı uygulamaya başvurmaktadır. Bu çerçevede İsrail’in Filistin halklarına saldırılarını bir kez daha kınıyor, halkları esas alan demokratik çözümün gündeme gelmesi çağrımızı yineliyoruz.
Türkiye’de de iktidar, içerideki çoklu krizlerin üstünü örtmek ve bölgesel emperyal heveslerini gerçekleştirmek için şiddeti tek pusulası haline getirmiştir. Açlığa, yok sayılmaya, zulme ve baskılara karşı ses çıkaran tüm toplumsal kesimler iktidarın şiddetine maruz kalmaktadır. “Açlıktan ölüyorum” diyen de “Demokratik haklarımı talep ediyorum” diyen de “Özgür ve eşit yaşam istiyorum” diyen de aynı baskı ve zulümle karşı karşıyadır.
2023 yılının son günlerine girdiğimiz bu zamanda, yıl boyunca halklara sefalet, acı ve ölüm; kendisine ve yandaşlarına şatafat, lüks, israf getiren bu sistemi değiştirecek Demokratik Cumhuriyet’e ulaşma irademiz ve umudumuz güçlüdür. Kürt sorununda demokratik çözümün dışlandığı, şiddet ve baskının esas alındığı her dönem, siyasal, toplumsal, ekonomik, ekolojik krizler ortaya çıkmakta ve hayatı yaşanmaz kılmaktadır. Bu gerçeklik Türkiye siyasi tarihinin kanunu haline gelmiştir. Kürt sorununu inkar, bir halkı ve kolektif haklarını, statü sorununu inkar etmektir. 21. yüzyılda artık Kürt halkının kolektif haklarını ve siyasi iradesini yok sayarak gidilecek bir menzil kalmamıştır.
Tecrit derinleştikçe Türkiye’deki bütün sorunlar daha da derinleşmektedir. İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecrit ve iletişimsizlik politikalarıyla inkar sürdürülmek istenmektedir. Mutlak tecrit bir yönetim sistemi, ideolojik-politik bir kuşatmadır. Bu kuşatma, Kürt sorununda çözümsüzlüğü derinleştirmektedir. DEM Parti olarak inkarcı iktidar ve devlet aklının tutunduğu son dal olan tecridi ortadan kaldırıncaya kadar mücadelemizi yükselteceğiz.
Parti Meclisimizde kamuoyunun merakla beklediği yerel yönetim seçimlerine ilişkin de tartışma yürütülmüştür. Bu tartışmalar ışığında ilkesel tutumumuz belirlenmiştir.
Bu kapsamda:
1- 2024 yılı yerel yönetim seçimleri sonuçları itibariyle bölgede ve Türkiye’de ciddi siyasi etkiler ortaya çıkaracaktır. Bu seçimlerin belirleyici partisi olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz.
2- Türkiye’nin sorunları ancak müzakere yöntemleriyle çözülür. Bu nedenle siyasi partiler arasında diyalog ve müzakerelere kıymet biçiyoruz. Yerel demokrasi, demokratik uzlaşı, özgür siyaset, evrensel insan hakları ve kadın özgürlükçü politikaları esas alan herkesle müzakere etmeye hazırız.
3- İdeolojik-politik duruşumuz ve siyaset dilimizle ne statükocu ne de restorasyoncu çizgiye benziyoruz. Demokrasi, barış, özgürlük ve adalet değerlerini örecek 3. Yol temel stratejik hattımızdır. DEM Parti kendisini mücadele ve müzakere partisi olarak görmektedir. Bu yol, sadece seçimde kazanım elde etme yolu değildir. Bu yol, aynı zamanda Kürt sorununun demokratik çözümü, kayyım gasplarına karşı halk iradesine sahip çıkma, yolsuzluğa ve çürümüşlüğe karşı halkın işine, aşına, yaşamına ve özgürlüğüne sahip çıkma yoludur.
4- İzleyeceğimiz stratejiyle 2024 yılı yerel seçimlerinde kayyım atanan belediyelerimizi, yeniden halk iradesiyle yönetmek üzere geri alacağız. Bunun yanı sıra daha önce yönetiminde bulunmadığımız birçok il, ilçe, belde belediyesinin seçimlerini kazanacak ve halkı yolsuzluktan, rant şebekelerinden ve kimliğimizi inkar edenlerden kurtaracağız. Bu hedefimize ulaşmak için parti adımızla çeşitli iş birlikleri ve güç birlikleri kurarak ilerleyeceğiz.
5- Türkiye’nin batısında ise kenti var eden, yaşatan sosyal ve siyasal dinamikleri geniş ölçekte kapsayan tüm kurum, kuruluş, işçi, emekçi, ekolojist, kadın, gençlik, halklar ve inanç örgütleri, siyasi partiler, emek ve meslek örgütleri, demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlar, tüm toplumsal taraflar ve siyasi aktörlerle görüşmek, müzakere etmek, birlikte yürümek, ortak mücadeleyi örecek Kent Uzlaşısı zeminini oluşturmayı öncelikli görev olarak görüyoruz.
6- Başta Emek ve Özgürlük İttifakının tüm bileşenleri olmak üzere yerel yönetimleri bir rant dağıtma merkezi haline getiren anlayışın karşısında halkçı, ekolojik, kadın özgürlükçü çizginin biçim verdiği bir yerel yönetim anlayışını ve bu çizgiyi benimseyen tüm toplumsal, siyasal dinamiklerle güçlendirecek, ortak- kolektif bir alternatif anlayışın büyütülmesi için rolümüzü oynayacağız.
7- Her bağımsız siyasi partinin yapacağı gibi yerel yönetim seçimlerinde kendi adaylarımız ve listelerimizle kent yönetimlerinde yer alma eğilimimiz PM toplantımızdaki tartışmalarla daha fazla güçlenmiştir. Parti Meclisimiz partimizin tüm kurullarıyla kapsayıcı, katılımcı, şeffaf ve demokratik aday olma süreçlerinin; yerel seçimlerin hazırlık çalışmalarında önemli bir aşama olduğunu vurgulamış ve sürecin bir demokrasi şölenine dönüşecek şekilde devam ettirilmesinin önemini vurgulamıştır.
8- Kimsenin şüphesi ve kuşkusu olmasın ki halkımızın çıkarına olmayan tek bir denklemin bile kurulmasına izin vermeyeceğiz. Bilakis vereceğimiz kararlar ve kuracağımız stratejik denklemlerle bütün Türkiye halklarına kazandıracağız!
9- Yerel yönetim seçimlerinde PM toplantımızın ortaya koyduğu genel eğilime uygun olarak gereğini yapmak üzere yetki, Merkez Yürütme Kurulu ve Eş Genel Başkanlara verilmektedir.
10- Parti Meclisimizde ortaya çıkan irade, önümüzdeki yerel seçimlerde sadece bir başarıyı değil; büyük bir zaferi getirecek. Biz kazanınca bu ülkenin ezilenleri, emekçileri, dışlananları, yok sayılanları kazanacak, kentler kazanacak. Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye halklarını selamlıyor, mutlaka kazanacağımız inancını bir kez daha dile getiriyoruz.