Kır saçlı, yumuşak dilli, tarih ve yurttaşlık bilgisi öğretmeni Meir Baruchin, vatana ihanet suçlamasıyla Kasım ayı başında Kudüs’ün kötü şöhretli “Rus Yerleşkesi” hapishanesinin hücre hapsi bölümüne konuldu.
Kendisini kelepçeledikten sonra evine giden ve o izlerken evini didik didik eden polisin topladığı kanıtlar, Gazze’de öldürülen sivillerin yasını tutan, İsrail ordusunu eleştiren ve intikam savaşlarına karşı uyarıda bulunan bir dizi Facebook paylaşımıydı.
8 Ekim’de Gazze’ye yapılan ilk hava saldırılarından birinde öldürülen Abu Daqqa’nın ailesinin resminin altındaki mesaja şöyle yazmıştı:
“Gazze’den korkunç görüntüler yağıyor. Bütün aileler yok edildi. Genelde böyle resimler yüklemem ama bakın intikam için neler yapıyoruz.”
“Dün yaşananlar nedeniyle bunun haklı olduğunu düşünen herkes arkadaşlıktan çıkmalıdır. Herkesten bu çılgınlığı durdurmak için mümkün olan her şeyi yapmasını istiyorum. Şimdi durdurun. Sonra değil, şimdi!!!”
İsrail ordusu hakkındaki görüşlerinin tehlikeli olduğunun farkındaydı.
Üç yıl önce benzer eleştirileri, Tel Aviv yakınlarındaki Rishon LeZion kentinde öğretmenlik görevine mal olmuştu.
Masum sivillerin hedef alınmasına karşı olduğumu ifade ettiğim için ‘Hamas destekçisi’ oldum” diyor Meir Baruchin:
“İsraillilerin çoğu Filistinliler hakkında pek bir şey bilmiyor. Onların hepsinin terörist olduğunu ya da isimleri, yüzleri, aileleri, evleri, umutları olmayan belirsiz imgeler olduğunu düşünüyorlar. Paylaşımlarımda yapmaya çalıştığım şey Filistinlileri insan olarak sunmak.”
Bu Facebook mesajından on gün sonra Petach Tikvah belediyesindeki öğretmenlik işinden kovuldu. Ardından gözaltına alındı.
Karakola vardığında elleri ve ayak bilekleri kelepçelendi ve kendisine evinin aranması için bir izin belgesi gösterildi. Beş dedektif evinin altını üstüne getirdi ve sonunda iki dizüstü bilgisayar ve altı sabit diske el kondu. Polis daha sonra soruşturma için daha fazla zaman istedi ve bir yargıç tutuklanmasına karar verdi:
“Hücreye giderken yanıma hiçbir şey almama izin verilmedi. Kıyafetlerimle içeri girdim ve dört gün boyunca aynı kıyafetlerle kaldım. Soğuk su duşları, küçücük bir sabun parçası, sigara dumanından kokan iki battaniye ve küçücük bir havlu vardı. Kitap, televizyon ya da herhangi bir şeye izin verilmiyordu. Gardiyanların benimle konuşmasına izin verilmiyordu ve pencere yoktu, bu yüzden gündüzle geceyi ayırt edemiyordum. Saatim elimden alındı. Delirmemek için her bir buçuk-iki saatte bir egzersiz yapıyordum. Gardiyan her kontrole geldiğinde, ne kadar kaldığını hesaplamak için saatin kaç olduğunu soruyordum.”
İkinci bir yargıç serbest bırakılmasına karar vermeden önce tekrar sorguya çekildi. Sorgucular ona yazılarının, dünyanın en ünlü antisemitik belgeleri arasında yer alan Siyon Liderlerinin Protokolleri’ne benzediğini söylediler:
“Ben bir tarih öğretmeniyim, bu yüzden ‘Hiç okudunuz mu?’ diye sordum. Cevap vermediler.”
Baruchin, şimdi dışarıda. Hakkındaki mahkeme kararını bekliyor. Birikimleriyle geçiniyor.
Kendisini Hamas’ı haklı çıkarmak ve meşrulaştırmakla suçlayan İsrail medyasına dava açmayı planlıyor.
İsrail’de 7 Ekim’den bu yana sosyal medya mesajları yüzünden gözaltına alınan ve tutuklanan insna sayısı 100’ü geçti.