AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Silah bırakma sürecinden, Terörsüz Türkiye için atılacak adımlara; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihi konuşmasından, Kızılcahamam Kampı’nda alınacak kararlara kadar merak edilen soruları tv100’de Cansu Canan Özgen’in sunduğu Özel Röportaj programında yanıtladı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in konuşmasından satır başları şu şekilde;
“Burada şimdiye kadar ki değerlendirmelerimiz İmralı’dan yapılan çağrıdan sonra terör örgütünün buna karşılık vermesi ve bu silah bırakma sürecinin çok uzun olmayan bir zaman içerisinde başlaması. Öncelikle Türkiye’nin terörle mücadelesinin çok büyük bir mazisi var. Terörle mücadele konusunda Türkiye’nin kendi ismi ile anılan bir modeli de var.
Burada dünyanın çeşitli yerlerinde çok kapsamlı şekilde tartışılıyor. Türkiye bu konuda hep bir çifte standartla karşılaşmıştır Batı ülkelerinde. Örneğin Türkiye DEAŞ terör örgütü tarafından saldırıya uğradığında Almanya’da, Fransa’da bazı batı ülkelerinde dayanışma için büyük binalara Türk Bayrağı yansıtılmıştır. Türkiye’ye dönük olarak herhangi bir şekilde PKK terör örgütünün saldırısı olduğunda aynı dayanışma gösterilmemiştir. Türkiye böyle bir çifte standart ile karşı karşıya kalmıştır.
SİLAH BIRAKMA SÜRECİ NASIL İŞLEYECEK?
Devletin terörle mücadelesinde sert güç unsurları dediğimiz TSK, jandarma, polis, korucularımızla verilen mücadelenin yanı sıra bir de terör örgütünün çözülmesine teşvik eden bir takım yasal düzenlemeler de yapılmıştır. Bu bizim iktidarlarımızdan da önce Milli güvenlik Kurulu’nda ortaya gelen tavsiyeler ile gerçekleşmiştir. Türkiye’nin çok boyutlu hem sert güç unsurlarını kullanan hem sert güç unsurlarını kullanan, bunları senkronize eden bir deneyimi ve bu çerçevede olumuş bir tecrübesi var bu konuda.
“YARIN SÜLEYMANİYE’DE GERÇEKLEŞECEK”
Bunların her biri güncellenmesi gereken takvimler, adımlar. Nihayetinde steril bir alanda her şeye kendimizin karar verdiğimiz durumda değiliz. Nihayetinde kendi topraklarımızın dışında bir bölgede, Süleymaniye civarında yarın bu gerçekleşecek. Türk topraklarının dışında bir bölge. Oraya çağrılmış kişiler kayıt alacaktır. Ama esas olan bizim Türk silahlı Kuvvetleri’nin ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın unsurlarından oluşan doğrulama mekanizmamızdır. İkincisi ise sonraki adımların da kesintisiz bir şekilde süreci tamamlayacak şekilde gerçekleşmesi gerekiyor.
“3 ANA KATEGORİDE SİLAH BIRAKMA SÜRECİ OLACAK”
Burada 3 ana kategoride silah bırakması ve fesihin söz konusu var. Bütün bu sürecin bu çerçevede nihayetlenmesi sona ermesi gerekiyor.
“BİZİM ÖNGÖRÜLERİMİZDE BİR SAPMA YOK”
Şimdiye kadar bunlar haftalara, aylara sarkabilir. Bunlar çok büyük rakamlar değil. Çünkü arka planda bir sürü detayın yönetilmesi gerekiyor. Bu açıdan baktığımız da bizim öngörülerimizde bir sapma yok. Türkiye’yi terör yükünden kurtarmak açısından son derece kıymetli ikincisi de terörsüz bölgeye ilham kaynağı olmasından dolayı son derece kıymetli.
“BİR AL-VER SÖZ KONUSU DEĞİLDİR”
Devletin egemenliğine helal getiren bir uygulama, bir adım söz konusu değildir. Devletin elindeki tüm enstrümanları en etkili şekilde kullanmasından daha doğal bir şey yoktur. Devletin temel nitelikleri ve milletin değerleri konusunda bir al-ver söz konusu değildir.
“SÜREÇTE ÜÇÜNCÜ BİR GÖZ YOK”
Bizim yürüttüğümüz süreçte üçüncü bir göz yok. Doğrudan Türkiye Cumhuriyeti devletinin gözleri bunu görecek, raporlayacak ve Cumhurbaşkanımıza arz edecek. Devlet mekanizması bunu bu şekilde değerlendirecek. Dolayısıyla burada her şey milletimizin gözü önünde gerçekleşecek.
TBMM’DEKİ KOMİSYON NE ZAMAN KURULACAK?
Bu komisyon meselesi ile ilgili çok daraltıcı ya da genişletici bir takım beyanları bende okuyorum ama sonuçta komisyon terör örtügünün feshi ve silah bırakma sürecini yürütecek bir komisyondur. Meclis Başkanımızın takdirinde, kendisinin gruplarla bir toplantı yaptığını dolayısıyla yakın zamanda kurulacağını düşünüyorum. Umarız ki bütün siyasi partiler gerekli katkıyı verirler. Komisyonu protesto etmek politik açıdan çok doğru bir tutum değil.
”HİÇBİR ÜLKE TÜRKİYE’NİN VERDİĞİ BU MÜCADELEYİ VEREMEZ”
Irak ve Suriye gibi bir sınırı olan ve sınırın ötesinde böylesine karmaşık bir yapıyla karşı karşıya olan hiçbir ülke Türkiye’nin verdiği bu mücadeleyi veremez.
“PROVOKASYONLARI TAKİP EDİYORUZ”
Silah bırakılması ve fesih sürecini provoke etmek isteyen, engellemek isteyen bir takım dış unsurların provokasyonları geçen dönemde de söz konusu oldu bu dönemde de takip ediyoruz. Birileri istiyor ki bu tablo devam etsin, Türkiye burada Terörsüz Türkiye hedefine ulaşamasın arzusunda olanlar var. Bunlar Türk’ün de düşmanı Kürt’ün de düşmanı. Bunlar Alevi- Sünni’nin de düşmanı. Bunlar bu bölgeye baktıkları zaman Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’yi görmüyorlar, doğal gaz yataklarını, petrol kuyularını görüyorlar.
ERDOĞAN CUMARTESİ GÜNÜ NE AÇIKLAYACAK?
Çok kapsamlı bir kamp hazırlığı yapıldı. Hemen hemen bütün konular ele alınacak. Yarın bu silah bırakma sürecinin gerçekleşmesi halinde Sayın Cumhurbaşkanımız Cumartesi günü sabah bu gelinen noktayla ilgili ve bundan sonrası ile ilgili ilk konuşmasını yapacak. Kapsamlı ve derinlikli bir konuşma olacak.
Epey zamandır dış politikayla ilgili yoğun bir temas yürütüyor. O konularla ile ilgili gelişmeler var. Ukrayna- Rusya meselesinden Gazze meselesine kadarki çerçevede o konuşmada bütün bunlarda gelinen aşamayı söyleyecek. Bütün bu Terörsüz Türkiye ile ilgili adımlar atılması halinde yarınki beklentimizin hayata geçmesiyle beraber ilk değerlendirmesini Cumartesi sabah yapmış olacak.
Hep bir müjde bekleniyor. Aslında tarihi bir konuşma. Gelinen bütün bu gelişmeyi değerlendirdiğinde hepimiz dinleyeceğiz.
“CUMHURİYET GÖZBEBEĞİMİZDİR”
(Ahmet Hamdi Çamlı konusu) Özgür Özel’in sözlerini değerlendirecek değilim. Fakat şöyle bir huyu devam ediyor. Bizim Cumhuriyet ve Demokrasi konusunda görüşlerimiz son derece açık. Bizim parti tüzüğümüzde en net şekilde yazmışız. Siyaset yaptığımız birisi yanlış bir ifade kullandığında ya da bu ifade bu ifade bizim tasvip etmeyeceğimiz, siyasetimz, düşüncemiz açısından kabul edilmeyeceği zaman görüşümüzü zaten ifade ediyoruz.
“CHP ATATÜRK KONUSUNDA NOT VERME MERCİİ DEĞİL”
Ben böyle bir tartışmayı görünce açıklamayı yapan herhangi bir partimizin yetkili kurullarında değil. Partinin yetkili kurulları adına yapılmış bir konuşma değil böyle bir söz konusu zaten değil. Onun dışında Cumhurbaşkanımız verdiği yetki çerçevesinde konuşacak kişiler belli. Bu tartışmayı görünce bende Türkiye Cumhurhuriyet’imizin gözbebeğimiz olduğunu ifade eden ve Türkiye Cumhuriyet’inin Atatürk’ün dediği gibi ilelebet payidar olacağını ifade eden bir açıklama yaptım. Fakat burada sıkıntılı olan durum şu; Özgür Bey Cumhuriyet ve Atatürk konusunda kendisinin not verme merci olduğunu düşünüyor. Halbuki Özgür Bey’in ve CHP’nin zaten en sıkıntılı siyasi düşüncesindeki ve anlayışındakai konu bu. Atatürk ve cumhurşyet konusunds not verme mercii değilsiniz bunu bir türlü öğrenemiyorlar.