MEHMET ŞİMŞEK / ÖZEL HABER
aksam.com.tr
Dünyaca ünlü hip hop müzik grubu The Black Eyed Peas'tan meşhur yönetmen Quentin Tarantino'nun 1994'de çektiği Pulp Fiction/Ucuz Roman adlı filme; 2004 Atina Olimpiyatları’nın kapanışın müziğinden Yunanistan’da bira reklamına; İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği organizasyondan, sıradan bir düğün salonunda çalınan oryantale, Anadolu’da herhangi bir festivalden “Avea, TTNET, Türk Telekom- Birleşiyor, Türkiye Fiberliyor”? başlıklı bir reklamın müziğine kadar hep o şarkıyı dinledik: Mousourlou, Miserlou, Misirlou..
Türkçesiyle söylersek; Mısırlı kız…
O ŞARKI NUMARASIZ BİR GÖZLÜK GİBİDİR; HANGİ NİYETLE BAKILIRSA…
“Misirlou” deyim yerindeyse adeta numarasız gözlük gibidir ve hangi niyetle bakılırsa öyledir. Nitekim Osmanlı İmparatorluğu topraklarından doğmuş olan bu akılda kalıcı, kıvrak ve argo söylemle ‘damar’ parça, aynı coğrafyada yaşayan Türkler, Araplar, Yunanlar ve Museviler tarafından hemen benimsenmiş; kendi dillerinde yıllarca seslendirilmiş. Bestecisinin hâlâ bilinmiyor olması sebebiyle bir türlü paylaşılamadı, ona herkes sahip çıktı… Özellikle de Yunanlar ve Türkler parçanın kendilerine ait olduğunu ısrarla öne sürdü… Yahudiler de benzer iddiayı dile getirdi. Bir başka rivayete göre de gurbete çıkan Mısırlı bir Osmanlı bestekârı tarafından, geride bıraktığı aşkına yazılıp söylenmiş ve oradan yayılmış. Söylenceleri uzatmak mümkün; ancak tek bir gerçek var ki, şarkı, muhtelif ülkelerdeki telif birliklerinde besteci olarak Nicholas Roubanis ismine kayıt edilip tescillenmiş…
DEMETRİADES, ZEKİ MÜREN, TARANTİNO’DAN THE BLACK EYED PEAS'A GEÇİT TÖRENİ
Misirlou’nun 1920’li yıllarda Atina’da, İstanbul doğumlu ve İzmir’den mübadeleyle Yunanistan’a gitmiş olan müzisyen Tetos Demetriades tarafından gerçekleştirilen ilk kaydına bakıldığında; Türkçe, Arapça ve Seferad İspanyolcası sözcükler duyulur. Türk dinleyiciler Misirlou’yu Zeki Müren tarafından 1950’li yıllarda seslendirilen “Yaralı Gönül” parçası olarak tanır ve benimser. Rashid Taha’dan Grammy Ödüllü The Black Eyed Peas’in (Türkiye'de de konserler veren) “Pump It”ine dek Misirlou birçok kez farklı ülkelerde, farklı sanatçılarca kaydedilir. Ama başta da değindiğimiz gibi şarkının dünyaca tanınması, Tarantino’nun kült filmi Pulp Fiction ile olur…
ANADOLU’DAN ÇIKAR, YUNANİSTAN’A UÇAR ORADAN DA ABD’YE DÜŞER
Şarkı uzun yıllar önce Osmanlı topraklarında bir halk şarkısı/ezgisi olarak başladığı uzun yolculuğunda, önce Yunanistan'da Rebetika (Egeli Rumlar tarafından Arap halk ezgileri, Seferad Yahudilerinin nameleri ve Türklerin saz geleneğinin harmanlanmasıyla oluşmuş müziği) formuna bürünmüş, daha sonra ABD'de 1930'lu ve 1940'lı yıllarda Xavier Cugat gibi büyük orkestralar tarafından Latin Pop ve Fox-Trot tarzlarında plağa kaydedilmiş ve 1950'li yıllarda ise o dönemde moda olan "Egzotik Müzik"in (Exotica) hemen tüm orkestraları tarafından farklı yorumlarıyla seslendirilmiş ve kaydedilmiş. Şarkının ABD’deki ünü bununla da sınırlı değil. ABD'nin dünyaca ünlü hi hop müzik grubu olan The Black Eyed Peas, albümün sonuncu teklisi "Pump It" yayımlandı. Milyonlarca kişi tarafından da bilinen şarkıda "Misirlou"dan örnekler kullanıldı.
“MISIRLI KIZ” BU KEZ DE AMERİKA MÜZİĞİNDE “SÖRF” YAPIYOR….
1962 yılında ABD'li müzisyen Dick Dale'in (Dick Dale’in gerçek ismi Richard Anthony Monsour’du; yani bildiğimiz Mansur! Lübnan asıllı Dale çocukluğundaki bir düğünden de hatırladığı Misirlou’yu 1962 senesinde TV’de yayımlanan Ed Sullivan Show’da icra etmiş ve herkesi kendine hayran bırakarak büyük bir popülarite kazanmış) elektro gitarla parçaya getirdiği farklı yorum, "Misirlou"nun bir kez daha form değiştirmesine yol açar. Bu kez de 1960'larda Güney Kaliforniya'da popüler olan “dalga sörfü” adı verilen sporla ve bu sporun yaygın olarak yapıldığı yer olan Kaliforniya yaşam tarzıyla bağlantılı olarak o günlerde moda olan "Sörf müziği" (Surf Rock) akımıyla özdeşleşir ve hemen hemen tüm müzik toplulukları bu parçayı Dick Dale'in yorumuna yakın bir biçimde seslendirmeye başlar. 1960'lı yıllarda Caterina Valente ve Connie Francis gibi romantik pop şarkıcıları parçaya kendi yorumlarını getirirler. Daha sonra çeşitli ülkelerden onlarca şarkıcı ve topluluk parçayı “cover"lar. Bu versiyonların bir kısmı enstrümantaldir, bir kısmı da çeşitli dillerde seslendirilir.
DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN 100’E YAKIN ŞARKICI O ŞARKIYI OKUDU
Ansiklopedik bilgiye boğma pahasına şu ayrıntıyı da vermeden geçmeyelim:
“Mısırlı Kız”ı şimdiye kadar 100'den fazla önemli şarkıcı seslendirdi. Bir aşkın nasıl dalga dalga yayılabildiğinin, nasıl ölümsüz olabildiğinin gerçek kanıtı gibi her biri… İşte şimdiye kadar şarkıyı okuyan isimlerden en önemlileri: Dick Dale’den (1962) sonra Misirlou ilk önce Amerika’da ve sonra bütün dünyada popüler hâle gelmeye ve adeta bir virüs gibi yayılmaya başladı. Michalis Batrinos (Mousourlou ismiyle), Lübnanlı şarkıcı Clovis el-Hajj “Amal” ismiyle ve Arapça sözlerle, Xavier Cugat (1944), Manolis Angelopoulos, Danai, “Egzotik müziğin babası” denilen Martin Denny (1950), Yahudi kökenli İzmirli şarkıcı Dario Moreno (Yunanca ve Fransızca olarak), “Yaralı Gönül” ismiyle Zeki Müren (1950’de Türkçe okudu, taş plak olarak piyasaya sürüldü) Arthur Lyman, “Egzotik müziğin vaftiz babası” denilen Korla Pandit (1951), Haham Rabbi Abulafia (İbranice), Seymour Rexite (Miserlou), ABD’li R&B topluluğu The Cardinals (1950’li yıllarda), The Beach Boys, Surf in USA isimli albümlerinde (1963), Japon Sörf müziği topluluğu The Surf Coasters, Ventures, Amerikalı Sörf Müzik Grubu Astronauts (1960), Surfaris, The Trashmen (ilk albümlerinde 1964), Bobby Fuller Four, Devil’s Anvil, Caterina Valente, Connie Francis (1965), İngiliz gitarist Davey Graham (1966), Staniša Stošic (Sırpça) Lela Vranjanka (Sırpça), Cezayir asıllı Fransız şarkıcı Raşid Taha, Ukulele Orchestra of Great Britain, Klezmer Conservatory Band, Avustralyalı yaylılar orkestrası Deep Blue, Yunan şarkıcı Glykeria, Ahırkapı Büyük Roman Orkestrası (2002), 2004 Atina Olimpiyatları’nda Kıbrıslı şarkıcı Anna Vissi, Luka Šulic ve Stjepan Hauser isimli Hırvat çellistler ve Candan Erçetin (2013, Yaralı Gönlüm) “Mısırlı”yı seslendiren meşhurlardan bazılarıdır… Bunların haricinde, Japonya’dan İrlanda’ya, Amerika’dan İtalya’ya, İspanya’dan Danimarka’ya kadar uzanan bir genişlikte yüzlerce “Cover Version” arasından (Orkestralardan tutalım sıradan sokak sanatçılarına kadar uzanan bir çeşitlikte) bizim seçtiğimiz 100 ayrı “Mısırlı Kız” yorumunu da internette bulabilirsiniz. (3) Mısırlı Kız isimli bu Osmanlı halk müziği bestesi The United States Air Force Band-Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri (USAF) Orkestrası tarafından da çeşitli defalar seslendirilmiştir. ABD Hava Kuvvetleri Generalleri’nden George T. Babbitt 1998 Martı’nda baterist olarak “Walk Don’t Run” isimli parçayı sahneledi; The Ventures’ın “Walk Don’t Run” isimli kendisinden yüzlerce “Cover” yapılmış bu parçası da esasında “Misirlou” sound’u üzerine kuruludur.
ŞARKI DÜNYA ÇAPINDAKİ SİNEMA FİLMLERİNE DE DAMGASINI VURDU
Şarkı adeta ‘şöhret oburu’ olur. Dünyanın dört bir tarafında seslendirilmekle kalmaz, bu filmlere de damgasını vurur:
* 1994 tarihinde Quentin Tarantino’nun Pulp Fiction (Ucuz Roman) isimli filminde tema müziği olan Misirlou, yine 1994’teki “soundtrack” albümünde yer alır.
* Space Jam filminde yer alan ve Ucuz Roman’a gönderme yapan bir parodi sahnesinde işitilir. (1996)
* Six String Samurai isimli filmde The Red Elvises’in bir coverı kullanılmıştır. (1998)
*Fransız filmi Taxi’nin ilk sahnesi bu melodi ile açılır. (1998)
NECİP FAZIL'IN ÜNLÜ BENZETMESİNİ SANKİ O ŞARKI İÇİN YAPMIŞTIR
Yazımızı Baran Dergisi yazarlarından Fatih Turplu’nun kaleme aldığı “Mousourlou, Miserlou, Misirlou, Mısırlı: Bir Osmanlı Bestesi’nin Peşinde..” başlıklı yazısındaki muhteşem tespitiyle noktalayalım: “Mısırlı bir kız”a hitaben yazılmış ve ismini buradan alan “Mısırlı” bize geri döndüğünden olmuş Misirlou! Yabancı kaynakların çoğuna ilk olarak Yunanca karşılığı “Mousourlou” olarak geçmiş. Daha çok Fransızca bir kelimeyi andıran bu tanım parçanın Amerika’daki ilk kayıtlarının yapıldığı yıllarda ilk önce “Miserlou” sonra ise “Misirlou” olmuş. Şarkının kökeni Yunanca olmasına mukâbil isminin Türkçe olduğu görülüyor. Üstad Necip Fazıl’ın sanki bu müzik parçasını anlattığını zannedeceğimiz incir misâlinden dem vurmanın tam sırası; Üstad “İzmir’in incirinin kıymetini” İzmir’den önce ihraç edilip sonra Batı etiketiyle ithal ettiğimizde anladığımızı söylemişti; aynen bu misâldeki gibi, bizim İzmir’den giden Mısırlı, Tarantino ile beraber Misirlou etiketiyle dönünce pek bir sevdik, hemen sahipleniverdik….