Kürtçe seçmeli derslerin teşviki için çalışmalarıyla bilinen, Bingöl’deki Solhan Atatürk Ortaokulu’nda Türkçe öğretmenliği yapan Hüdai Morsümbül hakkında öğrencileriyle Kürtçe ve Arapça konuştuğu; Kürtçe seçmeli dersleri seçmeleri konusunda öğrencilerini yönlendirdiği gerekçesiyle idari soruşturma başlatılmış, ardından “maaş kesme cezası” verilmişti.
Morsümbül hakkında şimdi de sosyal medya paylaşımları nedeniyle “terör propagandası” ve “örgüt üyeliği” suçlamasıyla dava açıldı.
Dava, 21 Nisan’da Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Kürtçeden yanlış çeviri nedeniyle aleyhimde dava konusu olduğunu belirten Morsümbül, Serbestiyet’e şunları söyledi:
“CİMER üzerinden 8 farklı şehirden hakkımda şikayetler yapıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yanısıra, İçişleri Bakanlığı’na ve Adalet Bakanlığı’na da yapıldı.
Şikayetlerin konuları arasında şunlar var: Amedspor maçında Kürdistan bayrağının yer aldığı bir fotoğrafı paylaşmam, seçmeli Kürtçe derslerle ilgili paylaşımlarım, YPG’nin ‘biz devlet istemiyoruz’ açıklamasıyla ilgili yapılan bir yorumu ‘retweet’ etmem ve yazar Jan Dost’un Cemil Bayık’ın bir açıklamasını eleştiren paylaşımını ‘retweet’ etmem.
YPG’nin ‘biz devlet istemiyoruz” açıklamasıyla ilgili retweet ettiğim videoyla ilgili bir çeviri hatası nedeniyle suçlanıyorum. Kürtçe videoyu ‘Fikrimiz, felsefemiz ve ahlakımız Kürt devleti kurmaktır. YPG Sözcüsü’ şeklinde çevirmişler. Ancak aslında videoda söylenen tam tersiydi; ‘Felsefi ve fikirsel dünyamızda Kürt devleti yoktur’ deniyordu videoda.
Kürtçeden yapılan yanlış çeviri nedeniyle, tam tersi söylenen bir videoyu retweet etmem, Kürt devleti istediğim sanılarak aleyhimde dava konusu oldu.”
“Bu kararla başöğretmen olabilme hakkım elimden alındı.”
Bu iki ‘retweet’ ile ilgili örgüt propagandası ve örgüt üyeliği iddiasıyla bana yapılan suçlama benim devlet memurluğundan atılmama kadar gitmişti.
İki yıl önce Yüksek Disiplin Kurulu’nda devlet memurluğundan çıkarılmam iptal edilmiş, bir alt kademe olan kademe ilerlemesinin durdurulmasına karar verilmişti. Bu kararla başöğretmen olabilme hakkım elimden alındı.
Aynı suçlamalarla Mersin’de ağır ceza mahkemesinde görülen bir davam vardı.
Geçen yıl Nisan ayında bu soruşturma nedeniyle ifadem alındı. Şimdi e-devlette kontrol ettiğimde Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bu soruşturmanın davaya dönüştürüldüğünü öğrenmiş oldum.
“Videodaki ifade, iddianamedeki çevirinin tam tersi anlamında”
Morsümbül’ün avukatı Suphi Özgen, X hesabından yaptığı paylaşımda soruşturma savcısının hazırladığı iddianamede polisin yanlış çevirisinin baz alındığını, yargılamanın bu nedenle ağır ceza mahkemesinde yapılacağını savundu.
Özen’in paylaşımı şöyle:
“Polis ve savcıların Kürtçe öğrenmesi gerekir. Kürtçe sevdalısı sevgili öğretmen Hüdai Morsümbül’e polisin yanlış çevirisi nedeni ile ağır ceza mahkemesinde ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suç isnadlı dava açıldı.
Mersin’de görev yaptığı sırada Türkçe bilmeyen Arap öğrencilerle Arapça iletişim kuran ve seçmeli Kürtçe ders hakkının etkinleşmesi için çalışan Türkçe branş öğretmeni Hüdai Hoca’ya ırkçı bazı idarecilerin kışkırtması ile bir kısım velilerin CİMER üzerinden yaptıkları şikayetler sonrası idari soruşturma açılmış ve müfettiş raporuna göre memuriyetten atılma cezası yoluna gidilmek istenmiş ise de MEB Yüksek Disiplin Kurulu’na, vekil olarak benim de dahil olduğum şekilde yaptığımız yazılı ve sözlü itiraz ve savunmalarla memuriyetten çıkarılma yerine kıdem durdurma disiplin cezası verilmişti.
Bu disiplin cezası hocanın başöğretmen olmasına da engel olmuştur. Mersin Milli Eğitim Müdürlüğü’nün savcılığa yaptığı suç duyurusu ile savcılık önce ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ iddiası ile ifade almıştı. Savcılık nihayetinde ‘terör örgütü propagandası yapmak’ iddiası ile Mersin 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2025/92 esas sayılı davayı açmıştır. Esas mahkemesi duruşma tarihi 27/05/2025 günüdür. Mevcut adresi Bingöl’de olmakla Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazılan talimat ile Bingöl’de 21.04.2025 tarihinde ifadesi alınacaktır.
Yazı başlığında ‘polis ve savcıların Kürtçe öğrenmesi gerekir’ sözünü niçin yazdım?
Polisin yanlış çevirisini soruşturma savcısı da kopyala yapıştır yöntemi ile iddianamede kullanmıştır.
Müvekkilin kendisine ait olmadığını söylediği hesaptaki paylaşımı başta Kürtçe bilirkişi ve tercümanları olmak üzere tüm kamuoyunun dikkatine iddianameki şekli ile sunuyorum:
‘@JandDost99 isimli/rumuzlu kullanıcıya ait 29.07.2021 tarihli videolu paylaşımda “Dewletekı kurdı ne di fikre me da he ne di felsefe me da he. ne di exlaqe me da he. Berpirseyeki YPG” ibareli metin yazdığı ve bu Kürtçe metnin yapılan çevirisinde “Fikrimiz, felsefemiz ve ahlakımız Kürt devleti kurmaktır. YPG Sözcüsü” şeklinde olduğu, video içeriğinde Kürtçe yapılan konuşmanın çevirisinde “Bir Kürt başta bir gaye uğruna bu coğrafyada iddialı bir Kürt devleti istiyorsa. Fikrimiz, felsefemiz ve ahlakımız Kürt devleti kurmaktır” anlamının çıkarıldığı ve arka fonda YPG silahlı terör örgütünü simgeleyen sözde bayrak/flama/amblemi bulunan PKK/KCK/YPG Silahlı Terör Örgütü mensubu erkek teröristin basın açıklaması yaptığı videolu paylaşımı şüphelinin beğendiği…’
‘Ne’, Kürtçe’de olumsuzluk ekidir. Polis bilirkişi veya tercüman değildir. Kullanılan cümlenin tam zıddını rapora yazan iki polis memurunun yanlış çevirisi ile vatandaş ağır cezada yargılanacaktır.
Kürtçe’nin dil hakları için mücadele eden bir Kürt avukat olarak bu hususu bizzat Adalet ve İçişleri Bakanlarımıza aktaracağım ve polislere özellikle terörle mücadele şubesindeki polislerin Kürtçe öğrenmelerinin sağlanmasını talep edeceğim.
Tatillerindeki dinlenme zamanını bile okulları, kaymakanlıkları ziyaret ederek daha fazla çocuğun Kürtçe dersi alması ve daha fazla Kürtçe branş (Kurmanci-Zazaki) öğretmeninin tayin edilmesi için gönüllü/özverili çalışan sevgili hocamızı elbette en iyi şekilde savunacağım/savunacağız.
Ve şimdiden rahatlıkla söylüyorum ki müvekkilimin, isnad edilen örgüt ve propaganda ile ilgisi olmadığı gibi dosyadaki iddiaları da çörüteceğiz, beraat alacağız ve ayrıca ilgili polislere de idari ve adli soruşturma da açılmasını talep edeceğiz. Kürtçe de Kürtçe gönüllüleri/savunucuları da yanlız değildir.”