Brüksel’de ikinci kez bir araya gelen Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) liderleri arasında mülteci krizinin çözülmesi için anlaşma sağlandı. Böylece Türkiye'den Yunanistan'a 20 Mart'tan sonra gidenlerden iltica başvuruları kabul edilmeyenler, 4 Nisan’dan itibaren Türkiye'ye geri gönderilecek. Anlaşmanın Türkiye için önemli kısımlarından biri, Ankara’nın koşulları yerine getirmesi halinde vize serbestisinin Haziran 2016’da başlayacak olması. Bir diğeri de Türkiye’nin AB sürecini ilgilendiren fasıllardan, "Mali ve Bütçesel Hükümler" başlıklı 33 no'lu faslın açılacak olması…
AB ve Türkiye anlaşma metnindeki 9 madde şunlar:
1- Türkiye'den Yunanistan'a 20 Mart'tan sonra gidenlerden iltica başvuruları kabul edilmeyenler, 4 Nisan’dan itibaren Türkiye'ye geri gönderilecek. Geri gönderme işlemi AB yasalarına uyumlu olacak, toplu sınırı dışı yaşanmayacak. Yunan adalarında Türk yetkililer, Türkiye tarafında da Yunan yetkililer süreci gözlemleyecek. 4 Nisan'a kadar Türkiye de geri kabul merkezleriyle ilgili hazırlığı tamamlayacak. (4 Nisan'dan sonra da Türkiye'ye geri gönderilmiş kişilerin içindeki Suriyeliler tespit edilecek, bu sayı kadar Suriyeli, BMMYK'nın da dâhil olmasıyla iki hafta içerisinde Avrupa ülkelerine gönderilecek.)
2- Yunanistan'dan Türkiye'ye gelen her mülteci karşılığında Türkiye'den Yunanistan'a bir mülteci yerleştirilecek. Öncelik, Yunanistan'a yasa dışı yollardan girmeyi denememiş olanlara verilecek. AB ülkelerinin kendi aralarında 22 Temmuz'da anlaştıkları üzere yerleştirme yapılacak. (22 Temmuz 2015'te kabul edilen 18 bin kişilik mülteci alımı esasına göre, Türkiye'nin kabul ettiği her Suriyeli için bir Suriyeli alınacak. Gerek görülürse sayı 54 bine çıkarılabilecek.)
3- Türkiye, yasa dışı göçü engellemek için elinden geleni yapacak, komşularla işbirliği halinde olacak.
4- Yasa dışı göçün azalmasıyla, Avrupa'da "Gönüllü İnsani Kabul Programı" devreye sokulacak.
5- Türkiye ile AB arasındaki vize serbestisinin Haziran 2016'ya kadar bitirilmesine çalışılacak. Türkiye'nin nisan ayına kadar gerekli adımları atması halinde nisan sonunda AB Komisyonu değerlendirmesini açıklayacak.
6- Mart sonundan önce Türkiye'nin hızlı katkılarıyla hazırlanacak listeye göre mültecilere yapılacak 3 milyar euro'luk yardım için harekete geçilecek. Sağlık, eğitim ve altyapı hizmetleri için somut projeler bir hafta içinde hazır edilecek. Sonuç alındığında AB, 2018 sonuna kadar 3 milyon euro daha sağlayacak. (Daha önce verilmesi kabul edilen 3 milyar euro'nun 95 milyon'u halihazırda belirlenen projelerde kullanılmaya başlandı. İki hafta içinde belirlenecek yeni projeler bu paranın kalanı yani yaklaşık 2 milyar euro için…)
7- AB ve Türkiye, Gümrük Birliği'nin geliştirilmesi konusunda devam eden çabaları takdirle karşıladı.
8- Türkiye'nin Birlik'e katılım süreci için 33. faslın açılmasına, AB Komisyonu'nun Nisan'da bu yönde teklif vermesine karar verildi. Diğer fasılların da bir an önce açılması için çabalar hızlandırılacak.
9- AB ve Türkiye, Suriye'nin içinde, bilhassa Türkiye sınırına yakın yerlerde, insani durumun iyileştirilmesi için ortak çaba harcayacak.
Yunanistan ile yapılacak ikili mutabakat için de teknik detaylar bugün itibariyle görüşülmeye başlanacak.
Fransa adım attı
Türkiye'nin 7 Mart’taki ilk zirvede Avrupa'ya önerdiği ancak nihai anlaşmda taviz verdiği anlaşılan konu fasıllarla ilgili. Türkiye, özellikle Güney Kıbrıs’ın blokajı altındaki beş yeni faslın bekletilmeden müzakerelere açılmasını istiyordu. Ancak sonuç olarak bir faslın açılmasına karar verildi.
Brüksel'de anlaşmaya varılan, haziran ayı sonuna kadar müzakereye açılması öngörülen "Mali ve Bütçesel Hükümler" başlıklı 33. faslı AB içinde bloke eden tek ülke Fransa'ydı. Anlaşmayla beraber Fransa'nın tek başına blokajı yüzünden açılamayan fasıl kalmamış oldu. Böylece, Türkiye'nin mülteci krizi konusunda anlaşma için şart koştuğu "AB üyelik sürecini hızlandırma" meselesi için Fransa bir adım atmış oluyor.
"Tarihi bir gün"
Anlaşma sonrası Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker ortak basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu bugünün "tarihi" olduğunu söyledi ve Türkiye ile AB’nin kaderinin de geleceğinin ortak olduğunu ifade etti.
Başbakan anlaşmanın asıl amacının sığınmacıların ölümünün önüne geçilmesi olduğunu belirtti.
Davutoğlu bir gazetecinin, "Türkiye'den alınacak Suriyeli mülteci sayısında bir kota olacak mı? Bazı haberlerde 72 bin sayısı yer almıştı. Eğer olacaksa bu kota dolduğunda başka bir alım olmayacak mı Türkiye'den? Suriyeli sığınmacılar, kim tarafından ve nasıl belirlenecek?" sorusuna, "Maalesef, Türkiye ve Avrupa'da da yanlış anlaşılan bir husus oldu. 72 bin sayısı, Avrupalıların toplam alacağı mülteci sayısı değil" yanıtını verdi. Davutoğlu bunun birebir değişim sırasında "yasal göçün ilk aşamasındaki sayıyı yansıttığını" da belirtti.
"Ana hedef çocuklar, kadınlar ölmesin"
Başbakan'ın açıklamalarından önemli satır başları şöyle:
"Birbirimizle görüşlerimizi, endişelerimizi, perspektiflerimizi ve vizyonumuzu paylaştık. Şunu fark ettik ki Türkiye ve AB'nin ortak kaderi, zorlukları vardır ve iki taraf aynı geleceği paylaşmaktadır."
"Bütün anlaşmaların ana hedefi şudur; çocuklar, kadınlar ölmesin, gençler, yaşlılar Ege Bölgesi’nde hayatlarını kaybetmesin. Bu nedenle, insan kaçakçılarının cesaretini kırmak ve yasal göçü cesaretlendirmek için dengeli bir yaklaşım olması konusunda anlaşmaya vardık. Türkiye, şu anda Ege'deki adalara yasa dışı varanları geri alacak ve diğer taraftan Avrupa ülkeleri de aynı sayıda yasal göçmeni Türkiye'den alacak. Dolayısıyla son derece adil ve cesaret verici bir adım oldu. Mülteciler için de çok umut verici bir adım oldu. Maliyet ve yük paylaşımının da adil bir şekilde yapılması konusunda anlaştık. Bugün bazı projeleri açıkladık ve 3 milyar euro önümüzdeki haftalarda kullanılmaya başlanacak. Bu para Türkiye için değil, sadece Suriyeliler için kullanılacak. Ben burada son zirveden sonra yaptığım açıklamada, 'para istemiyoruz' demiş olsam da birçok haber okudum. Bu anlaşma sanki mali bir desteğe dayatılmış gibi bir izlenim ortaya çıktı. Hayır, AB sadece mültecilere yardım edecek ve Türkiye sadece bu paranın Suriyeli mültecilere erişmesinde aracı rolü oynayacak. Biz artık hem Türkiye'de hem de mümkünse Suriye içindeki güvenli bölgelerde de Suriyelilere yardımcı olacağız. Suriyelilerin geleceği için 3 milyar euro’ya ek olarak 2018'e kadar 3 milyar euro daha tahsis edilecek."
"Geri kabul süreci başladığı için vize serbestisi bunun uzantısı oluyor ve umarım vize serbestisi haziran ayından önce hayata geçecek."
"Umarız mayıs başına kadar bütün gereklilikleri yerine getirmiş olacağız ve umarız Avrupa Birliği, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Konseyi vize serbestisinin uygulamaya geçmesi için üzerine düşenleri yapar."
PKK tepkisi
Davutoğlu konuşmasında AB Konseyi binasının arkasında PKK'nın çadır kurmasına izin verilmesini de hatırlattı, "72 milyon Ankara'daki saldırının kurbanlarının yasını tutarken, aynı terör örgütünün buraya çok yakın bir yerde sembolleriyle terör eylemlerini destekleme şansını bulmasından dolayı hayâl kırıklığımı dile getirdim. Terör örgütleri arasında ayrım yapılmamalı" dedi.
"Kurbanlar, mağdurlar arasında da fark gözetmememiz gerekiyor. Etnik veya dini kökeni ne olursa olsun Müslüman olsunlar, Hıristiyan olsunlar, Türk olsunlar, Fransız veya Alman olsunlar fark etmez, insanlar kurbandır, terör kurbanıdır ve mağdurudur. Bu yüzden teröre karşı her türlü bu anlamda beraber durmalıyız diye düşünüyorum."
Tusk: Anlaşma AB yasalarıyla uyum içerisinde
Donald Tusk da "çok dengeli" bir anlaşmaya imza attıklarını düşündüğünü ifade etti.
"Türkiye’nin katılım müzakerelerinde 33 no'lu faslın, Hollanda’nın dönem başkanlığı sırasında açılması konusunda anlaşmaya vardık. Bu, AB Komisyonu’nun nisan ayında sunacağı öneri temelinde yapılacak."
"Avrupa’ya gelen her bir sığınmacının durumu bireysel olarak değerlendirilecek. Anlaşmamız, tüm AB yasaları ve uluslararası hukukla uyum içerisindedir."
"Yapmamız gerekenler arasında AB’nin dış sınırlarını güçlendirmemiz, Batı Balkan yolunu kapalı tutmamız, Schengen’e geri dönmemiz de bulunuyor."
Juncker ise, müzakerelerin sert ama adil geçtiğini söyledi. Jean-Claude Juncker, mülteci kriziyle birlikte Avrupa’nın devasa bir sınavla karşı karşıya olduğunu belirterek, son haftalarda daha büyük zorluk yaşayan Yunanistan’a mali desteği arttıracaklarını, sığınmacılar ve sınır güvenliği konularında ayrıca personel desteği vereceklerini sözlerine ekledi.
UNHCR: Sınır dışı edilme kaygısı olmasın
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Yunanistan'dan Türkiye'ye geri gönderilen kişilerin iltica taleplerinin, sınırı dışı edilme kaygısı yaşamadan, makul bir sürede, adil ve kararlı bir biçimde incelenmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye ne önermişti?
- Türkiye'nin 7 Mart’taki zirvede Avrupa'ya önerdiği konular şöyleydi:
- Yunan Adaları'na Türkiye üzerinden giden göçmenleri Türkiye geri alacak ve bu adalar göçmenlerden arındırılacak.
- Yunan Adaları’ndan alınan her bir Suriyeli göçmen için Türkiye’den aynı sayıda Suriyeli mülteci alınarak, yasal yollardan bir Avrupa ülkesine yerleştirilecek.
- Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine vizesiz geçişinin uygulaması Ekim 2016’dan Haziran 2016’ya çekilecek.
- Türkiye’nin AB üyelik süreci hızlandırılacak. Özellikle Güney Kıbrıs’ın blokajı altındaki beş yeni fasıl bekletilmeden müzakerelere açılacak.
- AB’nin 29 Kasım 2015’teki zirvede Türkiye’deki Suriyeli mülteciler için taahhüt ettiği 3 milyar euro’nun gelişi hızlandırılacak ve ek olarak 3 milyar euro’luk ikinci bir destek sağlanacak.
- Suriyelilerin Suriye içinde güvenli bölgelerde yaşamaları için işbirliği yapılacak.
Kaynak: Reuters, Al Jazeera