Muharrem İnce’nin Ahmet Hakan’a anlattığı ‘Macron modeli’ bugünkü (17 Mart) Hürriyet’te şöyle yer aldı:
“Neler oluyor? Aday olacak mısınız? Altılı Masa’ya katılacak mısınız? Bir karar verdiniz mi?”
“Ben aday olacağım. Yüz bin imza toplayacağım. Prosedürü tamamlayacağım.”
“Kesin mi?”
“Kesin”
“Sokaklardayım, sokağın nabzını tutuyorum. Evet, ‘CHP’ye katıl’ diyen var. Ama bir katıl diyen varsa, ‘Sakın ha’ diyen üç var. ‘Biz bu ikisine de oy vermeyeceğiz’ diyorlar. AKP’den bıkmış ama Altılı Masa’ya da güvenmiyor. Sokakta en çok, “Yedi/sekiz cumhurbaşkanı yardımcısıyla nasıl yürüyecek bu iş?’ cümlesini işitiyorum. Seçime 55 gün var. Bakarsın ikinci tura Kılıçdaroğlu ile İnce kalır. Ben aday olacağım.”
Kendisine ve partisine gençlerden olağanüstü ilgi olduğunu söylüyor Muharrem İnce.
Bir haftada 80 bine yakın genç, partisine üye olmuş.
“Hepsi 30 yaşın altında. 42 yıl CHP’deydim. İyi günlerini de gördüm kötü günlerini de gördüm ama ben böyle bir şey görmedim” diyor.
Ardından da şunu hatırlatıyor:
“Seçime daha 55 gün var. Ben henüz meydanlara çıkmadım. Kampanya başlatmadım. Ve tablo bu.”
Sokakta bambaşka bir havanın olduğunu söylüyor İnce.
Başka bir rüzgârın estiğinden emin.
“Üç beş oy alacağımı görsem denemem” diyor.
Ardından da ekliyor:
“Birinci turda kafa kafaya sonuçlar çıkar. İkinci turda ise Kılıçdaroğlu’na göre de Erdoğan’a göre de ben daha şanslıyım. Macron tarzı bir durum ortaya çıkacak. Macron modeli olacak.”
Kendine göre hesapları var İnce’nin.
Altını çizdiği cümle şu:
“Bu seçimde birinci turu değil, ikinci turu düşünerek oy kullanmak lazım. Seçim ikinci tura kesin kalacak. Diyelim ki Erdoğan’la ben kaldım. Kılıçdaroğlu’na verilen oylar bana gelir, ben kazanırım. Kılıçdaroğlu ile ben kalırsam, yine ben kazanırım. Erdoğan ile Kılıçdaroğlu kalırsa, ben istesem de bana verilen oyların hepsini Kılıçdaroğlu’na taşıyamam. Seçim riske girer. Her durumda İnce’nin ikinci tura kalması lazım.”