Analiz

ANALİZ | Hükümete yakın medyada 10 büyükelçi olayı: Bir coşku ve tedirginlik potpurisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 büyükelçiyi ‘istenmeyen adam’ ilan etme çıkışı hükümet medyasında farklı duygular ve pozisyonlar yarattı. Hükümete en yakın gazeteler Sabah, Yeni Şafak ve Akşam büyükelçileri sınır dışı etme konusunda heyecansız ve tedirgin bir görünüm çizdi. Aydınlık, Türkgün ve Akit’te heyecan doruktaydı. Mehmet Barlas ve Abdülkadir Selvi gibi hükümete yakın yazarlar ise “iyi olmaz, sakin kalalım” havasındaydı.

ANALİZ | Bu tarifle her haber ‘yalan’ olur!

AK Parti’nin hazırlamakta olduğu ve TBMM açılır açılmaz yasalaştıracağı anlaşılan sosyal medya yasasının en kritik noktası olan “yalan haber”in taslakta nasıl tanımlanacağı, BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın ‘AKP kaynakları’na dayandırdığı haberiyle (1 Eylül) biraz daha netlik kazandı. ‘Kaynaklar’ın taslakta yer alacak ‘yalan haber’ tarifi doğruysa, ürkütücü bir netlik bu.

ANALİZ | Susup geçmesini beklemek en doğru taktik haline gelmişse…

AK Parti yönetimi, bir dizi tecrübeden sonra zorlandıkları konularda “ademe terk etme” taktiğini benimsemeye başladı. Öğrenilmesi biraz zaman almış olsa da, bu kendi açılarından doğru bir taktikti. Şimdi, Erdoğan Bayraktar’ın açıklamalarından sonra da aynı “doğru” taktiği uygulayacakları anlaşılıyor. Fakat şu da var: Bu “doğru” taktiğe elinizden başka bir şey gelmediği için sığınıyorsanız, oturup derin derin düşünmeniz gerekmez mi?

ANALİZ | Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nı işletmesi: Almanlar çok şaşırmış olmalı

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar bugün (30 Ağustos) Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nı işletme konusunu düşünmeye devam ettiğini söyledi. Oysa dün Türkiye ve Almanya dışişleri bakanlarının yüz yüze görüşmesinin ardından Almanya Dışişleri Bakanı Maas Türkiye’ye, havalimanını işletmeyi üstlendiği için teşekkür etmişti. Bu tuhaflığı nasıl açıklayabiliriz?
- Advertisement -

ANALİZ | Milli Görüş’te 80+’ların ‘lider benim’ hatırlatmaları

Milli Görüş geleneğinde genel başkanlık makamının üstünde manevi bir otorite var ve bu otorite gerektiğinde ‘liderliğini’ genel başkanlara hatırlatıyor: “Ben sana genel başkan olamazsın demedim!” Ya da: “Neticede genel başkansın, haddini bil!” Fakat şurası açık: Gerçek bir lider (ya da gerçekten de liderlik yapabilecek biri) liderliğini vurgulamaya ihtiyaç duymaz. Vurguluyorsa o tren kaçmış demektir.

En Son Çıkanlar