MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin belediye başkanlarının katılımıyla Kızılcahamam’da düzenlenen kampın açılış konuşmasını yaptı.
Bahçeli konuşmasında Kobani Davası’ndan çıkan kararlar üzerindeki tartışmalara, siyasetteki normalleşme-yumuşama söylemlerine ve emniyetteki güç savaşlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Bizim kucaklaşma ve uzlaşma vasatımız ülkemizin ve milletimizin baki çıkarları, vazgeçilmez değerler hazinesidir”
Siyasette yumuşama ve normalleşme çağrılarının sözde kalmamasını isteyen Bahçeli’in “Herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir” çağrısı dikkat çekti:
“Önce ülkem ve milletim diyorsak netleşmemiz, samimiyet göstermemiz, nerede durduğumuzu gözden geçirmemiz lazımdır. Türkiye ve Türk milletinin tarih, kültür ve kardeşlik vadisinde buluşup birbirimize kenetlenecek miyiz, yoksa sudan sebeplerle, eften püften bahanelerle birbirimize sırt mı çevireceğiz? Huzur, refah ve istikrarımıza el birliğiyle sahip mi çıkacağız yoksa her gün yeni bir kavga karışıklık ortamı için provokasyon nöbeti tutanlara göz mü yumacağız? Belediye kaynaklarını terör örgütüne ve bölücü yandaşlara peşkeş çekenlerin yakasından mı tutacağız, yoksa demokrasi ve özgürlük istismarı yapanların dayatmalarına tamam mı diyeceğiz?
Önümüzdeki süreç herkes için dürüstlük testi mahiyetindedir. Biz ne diyorsak onu yaparız. Çünkü sözümüz senet, özümüz kefildir. Bizim kucaklaşma ve uzlaşma vasatımız ülkemizin ve milletimizin baki çıkarları, vazgeçilmez değerler hazinesidir. Terörü bir hak arama vasıtası görenlere, bunu destekleyenlere makul bakış devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü yok saymaktır, bu zeminde yumuşama, diyalog ve normalleşme diye de bir şey söz konusu olmayacaktır.”
“Terörist Demirtaş” ve “terör sevicileri”
Bahçeli, Kobani Davası’nda yargılanıp, ceza alan HDP’lilerin “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” suçu işlediğini söyledi ve ceza alanlara hoşgörüyle bakılamayacağını savundu:
“Bu suçu işlemiş olanlara hoşgörüyle bakmak, dış tehditlerle bağımsız ve tarafsız yargıyı işlevsiz hale sokmanın hesabını yapmak uzlaşma ve yumuşama değil, tükeniş ve altüst oluş demektir. Terörist Demirtaş’ın ve 6-8 Ekim olaylarını azmettiren diğer bölücülerin ceza almasına hukuksuzluk demek, itiraz etmek, karşı gelmek devlete ve millete en ağır hakaret olup bunun yumuşa ortamına zarar verdiğini ileri sürmek art niyetlilik, terör seviciliği ve ikiyüzlülüktür. Mesele, milli ve manevi değerlerde uzlaşmaktır. Yumuşama beklentimiz usulde değil üslupta olmalıdır. Özellikle muhalefet partilerinin arayışı usulde bir yumuşama ise muhataplarını uyarıyorum ki, böylesi bir yumuşama yıkıma çanak tutmak, krizlere ortam açmak, hukuk devletinin surlarında gedik açmak demektir ve mutlak butlanla batıldır.”
CHP lideri Özel’e “tatlı su kurnazı” dedi
Bahçeli, “kutuplaşmayı besleyenler belli” dedi ve yeni anayasayı konuşmak yerine mevcut anayasanın uygulanmasından yana tavır alan CHP lideri Özgür Özel’i hedef aldı:
“Karamsarlık ortamını canlı tutmak için el ovuşturanlar berrak şekilde karşımızdadır. Yeni anayasa çağrılarına kulak tıkayıp, önce yürürlükteki anayasaya uyma şartını masaya koyanlar, ilave olarak cumhurbaşkanımızın bir kısım tasarrufunu, 31 Mart’tan sonra gelişen diyalog ve normalleşme anlayışına uygun düşmediğini iddia edenler alışkın oldukları bulanık havayı tekrar tesis etmek için fırsat kollayan tatlı su kurnazlarıdır.
“Kumpaşçılarla işimiz olmaz”
Bahçeli’nin Türkiye Cumhuriyeti’ni hukuk devleti olarak tanımlarken “kumpaşçılarla işimiz olmaz” ifadesini kullanması dikkat çekti:
“Yumuşama kisvesi altında yumuşakça olmamızı, köşelerimizin törpülenmesini, sesimizin kısılmasını, irademizin kırılmasını hiç kimse beklememeli, böylesi bir tarihi yanlışa da tavsiyem; heves etmemelidir.
Özellikle altını çiziyorum ki, kumpasçılarla işimiz olmaz. Komplo peşinde koşanlarla ortak noktamız bulunamaz.
Devletin içinde FETÖ benzeri hukuk dışı yapılanma ve gayri meşru hiyerarşik sistem kuran, güç devşiren, pozisyon mücadelelerine girişen, kendi tarikat veya cemaat mensupları dışında kim varsa fişleyip berhava etmek için nifak üreten odaklarla asla yolumuz kesişemez. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Yönetimde istikrar sağlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı kabinesi görevinin başındadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi dört başı mamur bir şekilde çalışmaktadır.
Hiç kimse kendisine güç vehmetmemeli, karanlık senaryolarla, sipariş talimatlarla, gizli tanık ifadeleriyle, üstlendiği görevi kötüye kullanmak suretiyle iç huzur ve barış ortamımızı zedelemeye kalkışmamalıdır.
Eğer bu kalkışma olursa buna cüret edenlerin başı mutlak surette ezilmeli, bağ ve bağlantılarının, devlet, toplum ve medya içindeki uzantılarının tasfiyesi, tecridi ve tecziyesi acilen sağlanmalıdır.
Terörist Demirtaş’ın, Sorosçu Kavala’nın ve Gazze politikasının rövanşını almak amacıyla iç işgal cephesinde konuşulanları dürte dürte harekete geçirenlere meydanı boş bırakmayacağız. FETÖ ve benzeri yapıların devlet içinde feodal ve imtiyazlı alanlar oluşturmalarına izin vermeyeceğiz. Bu süreçte cumhurbaşkanımızın yanındayız.”