Desteğinize Talibiz

Portekiz’de Tutti Frutti gerilimi

“Avrupa’da yükselen sağ”… Bu söylem üstünden yıllardır klişeleşmiş analizler yapılır. Ancak Portekiz’de şu an gerçekten kendine özgü bir sağ yükseliş örneği görüyoruz: Chega… Zaman zaman ünlü diktatör Salazar’ın mirasçısı olarak tanımlanan Chega… Bu partinin yükseliş nedenlerinden biri de, yıllardır sürmekte olan Tutti Frutti yolsuzluk operasyonu.

Kültür Bakan Yardımcısı’ndan ilk Cannes ödülünü alan kadın oyuncu Merve Dizdar’a: “Er ya da geç halkımız kendisini aşağılayanların hadlerini...

Merve Dizdar’ın Cannes Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşma sosyal medyada tartışma yarattı. AK Parti temsilcileri ve taraftarları Dizdar’ı “eziklikle”, “vatanını sevmemekle” ve “ülkesini şikayet etmekle” suçlarken; Kemal Kılıçdaroğlu ve Ali Babacan ise yaptıkları paylaşımlar ile Merve Dizdar’ı tebrik etti. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy herhangi bir paylaşım yapmazken, bakan yardımcısı Serdar Çam ise Merve Dizdar’ın konuşmasına nefret kustu: “Kendi ülkesinin kadınlarının hakkını, hukukunu koruyormuş gibi yapıp, aslında oradaki Ermeni, PKK, FETÖ veya DHKP-C lobilerenin düşmanca yürüttüğü saldırı ve yakıştırmalarına benzer bir tavırdır bunların tavrı. Er ya da geç halkımız kendisini aşağılayanların hadlerini bildirecektir.”

Cannes’da Altın Palmiye alan Fransız yönetmen konuşmasında Macron’u eleştirdi; Kültür Bakanı önce tebrik etti, sonra yanıt verdi

Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü alan Fransız yönetmen olan Justine Triet, ödül konuşmasında Macron’un emeklilik reformunu eleştirdi: “Neoliberal Fransa hükümeti, kültürü metalaştırıyor, Fransız kültürünün özgünlüğüne zarar veriyor. Bu özgünlük olmasaydı bugün sizin önünüzde konuşamazdım” dedi. Kültür Bakanı Rima Abdul Malak, Triet’i önce tebrik etti, sonra eleştirdi: “Fransız film finansman modelimiz olmasaydı bu filmi çekemezdiniz.”

“Bu ödülü Türkiye’de hakettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen…”

Cannes Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü, Nuri Bilge Ceylan’ın Kuru Otlar Üstüne filmininin başrol oyuncusu Merve Dizdar kazandı. Dizdar: “Bu ödülü Türkiye’de hakettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen tüm mücadeleci ruhlara armağan ediyorum.”

Bu neyin seçimi?

Muhalefetin ne dediğinin ve neyi nasıl yapacağının önemi kalmadı. Kılıçdaroğlu’nun kazanması belirli bir siyasi çizgiyi ima etmiyor… Sadece yolu açıyor ve topluma ‘yeniden’ siyaset imkanı sunuyor. Dolayısıyla seçim iki aday arasında değil. Siyaseti (ve devleti) İttihatçılığa teslim etmekle elimizde tutmaya çalışmak arasında. O nedenle Kemalist milliyetçiliğin muhalefet sahnesini ele geçirmesine rağmen Kürtlerin menfaati Kılıçdaroğlu’nu desteklemekten geçiyor. HDP’nin hareket alanının nispeten geniş kalması, Kürt meselesinin ‘teröre’ endekslenmemesi için…Söz konusu milliyetçiliğin kaba sabalığını görüp tepki duyan ‘liberal-demokrat’ muhaliflerin de aynı şekilde büyük resmin farkında davranması lazım.

Muhalif seçmenlerin kazanma umudu yerlerde sürünen kesimi için, ikinci tur motivasyonları

İlk turda oyunu büyük umutlarla ve ‘seçilecek’ duygusuyla Kılıçdaroğlu lehine kullanan fakat ikinci tur için aynı şeyleri söyleyemeyenler arasındayım. Ama bu beni ertesi gün geri dönmek üzere 7 saatlik bir karayolu yolculuğunu göze almaktan alıkoymuyor. Bu grupta yer alanların çoğunluğunun da benim gibi davranacağını gözlemliyorum. Peki, ikinci turda kazanma umudu az olan bizim gibiler 28 Mayıs’ta hangi motivasyon ya da motivasyonlarla sandığı gidecek? Ben bu yazıda kendi motivasyon kaynaklarımı anlatacağım.

Erdoğan balkonda montaj kasetten bahsetti, kalabalık “Selo’ya idam” diye bağırdı

Balkon konuşması yapan Erdoğan: "Kandil'dekilerle, bir video çekimi ile onları arkaya alıp 'haydi' diyebilirsiniz ama bu millet yutmuyor. 17 vekil düşmüş durumda. Ne diyordu? Selo'yu dışarı çıkarmak istiyorsanız oyu bana vereceksiniz diyordu. Benim sevgili milletim ne dedi? Milletim iyi biliyor... Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bu terörist Selo'dur."

Kılıçdaroğlu: “Yürüyüşümüz sürüyor ve buradayız”

Kılıçdaroğlu'ndan ilk açıklama: "Halkın otoriter bir yönetimi değiştirme iradesi tüm baskılara rağmen ortaya çıktı. CHP ve Millet İttifakı tüm unsurlarıyla her cephede mücadelesini vermektedir. Ülkemize gerçek anlamda demokrasi gelinceye kadar bu mücadelenin öncüsü olmayı sürdüreceğiz. Öncelikle bana oy veren 25 milyonu aşan vatandaşımızı moralli bir şekilde dimdik ayakta görmek istiyorum. Yürüyüşümüz sürüyor ve buradayız."

Erdoğan bildiğimiz gibi: ‘LGBT’li zafer konuşmasında “İstanbul’u kazanalım” dedi

Erdoğan, oy sayımı devam ederken Kısıklı'da toplanan vatandaşlara seslendi: 2024'te Üsküdar'ı da İstanbul'u da yerel seçimlerde kazanmaya hazır mıyız? Öyleyse durmak yok çok çalışacağız. (...) CHP, HDP, İYİ Parti LGBT’ci midir? Yanında bazı ufaklıklar var. Onlar da LGBT’ci midir? AK Parti’ye, MHP’ye LGBT sızabilir mi? Bizde aile kutsaldır. Aileye kimse dil uzatmaz. Kadına şiddet bizde yasak, haramdır. Buna kimse tevessül edemez. Ümüğünü sıkarız.”

Dünya liderinden Erdoğan’a tebrik: Biden, Macron, Sisi, Paşinyan, Barzani, Herzog…

Yüzde 52 oy alarak Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ı dünya liderleri tebrik ediyor. İlk tebrikler Katar, Libya, Özbekistan ve Azerbaycan’dan gelirken, seçim sonucun netleşmesiyle Rusya, ABD, Fransa, AB lideri de tebrik mesajı yayınladı. ABD Başkanı Biden tweet attı, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky ve İsrail Cumhurbaşkanı Herzog Türkçe mesaj paylaştı. Mısır Devlet Başkanı Sisi, Ermenistan Başbakanı Paşinyan ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani de Erdoğan’ı tebrik etti.

Erdoğan 52,16 Kılıçdaroğlu 47,84

Sandıkların yüzde 99'undan fazlası açıldı. Kesin olmayan sonuçlara göre, Erdoğan yüzde 52,16 oy oranıyla cumhurbaşkanlığı ikinci turunu önde tamamladı; Kılıçdaroğlu'nun oy oranı yüzde 47,84.

Babacan: “Seçimi kazanmak için kul hakkına girdiler”

Babacan'dan ilk açıklama: “Sayın Kılıçdaroğlu’na oy veren dostlarım; mağlup değiliz. Biz, her birimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit ve onurlu vatandaşlarıyız. Vicdanımız rahat olsun, tarihin doğru tarafında yer aldık hep beraber. Hakça mücadele ettik. (...) Sayın Erdoğan ve irili ufaklı ortakları; bu ülkeyi maalesef yönetemeyecek. Üzülerek söylüyorum, her alanda kötüye gidişin devamını göreceğiz."

Akşener: “Bize düşen mesajı doğru anlayıp gereğini yapmak, Erdoğan’ın da sonuçlardan çıkarması gereken dersler var”

Akşener'den ilk açıklama: "Millet söyleyeceğini söyledi. Bize düşen bu mesajı anlamak, gereğini yapmaktır. (...) Erdoğan'ın da sonuçlardan çıkarması gereken dersler var. Umarım sonuçların heyecanıyla kutuplaştırılmış ülkemizi makulde buluşturma fırsatını tepmez."

Portekiz’de Tutti Frutti gerilimi

“Avrupa’da yükselen sağ”… Bu söylem üstünden yıllardır klişeleşmiş analizler yapılır. Ancak Portekiz’de şu an gerçekten kendine özgü bir sağ yükseliş örneği görüyoruz: Chega… Zaman zaman ünlü diktatör Salazar’ın mirasçısı olarak tanımlanan Chega… Bu partinin yükseliş nedenlerinden biri de, yıllardır sürmekte olan Tutti Frutti yolsuzluk operasyonu.

Bu neyin seçimi?

Muhalefetin ne dediğinin ve neyi nasıl yapacağının önemi kalmadı. Kılıçdaroğlu’nun kazanması belirli bir siyasi çizgiyi ima etmiyor… Sadece yolu açıyor ve topluma ‘yeniden’ siyaset imkanı sunuyor. Dolayısıyla seçim iki aday arasında değil. Siyaseti (ve devleti) İttihatçılığa teslim etmekle elimizde tutmaya çalışmak arasında. O nedenle Kemalist milliyetçiliğin muhalefet sahnesini ele geçirmesine rağmen Kürtlerin menfaati Kılıçdaroğlu’nu desteklemekten geçiyor. HDP’nin hareket alanının nispeten geniş kalması, Kürt meselesinin ‘teröre’ endekslenmemesi için…Söz konusu milliyetçiliğin kaba sabalığını görüp tepki duyan ‘liberal-demokrat’ muhaliflerin de aynı şekilde büyük resmin farkında davranması lazım.

Çalan çanlar

Yüzde 13-14 umulan bir seçimde HDP yüzde 10’un altına düştü; bu, partinin küçülme trendine girdiğini gösteren güçlü bir uyarıcı. HDP yönetiminin bu sonuç üzerinde ciddiyetle düşünmesi ve vaziyetinin ayrıntılı bir muhasebesini yapması gerek. Önü alınmazsa, bu küçülme trendi hızlanabilir. Velhasıl, duyan kulaklar için tehlike çanları çalıyor!

ÇEVİRİ | Türkiye de küresel trende uyuyor: “Özgür” ve adaletsiz seçimler

Fareed Zakaria yazdı: Bir ülkedeki seçimler ‘illiberal’ koşullarda yapıldığı halde, sonrasında uluslararası gözlemciler ve kuruluşlar oyların usulüne uygun olarak kullanıldığını, doğru sayıldığını bildirerek seçimlerin gerçekten adil rekabet şartlarında gerçekleştiğini onayladıklarında, dünyaya kötülük etmiş oluyorlar. Hindistan, Macaristan, Meksika’da da benzerleri olan bu uygulamalar illiberal (liberal olmayan) demokrasilerin en son buluşudur. Karşımızdaki bu fenomeni tanımlamak için yeni bir kelime dağarcığına ihtiyacımız var. Bahsettiğimiz seçimler özgür seçimler mi? Teknik olarak evet fakat aynı zamanda son derece haksız ve adaletsizler de.

“Kılıçdaroğlu’nun söylem değişikliği rahatsızlık yaratsa da oy davranışını etkilemeyebilir”

“İkinci turda Kılıçdaroğlu’nun söylem değişikliğinin etkisi ne oluyor ne oluyor diye baktığımız zaman rahatsızlık yaratsa da kimi kesimlerde oy davranışına çok etki eder mi, bilmiyorum. Belki katılım açısından olabilir diye düşünenler var. Bence son günlerde o ihtimal de bertaraf edilebilir. Özellikle Ümit Özdağ’ın destek açıklamasının ardından yeniden yenme, Tayyip Erdoğan’ı gönderebilme ihtimali doğarsa, bu Kılıçdaroğlu’nun dilinden daha önemli ve dikkat çekici olur ve seçmen tekrar sandığa gider. Dolayısıyla bu kampanya çok etkilemeyebilir Kılıçdaroğlu'nu. Peki seçmen çeker mi bu dil? Açıkçası bu dilin seçmen çekmesi çok kolay değil. Çünkü görüyoruz ki iki kutup arasında çok fazla oy geçişi yok. Güneydoğu'da katılımın azalması riski bile var bu milliyetçi dille beraber."

SANAL HAFIZA SERGİSİ | Sinan Oğan’ın ikinci tur öngörülerinin hiçbiri tutmadı

Sinan Oğan, birinci tur kampanyası sırasında ikinci tur için iddialı konuşmuştu: "İkinci turda Reisleri ne yapar eder HDP’yi ikna eder”. “Erdoğan’ın artık ülkeye hiçbir şey veremeyeceğini söylüyorum”. “Bir ülkücüyü kessen HÜDA PAR ile aynı sandığa girmez”

ÖZEL HABER | Kuzguncuklular anlatıyor: Asude Çay Evi’ndeki 11 saniyelik videonun önü ve arkası

Kuzguncuk sakinlerine göre olay yeni değil, 10 gün önce yaşandı. Asude’nin sahibi Murat A. alkollü olduğu olay gecesi mekanda ayakta duran çarşaflı kadınlardan birini mahallelerin uzun süredir şikayetçi olduğu çarşaflı dilenci sanmıştı. Tartışma çıktı, daha sonra yanlış anlaşılma fark edildi, mekan sahibi müşterilerinden özür diledi ve olay kapandı. Ama bu sırada bir kişi cep telefonuyla tartışmayı çekti. Kuzguncuklulara göre olayı günler sonra gündem yapıp siyaset malzemesi yapan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen oldu. Asude Çay Evi’nin belediye tarafından tüm izinleri iptal edildi, hatta çay ocağının taburelerini önüne koyduğu Kuzguncuk’un en meşhur mekanlarından Ekmek Teknesi de geçici olarak kapatıldı. Fakat Asude Çay Evi’nin tam karşısındaki kebapçının güvenlik kameralarındaki tam görüntüler ve olaydaki çarşaflı kadınların şikayetçi olmaması sayesinde Murat A. serbest bırakıldı. Videodaki kadınlardan Ayşe P. D. , “bu üsluptan yana değiliz” dedi: “Bizi videoya çektiklerini son anda fark ettim. Çekmemelerini istedim. Başörtüsü probleminin içine doğmuş biri olarak yaşanan derin üzüntü duydum fakat tam da seçim arefesinde olayın politik bir malzemeye dönüşmemesi adına şikayette bulunmak istemedik. Sosyal medyaya düşünce tahmin ettiğimiz gibi oldu. Bu üsluptan yana değiliz.”

ÖZEL HABER | İnce-Kılıçdaroğlu ortak açıklama yapacaktı, parti sözcüsü Özkal’ın başını çektiği grup direndi

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’yi ikna etmek için Türkiye’nin dört bir yanından CHP’li belediye başkanları iki gün boyunca tam saha pres uyguladı. İki kez ikna olan İnce, sonradan vazgeçti. Perşembe günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adana mitingi dönüşü Memleket Partisi Genel Merkezi’ni ziyaret edecek ve İnce ile birebir görüşme yapacak, ardından ise iki isim ortak bir karar açıklayacaklardı. Ancak Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü İpek Özkal Sayan’ın başını çektiği bir grup şiddetle bu karara karşı çıktı.

DOSYA | Araştırmacılar tartışıyor: 14 Mayıs seçim sonuçları nasıl okunmalı?

Ulaş Tol (TEAM Araştırma): “Erdoğan da kaybetti ama muhalefet daha büyük kaybetti. Anketlere katılmayan utangaç sağ seçmeni ıskaladık.” Yusuf AKIN (AREDA): “Plazaların ağdalı dili ile tasarlanmış mesajlar, Türkiye sosyolojisini tanımamaktan kaynaklanıyor”. Aydın/Yalçınkaya: “Asıl soru ‘ekonomideki bozulma iktidar değiştirir’ algısının bu seçimde neden gerçekleşmediğidir?”

SON YAZILAR

Portekiz’de Tutti Frutti gerilimi

“Avrupa’da yükselen sağ”… Bu söylem üstünden yıllardır klişeleşmiş analizler yapılır. Ancak Portekiz’de şu an gerçekten kendine özgü bir sağ yükseliş örneği görüyoruz: Chega… Zaman zaman ünlü diktatör Salazar’ın mirasçısı olarak tanımlanan Chega… Bu partinin yükseliş nedenlerinden biri de, yıllardır sürmekte olan Tutti Frutti yolsuzluk operasyonu.

Bu neyin seçimi?

Muhalefetin ne dediğinin ve neyi nasıl yapacağının önemi kalmadı. Kılıçdaroğlu’nun kazanması belirli bir siyasi çizgiyi ima etmiyor… Sadece yolu açıyor ve topluma ‘yeniden’ siyaset imkanı sunuyor. Dolayısıyla seçim iki aday arasında değil. Siyaseti (ve devleti) İttihatçılığa teslim etmekle elimizde tutmaya çalışmak arasında. O nedenle Kemalist milliyetçiliğin muhalefet sahnesini ele geçirmesine rağmen Kürtlerin menfaati Kılıçdaroğlu’nu desteklemekten geçiyor. HDP’nin hareket alanının nispeten geniş kalması, Kürt meselesinin ‘teröre’ endekslenmemesi için…Söz konusu milliyetçiliğin kaba sabalığını görüp tepki duyan ‘liberal-demokrat’ muhaliflerin de aynı şekilde büyük resmin farkında davranması lazım.

Muhalif seçmenlerin kazanma umudu yerlerde sürünen kesimi için, ikinci tur motivasyonları

İlk turda oyunu büyük umutlarla ve ‘seçilecek’ duygusuyla Kılıçdaroğlu lehine kullanan fakat ikinci tur için aynı şeyleri söyleyemeyenler arasındayım. Ama bu beni ertesi gün geri dönmek üzere 7 saatlik bir karayolu yolculuğunu göze almaktan alıkoymuyor. Bu grupta yer alanların çoğunluğunun da benim gibi davranacağını gözlemliyorum. Peki, ikinci turda kazanma umudu az olan bizim gibiler 28 Mayıs’ta hangi motivasyon ya da motivasyonlarla sandığı gidecek? Ben bu yazıda kendi motivasyon kaynaklarımı anlatacağım.

Genç Taylandlılar rahatsızdı, iktidar oldu: Tayland’ın Harvardlı lideri Pita Limjaroenrat

Türkiye’deki yaşıtları 14 Mayıs’ta 30 yaş altı sadece 5 vekilin seçildiği bir meclis için oy kullanırken, Taylandlı gençlerin kurduğu Geleceğe İleri Partisi aynı gün düzenlenen genel seçimlerde %36 oy alarak birinci oldu. 42 yaşındaki Harvard mezunu sosyal liberal Pita Limjaroenrat, 70 yıllık demokrasi tarihinde 13 darbe sığdıran Tayland’da anayasallaşmış askeri vesayete karşı 8 parti ile koalisyon anlaşması imzalayarak iktidar olmayı planlıyor. Fakat Pita’nın önündeki en büyük engel aldığı halk desteğine rağmen askerin atadığı isimlerden oluşan Senato’nun onayını almak. Fakat Pita’nın arkası sağlam: seçim kampanyası boyunca kiraladığı bisikletlerle yoksul mahalleleri dolaşan, kapı kapı saha çalışması yapan, seçim sonrasında da kendilerini iktidara taşıyan sokak siyasetinden vazgeçmeyen bir genç gönüllü ordusu var. 42 yaşındaki Pita’yı iktidara taşıyan şey sadece Harvard diploması olmasa gerek değil mi?

Çalan çanlar

Yüzde 13-14 umulan bir seçimde HDP yüzde 10’un altına düştü; bu, partinin küçülme trendine girdiğini gösteren güçlü bir uyarıcı. HDP yönetiminin bu sonuç üzerinde ciddiyetle düşünmesi ve vaziyetinin ayrıntılı bir muhasebesini yapması gerek. Önü alınmazsa, bu küçülme trendi hızlanabilir. Velhasıl, duyan kulaklar için tehlike çanları çalıyor!

Montajsız, ham görüntüler…

Yüzyılın depreminde yıkılan şehirlere, 50 bin kayba, dünyanın en yüksek beşinci enflasyonuna, son 21 yılın en batık haldeki Merkez Bankası’na, parti-devlete doğru giden bir demokrasiye, AİHM kararlarını mı bile takmayan bir hukuk düzenine rağmen iktidar iki seçim kampanyasını tek bir propagandayla tamamladı: “Teröristler” Üstelik terörün son 40 yılda hayatımızda en az olduğu bir dönemde. Peki kim haklı? Erdoğan mı? Kılıçdroğlu mu? Bunun için 2002-2023 arasında üçüncü bir isme kulak kabartmak gerek. Kılıçdaroğlu'nun üniversite arkadaşı, Erdoğan'ın ortağı Devlet Bahçeli'ye...

Kutsal vatandaş efsanesinin sonuna geldik

Kutsal vatandaş efsanesinin sonunun gelindiğini, almak istediğimiz temel ihtiyaçlarımıza ve onları almamıza imkan vermeyen yetersiz bütçemize baktığımızda görüyoruz. Yetmiyor, bu pür melal halimiz içinde bir de bizimle dalga geçildiğini görüyoruz.

Bana sorunu söyle…

Kılıçdaroğlu’nun Babala TV’ye çıkmasını iktidarın bir yakası ellerini ovuşturarak saldırgan bir hevesle, muhalefetin bir bölümü de iktidarın yarattığı saldırı, yalan, iftira fırtınasının ortasında endişeyle bekledi. Kılıçdaroğlu’nun salona girer girmez ilk cümlesi, “Herkes gönlündeki soruyu mutlaka sorsun. Arzu ettiğiniz her soruyu sorabilirsiniz” oldu. Hem de iktidarın yalan üssünü, soru bankasını, trol ordusunu bizzat bilmesine rağmen.

Şakir Paşa Ailesi Büyükada’ya nasıl geldi?

Cevat Paşa, II. Abdülhamid’in Sadrazamıydı. Sözünü esirgemeyen, kimlikli bir devlet adamıydı. Sultan Abdülhamid, kuşkucu bir padişah olarak, sonunda Cevat Paşa’dan da şüphelenir. Kendisine bir komplo hazırladığını düşündüğü Paşa’yı azleder. Şakir Paşa, Cevat Paşa’nın kardeşidir. Abdülhamid’e kızar ve onun verdiği konakta oturmayı reddeder, Büyükada’daki köşküne çekilir. Böylece ünlü ailenin adadaki yaşamı başlar. Ancak onlar Büyükada’ya sığmayan renkli, hareketli, yetenekli kişiler olarak dünyanın dört bir yanına dağılırlar.

Kürtlerin bulguru

Özdağ için bu mutabakatın büyük bir başarı olduğuna kuşku yok; % 2’lik bir oyla bütün koşullarını % 45 almış bir adaya dayatmak, az buz bir iş değil. Lakin Kılıçdaroğlu için bir başarı hikâyesi çıkmaz bu mutabakattan. İlk turda da Kürt illerinde seçime katılım, Türkiye ortalamasının altında kalmıştı. Özdağ ile verilen resmin ve imzalanan mutabakatın ardından, Kürt seçmenlerin sandıkla mesafesi daha da açılabilir. Elbette bu da Kılıçdaroğlu’nun aleyhine yazar. Hülasa Kılıçdaroğlu, büyük bir iştahla milliyetçilerin pirincine giderken Kürtlerin bulgurundan olabilir.

Hesap merci kim? ‘Alttakiler’ mi ‘üstekiler’ mi?

Kendini bütün hatalardan âri görüp bütün olayı bir başkasının üzerine yıkmak sorumluluk çarpıtmasıdır. Siyasal aktörlerle yapılan bir mücadeleyi kaybedip hıncını destekçilerinden çıkarmak aynen böyle bir şeydir. Haklılığımızı ve gücümüzü eşitlerimiz üzerinden tatmin etmek sadece karşı tarafın direncini artırır. Çare dinamiklerin kaynağına inmektir. Victor Hugo “Alt sınıftaki sefalet üst sınıftaki insanlıktan çoktur,” demiş. Bu anlamda hesap sorulacak merci ‘alttakiler’ değil, ‘üsttekiler’ olmalıdır.

Mümtaz Turhan soruyor: Batılılaşmanın neresindeyiz?

Günümüzde; Batı düşmanlığı, milliyetçi akımların, ülkücülerin bir kısmının temel siyasi yaklaşımları arasında. Aslında geçmişte, uygarlık, bilgi, ilim gibi konularda daha çok okuyan ve ilgilenen değişik milliyetçi akımlar bulunuyordu. Şimdi ise her ne kadar “yeni ülkücülük” bu konulara yönelik araştırma ve tartışmalar yapmaya çalışıyor olsa da siyasi alandaki ana akım milliyetçilik, çok değişik bir mecraya yöneliyor. Geçenlerde İYİ Parti Başkanı Meral Akşener, milliyetçi bilim insanlarından söz ederken Mümtaz Turhan’ı da sayınca, o dönemin etkili isimlerinden Mümtaz Turhan’ın bu kitabını merakla okudum.

TÜM YAZARLAR

A. Erkan Koca
143 İÇERİK0 YORUM
Abdullah Kıran
189 İÇERİK0 YORUM
Abdullah Teyfur Erdoğdu
47 İÇERİK0 YORUM
Ada Berktay
15 İÇERİK0 YORUM
Adam McConnel
104 İÇERİK0 YORUM
Ahmet Vehbi Şafak
10 İÇERİK0 YORUM
Ali Bayramoğlu
0 İÇERİK0 YORUM
Ali Fikri Işık
20 İÇERİK0 YORUM
Ali Rana Atılgan
26 İÇERİK0 YORUM
Alper Görmüş
787 İÇERİK0 YORUM
Atilla Aytemur
226 İÇERİK0 YORUM
Aydın Akkoç
3 İÇERİK0 YORUM
Ayla Kerimoğlu
5 İÇERİK0 YORUM
Ayşe Yırcalı
40 İÇERİK0 YORUM
Bahri Rıza Badembağlar
13 İÇERİK0 YORUM
Başaran Düzgün / Lefkoşa
14 İÇERİK0 YORUM
Bekir Sıdkı
11 İÇERİK0 YORUM
Berat Özipek
154 İÇERİK0 YORUM
Bercan Aktaş
28 İÇERİK0 YORUM
Berin Aral
27 İÇERİK0 YORUM
Berzan Cihat Aykaç
2 İÇERİK0 YORUM
Betül Doğan Akkaş
2 İÇERİK0 YORUM
Çağdaş Üngör
21 İÇERİK0 YORUM
Cemalettin N. Taşcı
42 İÇERİK0 YORUM
Cemile Bayraktar
17 İÇERİK0 YORUM
Cennet Uslu
50 İÇERİK0 YORUM
Ceren Kenar
236 İÇERİK0 YORUM
Cevdet Akçay
1 İÇERİK0 YORUM
Cihan Aktaş
2 İÇERİK0 YORUM
Deniz Baran
8 İÇERİK0 YORUM
Avatar
2 İÇERİK0 YORUM
Enis Aydın
105 İÇERİK0 YORUM
Ergin Cinmen
19 İÇERİK0 YORUM
Etyen Mahçupyan
514 İÇERİK0 YORUM
F.Çiğdem Aydın
2 İÇERİK0 YORUM
Fatih Bora Ekim
1 İÇERİK0 YORUM
Fatma Bostan Ünsal
23 İÇERİK0 YORUM
Fatma Özer
7 İÇERİK0 YORUM
Ferda Balancar
12 İÇERİK0 YORUM
Feyza Zaim
14 İÇERİK0 YORUM
Avatar
4 İÇERİK0 YORUM
Fırat M. Hacıahmetoğlu
1 İÇERİK0 YORUM
Furkan Songur
3 İÇERİK0 YORUM
Görkem Şarkan
4 İÇERİK0 YORUM
Gülçin Avşar
11 İÇERİK0 YORUM
Gülsüm Ekinci
43 İÇERİK0 YORUM
Gürbüz Özaltınlı
264 İÇERİK0 YORUM
Güzin Sarıoğlu
128 İÇERİK0 YORUM
Avatar
0 İÇERİK0 YORUM
Hakan Şahin
30 İÇERİK0 YORUM
Halil Berktay
783 İÇERİK0 YORUM
Hasan Kösebalaban
2 İÇERİK0 YORUM
Avatar
1 İÇERİK0 YORUM
Hidayet Ş. Tuksal
38 İÇERİK0 YORUM
İdil Özeren
1 İÇERİK0 YORUM
İhsan Bilgin
196 İÇERİK0 YORUM
Avatar
2 İÇERİK0 YORUM
İlhami Işık
3 İÇERİK0 YORUM
İsmail İçen
25 İÇERİK0 YORUM
İzzet Akyol
18 İÇERİK0 YORUM
Kadir Temiz
1 İÇERİK0 YORUM
Kemal Sayar
91 İÇERİK0 YORUM
Korhan Gümüş
24 İÇERİK0 YORUM
Levent Mazılıgüney
12 İÇERİK0 YORUM
M. Şehmus Güzel
7 İÇERİK0 YORUM
Madhuvanthi Srinivasan
11 İÇERİK0 YORUM
Mahir Temur
1 İÇERİK0 YORUM
Avatar
13 İÇERİK0 YORUM
Mehmet Sabri Akgönül
2 İÇERİK0 YORUM
Meltem Gürler
6 İÇERİK0 YORUM
Meltem Ö. Marbois/PARİS
60 İÇERİK0 YORUM
Memet Aksakal
20 İÇERİK0 YORUM
Metin Karabaşoğlu
45 İÇERİK0 YORUM
Murat Çelik
48 İÇERİK0 YORUM
Mustafa Ali Aykol
340 İÇERİK0 YORUM
Mustafa Yeneroglu
3 İÇERİK0 YORUM
Naman Bakaç
15 İÇERİK0 YORUM
Nazım Kadri Ekinci
9 İÇERİK0 YORUM
Nesim Ovadya İzrail
5 İÇERİK0 YORUM
Nil Mutluer
1 İÇERİK0 YORUM
Oğuzhan Keskin
28 İÇERİK0 YORUM
Onur Erkan
337 İÇERİK0 YORUM
Avatar
0 İÇERİK0 YORUM
Oral Çalışlar
1380 İÇERİK0 YORUM
Orçun Selçuk
1 İÇERİK0 YORUM
Orhun Yazıt
2 İÇERİK0 YORUM
Ramazan Bulut
7 İÇERİK0 YORUM
Reşat Çalışlar
48 İÇERİK0 YORUM
Roni Margulies
76 İÇERİK0 YORUM
S. Sema Osmanoğlu
23 İÇERİK0 YORUM
Sefa Sarı
4 İÇERİK0 YORUM
Şehide Zehra Keleş
1 İÇERİK0 YORUM
Şehmus Damar
2 İÇERİK0 YORUM
Selim Kuneralp
62 İÇERİK0 YORUM
Selman Dilek
9 İÇERİK0 YORUM
Sema Kızılarslan
74 İÇERİK0 YORUM
Sinan Hakan
4 İÇERİK0 YORUM
Suat Kınıklıoğlu
1 İÇERİK0 YORUM
Sümeyye Kavuncu
9 İÇERİK0 YORUM
Talha Hakan Alp
2 İÇERİK0 YORUM
Tayfun Karayip
10 İÇERİK0 YORUM
Tuba Deniz
21 İÇERİK0 YORUM
Tuncer Köseoğlu
222 İÇERİK0 YORUM
Vahap Coşkun
855 İÇERİK0 YORUM
Volkan Aslan
2 İÇERİK0 YORUM
Yaşar Sökmensüer
252 İÇERİK0 YORUM
Yiğiter Uluğ
10 İÇERİK0 YORUM
Yıldıray Oğur
934 İÇERİK0 YORUM
Yıldız Ramazanoğlu
309 İÇERİK0 YORUM
Yunus Emre Erdölen
125 İÇERİK0 YORUM