Yunus Emre Erdölen

Bir Özbek masalı: Mazbut bir anayasa, sağlam bir tek adam, bol bol korku

Özbekistan’da geçen hafta bir anayasa referandumu düzenlendi. Halkın yüzde 90’ı temiz çevre hakkını; idam, sürgün ve zorla çalıştırma yasağını; etkin sosyal devleti; insan haklarına sağlam güvenceleri süslü cümlelerle düzenleyen anayasa taslağına “Evet” oyu verdi. Yeni anayasa metni, 2016’dan beri görevde olan ve anayasadaki iki dönem kuralına göre bir daha aday olma şansı kalmayan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in 2040’a kadar görevde kalmasını öngörüyor. Özbekistan kurulduğu 1991 yılından beri tek adam rejimiyle yönetiliyor, muhalif adayların bile kendisine oy vermediği göstermelik seçimlerle “demokrasi piyeslerine” ev sahipliği yapıyor. İşte demokrasinin değerini anlamak isteyenlere İslam Kerimov’dan Mirziyoyev’e bir Özbek masalı…

Siyah Amerikalıların komünist önderi, nasıl Putin’in ‘etki ajanı’ oldu?

FBI, bu hafta ABD’de bulunan Uhuru Hareketi ve Afrika Halkları Sosyalist Partisi lideri Omali Yeshitela ve üç yoldaşını Rus ajanı olmakla suçladı. Yeshitela ve yoldaşları, mahkeme tarafından suçlu bulunursa 5 yıla kadar hapis cezası alabilir. Rus istihbaratının 81 yaşındaki Yeshitela ve örgütünü kullanarak seçimlere müdahale ettiği, Ukrayna karşıtı gösterileri desteklediği iddia ediliyor. Omali Yeshitela daha önce de siyah haklarını savunduğu için hapse atılmıştı. Peki, uzun yıllar beyaz ırkçılarla mücadele etmiş siyah bir aktivist, 81 yaşında nasıl Putin destekçisine dönüştü?

Tunus’tan dünyaya ücretsiz anayasaya giriş dersi: Bir demokrasi nasıl boğulur?

Perşembe günü Tunus’un eski meclis başkanı ve muhalefet partisi Nahda’nın lideri 81 yaşındaki Raşid Gannuşi, Cumhurbaşkanı Kays Said’i eleştirdiği için tutuklandı. Bir anayasa profesörü olan Said, 2019’da yüzde 72 oyla Cumhurbaşkanı seçildi. Sonrasında anayasayı çiğneyerek halkın boykot ettiği bir referandumla ülkeye başkanlık sistemini getirdi. 7 yıl önce uzlaşıyla yazdığı anayasa ile Nobel kazanan Tunus dünya demokratlarının övgüyle baktığı, örnek gösterdiği bir ülkeydi. Dünya artık Tunus’tan övgüyle söz etmiyor, fakat Tunuslular gözümüzün içine bakarak bütün dünyayı uyarıyor: Demokrasi için iktidarın değişmesi yeterli değil, toplumun bütün kesimleriyle ortak bir ülke inşa etme hayalini paylaşmadan köklü bir demokratik değişim mümkün değil. Tecrübeyle sabit. Zira hukuk tanımaz bir Tunuslu anayasa profesörü, bütün dünyaya ücretsiz bir ders verdi: Bir demokrasi nasıl boğulur?

Yüksek Mahkeme’den Halkbank kararı: Halkbank’ın ceza davasından muafiyet argümanından biri reddedildi; dava ikinci derece mahkemesine geri gönderildi

ABD Yüksek Mahkemesi, Halkbank’ın İran’a yönelik yaptırım kararlarını deldiği gerekçesiyle ceza mahkemesinde yargılanmaktan Yabancı Egemenler Dokunulmazlık Yasası kapsamında muaf olduğu iddiasını reddetti. Fakat Yüksek Mahkeme, Halkbank’ın teamül hukuku (common law) kapsamında ceza davalarından muaf olduğu iddiasının ikinci derece mahkemesi tarafından yeterince incelenmediğine hükmetti ve Halkbank’ın teamül hukuku kapsamında yargılamadan muaf olup olmadığının incelenmesi amacıyla kararı ikinci derece mahkemesine yeniden değerlendirilmek üzere geri yolladı. Davacı taraf olan ABD hükümeti ise, Halkbank’ın ne teamül hukuku ne de yasalar kapsamında ceza yargılamasından muaf olduğunu, İran yaptırımlarını deldiği için bankanın yargılanması gerektiğini ileri sürüyor.

1.6 milyar dolarlık bir iftira davasının anatomisi: Dominion şirketi, Murdoch ailesinin Fox kanalına karşı

ABD’de bugün önemli bir davanın ilk duruşması var. Oy verme makinesi üreticisi Dominion şirketi, “şirket makineleri 2020 Kasım seçimlerinde Trump’a verilen oyları Biden lehine çevirdi” haberini yayan Fox News’a karşı iftira davası açtı. Dominion, Fox’tan 1.6 milyar dolarlık tazminat talep ediyor. Fox’un sahibi Murdoch, Fox’un sağcı sunucularının bilerek ve isteyerek yalan bilgi yaydığını kabul ediyor, fakat editoryal bağımsızlık gerekçesiyle çalışanlara karışamayacağını, bu nedenle şirketin sorumlu olmadığını söylüyor. Mahkeme jürisinin vereceği karar, ABD’de ifade özgürlüğü ve iftira arasındaki sınırı bir kez daha belirleyecek. Jürinin kararını tahmin etmek zor, fakat her durumda tepkiyle karşılanacağı kesin, zira her kutuplaşmış toplum gibi ABD’de de hukuk siyasetten azade değil.

Mahalle duvarları yıkılmadıkça: Hayırlı Cuma, Kuzey İrlanda’ya 25 senede ne kadar hayır getirdi?

Kuzey İrlanda’da, ayrılıp bağımsız İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmek isteyen Katoliklerle Birleşik Krallık’ta kalmak isteyen Protestanlar arasında imzalanan ve Kuzey İrlanda’ya barışı getiren Hayırlı Cuma Anlaşması’nın 25. yılı. Geçmişte mezheplere bölünmüş mahalleleri ayıran yüksek duvarların üstüne artık barış sloganları yazılıyor, resimler çiziliyor. Fakat siyasi makamları ve toplumu mezheplere indirgeyen bu teorik barış, Kuzey İrlanda’ya tam anlamıyla huzur getiremedi. Barışı reddeden radikaller silahlı eylemlere devam ediyor, Katolikler ve Protestanlar ayrı okullara gidiyor, ayrı mahallelerde oturuyor. Fakat her şeye rağmen her iki kampı reddeden melezler, mezheplerden uzaklaşan gençler ve liberaller mahalleler arasında örülen uzun ve yüksek duvarlarda gedikler açıyor, her geçen sene daha da güçleniyor.

Gandhi’nin iktidar yürüyüşü: Sakin sakin, orta şeritten

İngilizleri ülkeden kovan, cumhuriyeti kuran partisinin liderliğine büyük umutlarla seçildi, art arda iki seçim kaybetti, iktidar medyası “beceriksiz” dedi. Otoriter iktidara karşı ülkenin bir ucundan bir ucuna muhalif sanatçılar, siyasetçiler, aktivistlerle birlikte 136 gün boyunca yürüdü, parçalanmış muhalefeti biraraya getirdi. Başbakana hakaret ettiği gerekçesiyle hapis cezası aldı, milletvekilliği düşürüldü. İşte bir ana muhalefet liderinin iktidara gelmek için geçirdiği dönüşümün hikâyesi; büyük ihtimalle yanlış isim geldi aklınıza, bu Türkiye’nin Gandhi’sinin değil, Hindistan’ın ana muhalefet lideri, sağcı Başbakan Modi’nin 2024 seçimlerindeki en güçlü rakibi Rahul Gandhi’nin hikâyesi.

5 SORUDA | Trump, hapse girecek mi?

ABD eski başkanı Donald Trump, bugün (4 Nisan) hakkındaki suçlamalar için Manhattan’da mahkeme karşısına çıkacak. Trump dün New York’a gitti, bugün kendi iradesiyle yetkililere teslim olacak. Peki Trump hapse girecek mi? Hakkındaki iddialar ne? Trump’ın amacı ne?

Savaş karşıtı sosyalist Debs’ten, Trump’a: Parmaklıklar ardında siyaset

Hakkında jüri kararıyla iddianame düzenlenen ABD’nin 45. başkanı Donald Trump’ın Salı günü (4 Nisan) New York Manhattan Savcılığı’na teslim olması bekleniyor. Trump, ABD tarihinde gözaltına alınan ilk eski başkan olarak tarihe geçecek. Hapse girmesi durumunda, 2024 başkan adaylığını daha önce açıkladığı için kampanyasını parmaklıklar ardından yürütecek olan Trump, hapisten başkan adaylığı için yarışan ilk isim olmayacak. 1918’de 1. Dünya Savaşı’na karşı yaptığı konuşma nedeniyle hapse atılan savaş karşıtı sosyalist Eugene Debbs de kampanyasını hapisten yürütmüştü.

İskoçya’nın ilk Müslüman başbakanı Hamza Yusuf: Bağımsızlık yakın, elhamdülillah

37 yaşındaki Pakistan kökenli Hamza Yusuf, bugün (27 Mart) İskoç milliyetçisi SNP’nin yeni genel başkanı ve İskoçya’nın ilk Müslüman başbakanı seçildi. Hamza Yusuf, parti içinde LGBTİ haklarını savunan liberal kanadın adayıydı, partiye İskoç milliyetçilerinin 2003’te Irak İşgali’ne karşı çıkması üzerine giren bir siyasetçiydi. Bundan belki 40 sene önce kim 37 yaşındaki Pakistan kökenli bir Müslüman’ın eksiksiz İskoç aksanı, eteği ve eşcinsel haklarını savunan bir kampanyayla İskoçya’nın başbakanı olacağını, İskoçya’nın bağımsızlığı için mücadele edeceğini düşünebilirdi ki?

İklim aktivistlerini fonlayan petrol zengini milyarder, ya da Getty ailesinin trajik hikâyesi

İklim aktivistleri bir senedir ünlü ressamların müzelerdeki resimlerine, tarihi eserlere boya fırlatıyor, kendilerini yollara zincirleyip trafiği durduruyor. Bu eylemler o kadar tepki çekiyor ki çoğu kişi petrol şirketlerinin çevrecileri itici göstermek için aktivistleri bilerek desteklediğine inanıyor. Eylemleri düzenleyen örgütler gerçekten de petrol zengini bir milyarder olan Alieen Getty tarafından fonlanıyor fakat onun amacı iklim aktivistlerinin itibarını zedelemek değil. Alieen Getty’nin neden bu yöntemi benimsediğini anlamak için Getty ailesinin trajik hikâyesine bakmak gerekiyor: Kaçırılan torununun fidyesini ödemeyen cimri bir dede, oğlunun hastane masraflarını karşılamayan bir baba, yolunu kaybeden uyuşturucu bağımlısı çocuklar…

Trump büyük ihtimalle tutuklanacak? Tutuklanırsa başına neler gelecek?

Türkiye’de gündem doğal olarak 14 Mayıs seçimleriyken ve herkes Fatih Erbakan’ın, Muharrem İnce’nin, Mehmet Şimşek’in açıklamalarına odaklanmışken ABD ve dünyanın gündemi Trump’ın bu hafta içerisinde tutuklanma olasılığı. Trump geçen hafta sonu, Salı günü (bugün, 21 Mart) tutuklanacağını açıkladı ve destekçilerini sokağa çağırdı. Bu açıklamanın ardından Trump’ın tutuklanıp mahkemeye çıkartılması beklenen New York’ta yoğun güvenlik önlemleri alındı. ABD ve dünya merakla bazı soruların cevabını bekliyor: Trump tutuklanacak mı? Hangi olay nedeniyle tutuklanacak? Başına neler gelecek? Tutuklanmayı ister gibi bir tutum almasının nedeni ne?

CIA böldü, Macron birleştirdi: Fransa’nın en büyük muhalefet partisi 8’li sendika oldu

Fransa’da bir haftadır çöpler toplanmıyor, trenler ve uçaklar aksıyor, 1 milyon Fransız ülke çapında protesto gösterisi düzenliyor. Tepkilerin sebebi Macron’un liberal emeklilik reformu. Macron hükümeti, emeklilik yaşını 62’den 64’e çıkarmak istiyor. Macron’un bu kararına tepki gösteren 8 büyük sendika grev düzenleme kararı aldı ve 3 aydır birlikte hareket ediyor. Soğuk Savaş döneminde CIA ajanı olan ve yolu Türkiye’ye de düşen Amerikalı antikomünist sendikacı Irving Brown’ın böldüğü Fransız sendika hareketini, Macron istemeden de olsa birleştirdi.

Küresel ısınmayla mücadelede Hollandalı çiftçilere takılanlar: İklim krizi nasıl siyasi krize dönüştü?

Hollanda’da bu hafta düzenlenen bölge seçimlerinde, oyunu iki senede %1’den %20’ye çıkaran Çiftçi Partisi birinci oldu. Genel başkanı ünlü tarım gazetecisi Caroline van der Plas olan Çiftçi Partisi, 2019’dan beri iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve azot salınımını azaltmak isteyen Hollanda hükümetine karşı çiftçilerin düzenlediği protestoların ardından kurulan bir siyasi hareket. Hollanda hükümeti ve medyası, çiftçilerin taleplerini dinlemedikçe ve göstericilere “radikal sağcı” dedikçe çiftçiler daha çok organize oldu, güçlendi ve sonunda Hollanda’nın en büyük partilerinden biri haline geldi. Hollandalı çiftçilerin zaferi, “ikna etmek” yerine “henüz kazanılmamış zaferlerin kutlamalarına” odaklanmış bütün dünya liberalleri, demokratları için ders niteliğinde.

Başkan ve yardımcıları: Avengers Assemble? Tamam, İnşallah

Millet İttifakı’nın ortak Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun birbirinden farklı 7 cumhurbaşkanı yardımcısı adayı var. Başkanlık sisteminin ilk örneği olan ABD’de başkan yardımcıları hem seçim kampanyaları hem de ülke yönetimi açısından önemli, fakat kendine özgü başkanlık sistemiyle Türkiye için cumhurbaşkanlığı yardımcılığı kurumu yeni bir kavram. Başkanlık sisteminde seçimden önce başkan yardımcılarının açıklanmasının seçimler üzerindeki etkisini anlamak içinse yıllardır bu sistemin uygulandığı ABD’ye bakmak fikir verebilir.

Normali anormal olana normalleşme masalları

Normal bir ülkede insanların uykuları, “deprem olursa ne yapacağız?” sorularıyla kaçmaz, hayatları boyunca vergi ödedikleri, kurallarına uydukları devletleri onlara çoktan çözüm önerilerini sunmuş, önlemlerini almış, geçmişte yaptığı hataları telafi etmiş, bu hataların sorumluluğunu üstlenmiş, hesabını vermiştir zaten. Yaşadığımız kötülükleri, acıları normalleştirdikçe anormallik normalimiz oldu. Nasıl bir normal sorusunu yanıtlamadan normalleşirsek, tedbirsizlikler, alınmayan önlemler, öngörülemeyen felaketler nedeniyle hayatlarımızın tehlikede olduğu bir “anormalliğe” geri döneceğiz.

Hatay’ın acısı Gana’ya varınca: Christian Atsu

6 Şubat depremlerinde yıkılan Rönesans Rezidans’ın enkazından depremin 12. günü cansız bedeni çıkartılan Hataysporlu futbolcu Christian Atsu’nun cenazesi dün memleketi Gana’ya götürüldü. Atsu’nun cenazesini Gana’nın başkenti Akra’daki havalimanında gözü yaşlı yüzlerce Ganalı karşıladı. Sadece ünlü bir futbolcu değil, okul yaptıran, yoksul çocuklara yardım eden, mahkûmların kefaretini ödeyip serbest kalmasını sağlayan, yoksulların ameliyat masraflarını karşılayan bir hayırseverdi. İnşaatı tamamlanmamış evlerde büyüdü, yoksul ve zor bir çocukluk yaşadı. Ülkesini yoksulluk sarmalından çıkarmak isteyen Atsu’nun hikâyesi, 2023 yılında dramatik bir sonla yarım kaldı.

Teşekkürler yabancı: Her nereden geliyorsan, her nereye gidiyorsan

Bir haftadır 75 farklı ülkeden 9 bin yabancı personel Türkiye’deki arama kurtarma çalışmalarına destek veriyor. 1999 Depremi sonrasında yaşanan deprem diplomasisi Türkiye ve Yunanistan ilişkilerini İsmail Cem’in de etkisiyle iyileştirmiş, Türkiye’nin AB adaylığının resmileşmesini sağlamıştı. Dönemin başbakanı Bülent Ecevit, Yunanistan ve Ermenistan’dan gelen yardımlara karşı çıkan Sağlık Bakanı Osman Durmuş’a “Lütfen artık susunuz” demiş, Yeni Şafak’tan Hürriyet’e birçok yayın organı yardımları engelleyen Durmuş’a tepki göstermişti. Bugün de dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye yardıma koşan insanlar varken, hâlâ deprem fırsatçılığı yaparak komplo teorileri yayan, depremin sebebini “dış güçlere” bağlayan komplo şamanlarına verilecek en iyi yanıt sanırım aynı: “Lütfen artık susunuz.”

Umuda kazan Meksikalı Köstebekler Hatay’da

Depremde Türk yetkililerle birlikte çalışan yabancı gruplar arasında 145 kişilik Meksikalı ekip de var. Bunlardan 30 kişilik özel bir tim Hatay’da enkaz altındakileri kurtarmaya çalışıyor, adı “Meksika Köstebekleri.” Diğer profesyonel yabancı ekiplerin aksine devlet görevlisi değiller, gönüllü çalışıyorlar, maaş almıyorlar. Ailelerinin enkaz altından canlı çıkmasını bekleyenleri belki en çok onlar anlıyor, çünkü Meksika Köstebekleri, binlerce insanın öldüğü 8 şiddetindeki 1985 Mexico City depreminde enkaz altında saatlerce kurtarılmayı bekleyen ailelerini, komşularını, arkadaşlarını çıplak elleriyle kurtaran gönüllü gençler tarafından kuruldu.

Komünist Parti’den NATO komutanlığına: Çekya’nın yeni Cumhurbaşkanı General Petr Pavel

Eski Genelkurmay Başkanı ve NATO eski Askeri Komite Komutanı Petr Pavel, geçen hafta yüzde 58 oyla Çekya’nın yeni cumhurbaşkanı seçildi. Babası Josef Pavel, 1989’da Çekslovakya’daki komünist rejim yıkılana kadar NATO askerleri hakkında istihbarat toplayan bir askeri casustu, Petr Pavel de eski bir Komünist Parti üyesi. Çekya’nın yeni Cumhurbaşkanı Pavel’in Komünist Parti üyeliğinden Çekya’nın Cumhurbaşkanlığına uzanan hikayesi, 1948 komünist darbesinin, 1968 Prag Baharı’nın, Kadife Devrim’in, efsane siyasetçi Vaclav Havel’in, Türkiye’ye sürgüne yollanan demokrat sosyalist Alexander Dubcek’in, kısaca Çekya’nın demokratikleşmesinin de hikâyesiydi.

Nefreti fonlamanın bedeli: Ruanda Soykırımı’na yatırım yapan iş adamı Felicien Kabuga 90 yaşında sanık sandalyesinde

1994 Ruanda Soykırımı sırasında sadece 4 ayda ırkçı Hutular 800 bin Tutsiyi vahşice katletti. Soykırım boyunca ırkçı radyo RTLM, Tutsilere “hamamböceği” dedi, onlar için mermi harcanmaması, palayla öldürülmeleri gerektiğini söyledi, Tutsilerin ve liberal Hutuların ev adreslerini paylaştı, neşeli şarkılar eşliğinde katliam çağrısı yaptı. RTLM’yi kuran ve Hutu milislerine pala ve silah dağıtan zengin iş insanı Felicien Kabuga, 20 sene sonra Fransa’da yakalandı ve 90 yaşında tekerlekli sandalyeyle sanık koltuğuna oturdu. Kabuga’nın suçlu bulunması durumunda sadece tetiği çeken kullanışlı aparatların değil, silahı o ellere verenlerin, sırtları sıvazlayanların da hesap vermesi sağlanacak.

ÖZEL HABER | Ukrayna televizyonunda bu akşam: İki saatlik “Bayraktar-Zaferin Kanatları” belgeseli

Ukrayna’nın en büyük ikinci televizyon kanalı 1+1'in muhabiri Nataliia Moseichuk, Selçuk Bayraktar ve Haluk Bayraktar ile özel bir söyleşi yaptı ve 2 saatlik bir Baykar belgeseli çekti. Belgesel bu akşam Ukrayna televizyonlarında gösterilecek.

Koltuk sevdasında istifaya takılanlar: Dünyanın ilk EYT’li başbakanı Jacinda Ardern

Henüz 3 sene önceki seçimlerde tarihi bir zaferle yüzde 50 oy alan ve Yeni Zelanda Başbakanı seçilen Jacinda Ardern, 43 yaşında istifa edeceğini açıkladı. Chirstchurch Cami baskını mağdurlarıyla dayanışması nedeniyle takdir toplayan Ardern’in oy oranı, dünya normale dönerken kaldırmadığı pandemi tedbirleri (maske, aşı, mesafe zorunlulukları) ve yükselen enflasyon nedeniyle düşmüştü. Bu yeni koşullarda iknaya odaklanan bir dil yerine daha sert bir söylem benimsemeye, rakip siyasetçilere hakaret etmeye başlamıştı. Ailesine ve kendisine tehditler de eklenince Ardern, başladığı hikâyenin sonunun geldiğini gördü ve tadında bıraktı. Dünyanın en genç kadın başbakanlarından biriydi, şimdi ise dünyanın ilk EYT’li başbakanı. Fakat emekliliğinde, emekli olmamak için her yolu deneyen, yenildiği seçimleri dahi kabul etmekte direnen liderlerden daha mutlu ve huzurlu olacağı kesin.

İş başa düşünce: İsrailliler, Yüksek Mahkeme’lerini korumak için ayakta

Geçen Cumartesi yaklaşık 80 bin İsrailli, Netanyahu ve radikal sağcı koalisyonun yargı reformu paketini protesto etmek için sokaktaydı. Netanyahu hükümeti yeni paketle, Yüksek Mahkeme’nin hukuka ve insan haklarına aykırı bulup iptal ettiği yasaların meclis tarafından kabul edilmesi durumunda geçerlilik kazanmasını amaçlıyor. İsrail demokrasisinin son kalesinin hedef alınmasında tek sorumlu Netanyahu ve kötü arkadaşları değil. Netanyahu’yu yenip iktidarı devralan 8’li koalisyon ülkeyi yönetemediği, ortak bir hikâye yazamadığı ve kısa sürede dağıldığı için Netanyahu daha radikal bir programla iktidara geri döndü.

Masa nasıl kazanır?

Joe Biden, 2020 seçimlerini Trump’ı sosyalistlerden, muhalif Cumhuriyetçilere uzanan geniş bir ittifakı kurarak, kendisini ırkçılıkla suçlayan genç bir siyasetçiyi başkan yardımcısı yaparak ve farklı siyasetçilerle ortak mitingler düzenleyerek, Barack Obama gibi eski siyasetçilerle iş birliği yaparak kazanmıştı, yani kendi “masasını” kurmuştu. Bugün 2023 Türkiye seçimlerinde de “Masa”nın kazanması için Altılı Masa’nın herkesin temsil edildiği, güçlü bir birlikteliğin temel alındığı “ortak bir kampanya” yapması şart. Altı parti liderinin farklı illerde farklı seçmen gruplarını ikna etmeye çalıştığı, bütün belediye başkanlarının kentlerinde seferberlik başlattığı, ortak kabine listesinin ve detaylı ortak politikaların açıklandığı bir kampanya seçmene güven verecek, adayın ve masanın kazanmasını kolaylaştıracaktır.

2022 Demokrasi Almanağı: “Eh İşte”

2022, Ukrayna’nın işgaliyle, İranlı gençlerin idam edilmesiyle, Orban’ın zaferiyle, Taliban’ın yasaklarıyla, Marcos ve Netanyahu’nun geri dönmesiyle üzüldüğümüz, İngiltere’nin bitmeyen başbakanlık yarışıyla yorulduğumuz bir sene oldu. Fakat, her şeye rağmen İranlı kadınların mücadelesi bitmedi, Çin’de, Rusya’da dahi sokağa çıkma cesaretini gösteren muhaliflerin umudu tükenmedi, Bolsonaro yenilgiyi kabul etti, Trump efsanesi bitti, yolsuzluk yapanlar mahkeme önünde hesap verdi, Ukrayna ordusunun direnişi kırılamadı, Kyiv düşmedi. 2022 Demokrasi Almanağı’na bakınca içimden ilk geçen his “Eh işte” duygusu. Bu ifade benim için değişimin başlangıcını, 2023'ün daha da güzel olacağına dair umutları temsil ediyor. Umarım yanılmam.

Elon Musk, otoriterleşiyor olabilir mi?

Elon Musk, geçen hafta New York Times, CNN, Washington Post gibi kurumlarda çalışan 11 gazetecinin Twitter hesabını kapadı. Gazeteciler Musk’ın özel jetinin rotasını paylaşan bir hesabı profillerinde paylaşmıştı. Sonrasında anket açan Musk, 3.5 milyon kişinin oy kullanması ve çoğunluğun “gazetecileri affet” demesi üzerine gazetecilerin hesaplarını geri açtı. Elon Musk, Twitter’in sahibi olduğu Kasım 2022’den beri öngörülemez bir tek adama dönüştü, haklı olarak eleştirdiği önceki Twitter yönetiminin ne kadar kötü özelliği varsa hepsini teker teker benimsedi.

Alman Prens ve darbeci arkadaşları: Berlin’de hakimler var, ama biri darbeci

Bu hafta Almanya tarihinin en büyük polis baskını düzenlendi. 3.000 polis 130 noktayı bastı, 25 kişi tutuklandı. Polis, Vatansever Birliği adındaki bir terör örgütünü çökertti. 71 yaşındaki Alman bir prens olan 13. Heinrich liderliğindeki örgüt, silahlı eylem ve darbe hazırlığındaydı. Darbe başarılı olsaydı Heinrich, ülkenin yeni lideri olacaktı. Örgütün kabine listesi, ilk 100 gün eylem planları dahi hazırdı. Örgüt üye listesi ise oldukça ilginç, hala görev yapan bir hakim, eski bir milletvekili, ünlü bir restoran şefi ve orduda hala aktif görevde bulunan bir komando. Almanya bu darbeyi kansız bir şekilde bastırmayı başardı, fakat radikalleşmiş gruplarla mücadelesi devam edecek gibi duruyor.

40 yıl geciken destek: “Yanındayız Daron Acemoğlu”

Sanırım Daron’lara, bu ülkenin bütün evlatlarına verilebilecek en büyük destek, Türkiye’yi bir daha hiçbir evladının kolunu, kanadını, umudunu kırmayacak, devletin kimsenin karşısına sopayla, siyasi mahkeme kararlarıyla, öfkeli tarih hocalarıyla çıkmadığı bir düzeni kurmak olacak.

SIKI TAKİP | Demokrat Parti, başkan adaylığı önseçim takvimini değiştiriyor: Kamala Harris’in şansı artmış olabilir

Demokrat Parti yönetimi, dün (3 Aralık) yaptığı oylamada başkan adaylığı önseçiminde Iowa’nın ilk oy veren eyalet olmaktan çıkarılmasına karar verdi. Yeni seçim takvimine göre, ilk önseçim South Carolina’da, ikincisi bir hafta sonra Nevada ve New Hampshire’da, üçüncüsü Georgia’da, dördüncüsü ise Michigan’da olacak. Bu yeni seçim takvimine göre, ilk önseçimde siyahların ve Hispaniklerin önemi artacak. Yeni seçim takvimine göre, Kamala Harris’in 2024 şansı artmış olabilir.