Netflix uyarlaması birkaç gün içinde rekor kıran manga uyarlaması One Piece, evreninde köleliğin 200 yüzyıl önce yasaklanmış olmasına rağmen aristokratik bir grup tarafından hâlâ uygulanması ve yasal güçlerin bu aristokratları koruyor olması, bu suçların yasalar tarafından meşruiyet altına alındığında nasıl bir yapıya büründüğünü anlatıyor. Hikâyede kötülüğün sembolizmini, “Dünya Hükümeti”nin meşruiyet kaynağı ve silahlı gücü olan “Donanma”nın alması; kendisini yasal ve meşru bir koruma kalkanı altına almış ırkçılıkla ve kölecilikle mücadelenin önemine işaret ediyor.
Süreyya Ağaoğlu'nun karakterinde beni en etkileyen kısım galiba, olan bitenler ne kadar umut kırıcı olursa olsun iyimser bir isyanla karşı koyabilme gücü oldu. Bunu, kırıp döken yok edici bir ezme ezilme savaşı gibi değil yaratıcı ve yeniden yaratıcı bir ruh gücü ve insana inanmışlıkla yapabilmesi ne büyük bir duruştu! Hümanizm bu olsa gerek dedim! İçindeki isyan hisleri her nasılsa hep çok güçlü kalabilmişti. Tıpkı, Fuat Köprülü’nün dönemlere göre değişen karakterinden bahsederken, “Türkiye’nin ezeli derdi opportunizmi çevremde çok izlediğim için bu tutumla davrananlara karşı içimden gelen isyan hisleri çok kuvvetli.” (s.86) derken olduğu gibi.
Tasarımcıların ve moda evlerinin koleksiyonlarını sundukları etkinlikler bütününe moda haftası deniyor. Dört büyükler denen New York, Londra, Milano ve Paris moda haftaları bu sezon da birbiri ardı sıra defilelere ve etkinliklere ev sahipliği yapmaya başladı. Tasarımın zirvesi olması beklenen bu etkinliklerde son yıllarda sıklıkla sanatın ve mananın sansasyona kurban edilişini seyrediyoruz. Ve bunun dozu ve yoğunluğu da giderek artıyor. Başarıya giden yolun birincil koşulunun dikkat çekmek olduğu bir çağdayız ve kreativiteyle çığırtkanlık arasında pek de ince olmayan bir çizgi var. Bunun farkında olsak da her gün o kuyuya yeni kurbanlar vermekten kurtulamıyoruz. Birçok köklü moda evi tanınmayacak hale geldi. Çizginin berisinde kalıp sansasyona bulaşmamakta ısrar edenler de maalesef sıkça ziyan olmuşluk ve gündem dışı kalma hissiyle cebelleşmek zorunda kalıyorlar.
Korku ilkel ve zorunlu bir duygudur. Robert Peckham bu "bizi hayatta tutan nörobiyolojik bir süreç" olarak adlandırıyor. Eğer atalarımız uçurum kenarlarından veya kılıç dişli kaplanlardan korkmasaydı, bugün olduğumuz noktada olmayabilirdik. Fakat tersinden baktığımızda, insanlar iletişim kurabilen hayal gücü çok yüksek varlıklar olduğu için, korku sessiz fısıltılardan bile aniden türeyebilir. Peckham’ın metni iddialı alt başlığının hakkını tam olarak veremese de, korkunun geçtiğimiz 700 yıl boyunca insan davranışlarını şekillendirdiği pek çok tarihsel uğrağı ve olayı aydınlatmaya çalışıyor. Bunları okuyarak okuyucular günümüz için dersler çıkarabilir.
Afrin harekatını desteklemek için Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde lokum dağıtılmasını protesto eden 27 öğrenci on ay hapis cezası almıştı. “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı ile çıkan cezaya Yargıtay’da itiraz hakkı olmayan sanıklar, dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürdü. AYM, Temmuz’da, ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle, öğrencilere verilen cezanın ortadan kaldırılması için dosyayı ilk derece mahkemesine gönderdi. Savcılık, İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gelen 9 öğrencinin dosyası için mütalaasında AYM kararı göz önüne alınarak öğrencilerin beraatini istedi. Olaydan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar terörist gençler” demişti.
Yer Silivri’de bir düğün salonu. Genci yaşlısı, başörtülüsü, mini elbiselisi bir sürü kadın düğüne gider gibi giyinip gelmişler. Saçlar yapılmış, en güzel elbiseler giyilmiş. Salonda ilk önce bir DJ çıkıp sahne alıyor. Çok rağbet görmüyor. Sonra ise ışıklar kapanıyor ve birden salona bir zenne giriyor. Başörtülü ablalar zenneyle beraber oynayıp, yakasına para takıyorlar. Ve sonra beklenen Murat Övüç geliyor ve hiç bilmediğimiz Türkiye başlıyor. Matine öncesi kulisinde konuştuğumuz Murat Övüç, bir zamanlar İstiklal’de fal bakarken, “yanıklar”, “Netflikş” ile dalga dalga büyüyen şöhretiyle her gün bir şehirde tıka basa doldurduğu matinelerden çok mutlu, Samsun’da valinin yasağını da avukatları kaldırmış: “Bana gelen kadınların yüzde sekseni tesettürlü. Beni çarşıda gören bütün çarşaflı ablalar sarılıp öpüyorlar. “Bak ne olur bizi onlarla bir tutma. Biz onlardan değiliz” diyorlar. Kasım'da da Samsun'a aslanlar gibi gidip sahnemizi yapacağız tekrar bir sıkıntı çıkmazsa.”
Netflix uyarlaması birkaç gün içinde rekor kıran manga uyarlaması One Piece, evreninde köleliğin 200 yüzyıl önce yasaklanmış olmasına rağmen aristokratik bir grup tarafından hâlâ uygulanması ve yasal güçlerin bu aristokratları koruyor olması, bu suçların yasalar tarafından meşruiyet altına alındığında nasıl bir yapıya büründüğünü anlatıyor. Hikâyede kötülüğün sembolizmini, “Dünya Hükümeti”nin meşruiyet kaynağı ve silahlı gücü olan “Donanma”nın alması; kendisini yasal ve meşru bir koruma kalkanı altına almış ırkçılıkla ve kölecilikle mücadelenin önemine işaret ediyor.