Önümüzdeki yıllarda, dünyanın dört bir yanındaki üniversite öğrencileri, bu başlığın içerdiği propagandayı inceleyecekler.
Sosyoloji, gazetecilik ve medya alanlarında düzenli olarak ders veren biri olarak, sadece bu başlık üzerine bile koca bir ders verebilirim.
Örneğin:
- Hikaye İsrail askerlerinin ölümüyle başlayıp, diğerleriyle devam ediyor ve böylece İsrail askerlerinin hayatlarının daha değerli olduğu ima ediliyor.
- Askerler, “gençler” denilerek çocuklaştırılırken, birçoğu bariz bir şekilde daha küçük okul çocuklarının yaşı vurgulanmamış.
- İsrailliler “öldürülürken”, Filistinliler sadece “ölüyor”.
- “23 kişi öldü” ifadesini tırnak işaretiyle yazmak, bu iddianın inandırıcılığına dair kuşku uyandırıyor. Belki de hiç kimse ölmemiştir ve Filistinliler yalan söylüyordur?
- Hizbullah’ın eylemleri için “saldırı” kelimesini kullanırken, İsrail’in saldırısı için “vurmak” gibi daha tarafsız, klişe bir kelime seçilmiş.
- İsrail kaynaklarının hikayenin çerçevesini belirlemesine izin verilmiş. (“İsrail genç askerlerin ismini açıklıyor”)
- İsrailli askerlerin isimlerinin açıklanması, ancak çok daha fazla olan Filistinli ölüler için aynı şeyin yapılmaması, yine okuyucuya Filistinlilerin hayatlarının pek de önemli olmadığı mesajını veriyor.
Bu kadar çok propagandanın 16 kelimeye sığdırılmış olması gerçekten inanılmaz. Bir propaganda okyanusunda yüzüyoruz. İşte bu yüzden okuduğunuz, gördüğünüz ve duyduğunuz her şeyi eleştirel bir gözle değerlendirmek çok önemli.