Başbakan Binali Yıldırım, Bakü’ye hareketi öncesinde Ankara Esenboğa Havalimanı’nda basının önüne çıktı. Yıldırım’ın gündeminde Alman Parlamentosu'nun 1915 olaylarını 'soykırım' olarak nitelendiren kararı vardı:
"Bir avuç Ermeni lobisinin etkisiyle Almanya’da kabul edilen 1915 olaylarına ilişkin karar, Almanya Parlamentosu’nun tarihi bir hatasıdır. Tarihçilerin üzerinde ittifak etmediği bu karar Türk halkı için yok hükmündedir, kabul edilemez. Almanya-Türkiye ilişkileri bu kararla gerçek anlamda zedelenmiştir. 650 kişilik Alman Parlamentosu’nda sadece 250 civarında temsilcinin katılmış olması, Alman Parlamentosu’nun çoğunluğunun bu kararı içine sindiremediğini ortaya koymuştur. Ne olursa olsun, biz müttefiklerimizle ilişkilerimizi sürdüreceğiz. Umarım yanlış hesap Bağdat’a gitmeden geri döner.
Merkel’le temasımız olmadı. Dışişleri Bakanlığımızın ilk cevabı her şeyi ihtiva ediyor. Büyükelçimiz de gelecek, istişarelerde bulunulacak ve gerekli karşılık verilecek. Almanya ve Türkiye çok önemli iki müttefik. Bu ve benzeri kararlarla birdenbire Almanya’yla ilişkilerimizin tamamen kötüleşmesini kimse beklememeli. Bu da ‘Buna tepkisiz kalacağız, bir şey söylemeyeceğiz’ anlamına gelmez. Biz bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizim geçmişimizde, tarihimizde böyle mahcup olacak bir şeyimiz yok. Bırakın tarihçiler konuşsun.
Ayrıca Ermeniler yanlıştan bir türlü dönmüyor. Fırsatçılık yaparak Azerbaycan’ın topraklarının yüzde 20’sini işgal ettiler. Ermenistan işgalci tutumunu tazeliyor. Geçmişte de ülkemize yönelik terör faaliyetlerinin bizzat içinde yer aldılar. Diplomatlarımızı öldüren Ermeni çetelerini azmettirmiştir. Bugün de terör örgütlerine kucak açtığı bir sır değildir. Milyonlarca Ermeni bunun bedelini sıkıntılarla ödemek zorunda kalmaktadır."
Yıldırım, yeni Anayasa çalışmaları ve Başkanlık sistemi hakkında da konuştu:
"AK Parti grubu olarak partimiz daha fazla duyarsız kalamaz. Bizim bu konuda taahhüdümüz var. Bu amaca yönelik çalışmalarımız da devam ediyor. Parti grubumuz kendi adına gerekli adımları atacak. Bunun takvimi önümüzdeki günlerde açıklanacaktır.
Dün il başkanları toplantısında yaptığım konuşmada bir hususu bazı yazılı basın organlarında çarpıtılmış olarak gördüm, bu konuda da bir açıklık getirmek isterim. 'Anayasa ne derse desin fiili olarak cumhurbaşkanının siyasi sorumluluğu doğmuştur.' Orada söylenen şey şudur; her ne kadar Anayasa 'Cumhurbaşkanı sorumsuzdur' dese de yapılan anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçilmesiyle birlikte doğal olarak siyasi sorumluluğu doğmuştur. Çünkü vatandaş oy verdiği insandan hesap sorar. Siyasetin özü ve esası budur. Bu gerçekliği anayasayla düzeltme ihtiyacı vardır. Aksi halde burada sürekli bir tartışma alanı devam edecektir. Söylediğim budur. Bazıları bunu 'anayasayı tanımıyor' filan diye çarpıtmaya çalışmışlar. Artık bu ucuz medya oyunlarından vazgeçmek lazım."
Kaynak: Al Jazeera ve AA