Muhalefet partileri: Olmak ya da olmamak

İktidar zorluklar içinde. Muhalefet ise bu zorluklardan yararlanabilecek bir dinamizm gösteremiyor. Toplumdaki değişim isteği de her geçen gün artıyor. Bu durumda ne olabilir? Var olan seçeneklerin ötesinde yeni sürükleyici ve etkileyici figürler ortaya çıkabilir. Avrupa’da son yıllarda örneklerine sıkça rastladığımız genç liderler toplumun desteğini kazandılar ama büyük fark yaratamadılar. Bizde ortam genç liderlere daha az şans veriyor. Daha olası çözüm ise muhalefet partilerinin toplumun “birleşin ve değiştirin” talebine karşılık gelecek yeni dayanışma yolları geliştirebilmeleri. Eğer iktidar, muhalefetin elindeki 4-5 büyük şehri kazanırsa, Türk siyasi tarihinde bir devir kapanabilir, yereliyle geneliyle tek partili bir ülkeye dönüşürüz.

Yerlilik nedir?

Yerliliğin hem ‘doğu’ hem de ‘batı’ için gerekli olduğunu düşünüyorum. Batı öykümeciliğinin eleştirisini ve yerlilik çağrısını Batı karşıtlığı olarak görme eğilimi bu sebeple tam da Batı’yı anlamamış olmakla ilgilidir. Batılının Batılı olmak gibi bir derdi yoktur, olmamıştır. Kendi olma derdi onu Batılı yapmıştır. Ve varsa bir üstünlüğü/başarısı bu kendi olmasından kaynaklanıyor, Batılı olmasından değil. Bu nedenle hem Batı öykünmecisi hem de Batı karşıtçısı aynı yolun yolcusu, aynı sathiliğin kurbanıdır.

İktidar ve duygu üretimi (2): Yanılabilen hükümet ve sık sık onu ‘düzelten’ lider formülünün sağladığı faydalar

İdarenin, geniş halk kitlelerinin canını yakan gündelik uygulamalarına halk adına müdahale eden ve ‘son noktayı koyan’ Cumhurbaşkanı imajının duygu yaratmaya matuf ‘çalışılmış’ bir strateji olduğunu gösteren çok örnek yaşadık. Bu örneklerde Erdoğan geniş kitleleri rahatsız eden gelişmeleri izliyor, sonra da onları ilk defa duymuş gibi ‘müdahale’ ediyor, yanlışları gideriyor, halkın öfkesini yatıştırıyor.

Seçil Erzan’ın ‘duacısı’ Diba ile mesajları çıktı. Diba: “Akşam okuyalım, canım yanmıyorsa bir şey olmaz”, Erzan: “Yarın sana 60 bin TL göndereceğim, yardım et...

Seçil Erzan’ın Whatsapp yazışmalarının olduğu bilirkişi raporuna ilginç mesajlaşmaları girdi. Erzan, olay patlamadan üç ay önce “Üstlerim onlardan habersiz iş yaptığımı fark etti. Sence büyütürler mi?” diye sorduğu Diba adlı kişi “Bu akşam ona da okuyalım ben elimden geleni yapacağım sen merak etme. Canım yanmıyor. Benim canım acımıyorsa bir şey olmaz inşallah kızım. Yarın öğleye kadar Kuran’dayım. Cuma günü de duan var” diye karşılık veriyor. Erzan bunun üzerine “Allah razı olsun ablacım. Yarın sana 60 bin TL göndereceğim. Yardım et bana abla iyice karışmasın ortalık” diye mesaj atıyor.

Hakan Atilla: “Denizbank’ı tamamen bu işin dışında tutmak mümkün değil”

Eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı ve eski Borsa İstanbul Genel Müdürü Hakan Atilla: “Denizbank’ın herhangi bir şekilde bu dolandırıcılık işinin bir parçası olduğunu düşünmüyorum. Ama bankayı tamamen işin dışında tutmak da mümkün değil. Uzun zamandır yapılan düzenlemelerle bu şekilde çantalarla paraların bankalara girmesi – çıkması ve yatırılması zaten kanunen yasaklanmış durumda. Kameraların, güvenlik görevlilerinin paranın oradan çekilip hanımefendinin odasına götürüldüğünün tespit etmiş olması lazım.”

HEDEP’te “Vermeden almak olmaz” sesleri yükselişte

CHP’nin İyi Parti’yle yerel seçimde işbirliği arayışı sonuç vermeyince, CHP-HEDEP işbirliğinin olup olmayacağı sorusu siyaset kulislerinin gündemi oldu. HEDEP Sözcüsü Ayşegül Doğan’ın parti yönetiminin Türkiye’nin her yerinde aday göstermekten yana olduğunu açıklamasından sonra HEDEP eş genel başkanlarından Tuncer Bakırhan’ın “Kent uzlaşısına önem vereceğiz” sözleri partide tartışmaların sürdüğünü gösteriyor. Bu tartışmalarda “Biz aday çıkarmayarak muhalefete destek verdik ama karşılığında hiçbir şey alamadık. Vermeden almak olmaz. İttifak kapımız herkese açık olmalı” seslerinin yükselmesi dikkat çekiyor.

Bakan Ersoy’dan “Bu ülkede farklı dillerde neden sanat yapılamıyor?” sorusuna Ahmet Kayalı cevap

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, HEDEP Sözcüsü Ayşegül Doğan’ın “Bu ülkede farklı dillerde neden sanat yapılamıyor?” sorusuna yazılı yanıt verdi: “Son 5 yılda özel yayınevleri tarafından basılan 14 bin Kürtçe kitap bakanlık tarafından satın alındı. Kültür Yolu Festivali’nde Ahmet Kaya'ya ait tüm eserler yer alıyor. Diyarbakır Devlet Klasik Türk Müziği ve Medeniyetler Korosu başta Kürtçe olmak üzere çeşitli dillerde konserler veriyor.”

GÜNÜN ON MANŞETİ

ÇEVİRİLER

SANAL HAFIZA SERGİSİ

SON YAZILAR