Yemen’de Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki gerilim açık çatışma eşiğine geldi. Suudi Arabistan’a bağlı hava unsurları, ülkenin doğusundaki Mukalla Limanı’na hava saldırısı düzenledi. Saldırılarda, Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen ve BAE destekli Güney Geçiş Konseyi’ne (STC) zırhlı araçlar ve silah taşıdığı öne sürülen gemilerin hedef alındığı bildirildi.
Suudi Koalisyonu kaynakları, Fujairah Limanı’ndan çıkan iki geminin koalisyon izni olmadan Mukalla’ya girdiğini, gemilerin takip sistemlerini kapattığını ve limanda askeri ekipman boşalttığını açıkladı. Bu sevkiyatın STC’ye destek amacı taşıdığı, bunun da gerilimi düşürme anlaşmalarının açık ihlali olduğu vurgulandı.
Mukalla saldırısından kısa süre sonra Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, bir dizi acil cumhuriyet kararnamesi yayımladı. Kararnameler kapsamında Yemen genelinde hava, kara ve deniz ablukası ilan edildi; BAE güçlerinin 24 saat içinde Yemen’den çekilmesi istendi ve Yemen ile BAE arasında imzalanan Ortak Savunma Anlaşması iptal edildi.
Suudi Arabistan’a yakın kaynaklara göre, BAE destekli güçlerin Suudi uyarılarını ve daha önce yapılan “uyarı amaçlı” hava saldırılarını dikkate almadan doğu Yemen’de geniş alanları kontrol altına alması, Riyad’ın doğrudan askeri müdahaleye yönelmesinde belirleyici oldu. Böylece Yemen sahasında Suudi destekli güçlerle BAE destekli unsurlar arasındaki çatışma fiilen tırmanmış oldu.
Bölgesel arka planda ise kriz, İsrail’in Somaliland’ı tanıması ve Sudan’daki gelişmelerle birlikte okunuyor. Suudi Arabistan’ın Sudan–Somali–Yemen hattını tek bir stratejik cephe olarak değerlendirdiği, BAE’nin bu hatta attığı adımların Riyad tarafından bölgesel dengeyi tehdit eden hamleler olarak görüldüğü ifade ediliyor.
Analistler, Mukalla’ya yönelik hava saldırısı ile Yemen yönetiminin aldığı sert kararların birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, yaşananların artık dolaylı rekabet değil, BAE’yi doğrudan hedef alan açık bir güç mücadelesi anlamına geldiğine dikkat çekiyor.
