İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) otoban kenarı duvarlarındaki dikey bahçeleri kaldırıp, yerine sokak grafiticilerine resimler çizdirme kararı almasındaki en önemli etken maliyet. Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanı Yasin Çağatay Seçkin’in verdiği bilgilere göre 45 bin metrekare yer kaplayan dikey bahçelerin yıllık maliyeti 12 milyon lira:
“Karayollarının kenarındaki dikey bahçe olarak adlandırdığımız bütün bu yeşil duvarların İstanbul’a yıllık 12 milyon liralık bir bakım masrafı olduğunu gördük. Bu 12 milyon liranın 4 milyonu bitki maliyetleri, 8 milyonu ise ilaçlama ve gübre maliyetinden oluşuyor. Duvarlar ciddi bir kimyasal ilaçlamayı gerektiriyor ve bu da ekosistem açısından büyük bir sıkıntı doğuruyordu.
“Sadece ekonomik açıdan bakmadık. Ekosistem açısından da buraları daha kıymetli alanlara dönüştürebileceğimizi fark ettik. Bu duvarlar dokunulamayan, insanlara uzaktan sadece görsel etki yapan duvarlardı. Yaptığımız hesaplamalarda, 45 bin metrekare dikey bahçe yerine aynı parayla 400 bin metrekare aktif yeşil alan yapabileceğimizi fark ettik. Bu nedenle, öncelikle sökülen veya arkasında sıkıntılar olduğu için sökülüp yeniden yapılması gereken duvarları kaldırmaya başladık. Bu sayede bakım maliyetlerimiz de önemli ölçüde azalmaya başladı.”
Sanatçı Eskreyn: “İstanbul’u boyamak çok güzel bi̇r duygu”
Fikirtepe’deki ilk duvarı boyayan Eskreyn, 20 yıldır sokaklarda grafiti yapıyor. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi olan sanatçı çalışmasını şöyle anlatıyor:
“Koronavirüs karantinası nedeniyle çok umut vaat eden bir eser yapmak istedim. Bunu kurgularken Türk resim sanatının önemli ustalarından Sabri Berkel’e öykündüm. Onun tarzının İstanbul için çok kıymetli bir anlatım olduğunu düşündüm. Dünyanın dikkatini çeken İstanbul’u boyamak çok güzel bir duygu.”
Fakat yeni uygulama, duyurulmasından sonra büyük bir tartışmaya neden oldu.
Tartışmaları İBB Sözcüsü Murat Ongun’un tviti başlattı: “Yol kenarlarında yüksek maliyetli peyzaj çalışmaları yerine gri duvarları sanatçıların tuvaline dönüştürüyoruz.”
A Haber: “İstanbul’un simgesiydi”
Önceki gün 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün Asya çıkışındaki saksı bitkiler yerinden kaldırılırken A Haber’in yaptığı yayınla tartışmaya AK Partili ilçe belediye başkanları da katıldılar.
Bu haberin videosunu paylaşarak dikey bahçelerin kaldırılmasına tepki gösteren Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, duvar peyzajlarının bilimsel yaklaşımla yapıldığını söyledi:
“Bu sökülen bitkiler sadece doğa dostu bir peyzaj değildi. Trafik gürültüsü ve egzoz gazını emmesi için bilimsel bir yaklaşımla yapılmıştı. Sökülüyor, yerini kimyasal boya ve duvar alacak. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü çıkışına yapılan bu uygulamayı kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.
“Burası Güney Afrika’da bir banliyo mahallesi ya da ana arterde olmayan bir duvar olsaydı sorun yoktu. Fakat burası Kadıköy Üsküdar arasındaki ana yol. Buradan her gün milyonlarca insan geçiyor. Keşke yeşili, renk renk çiçekleri görmeye devam etselerdi. İnsan üzülmeden edemiyor.”
Bakımı zor muydu?
İBB İstanbul Planlama Ajansı’nın yarışmalar bölümünün başında bulunan Ömer Yılmaz, Hilmi Türkmen’in bu tvitleri üzerine dikey bahçelerin bakımının zorluğuna işaret eden bir görüntü yayımladı:
“Fikirtepe’deki düşey bahçe sökülmeden önce birkaç yıl önce çektiğim bir video. Bakım nedeniyle yarattığı trafik izlenebiliyor. Bu trafik benim çok canımı yaktı. Kadıköylü olmayan ve burası ile ilgili yorum yazan Üsküdar Belediye Başkanımızın dikkatine.”
Ongun duvar bahçesinin arkasını paylaştı
Murat Ongun ise dikey bahçelerin arkasında bulunan metal aksamın fotoğraflarını paylaştı ve şunları söyledi:
“Yeşilliğin yanı sıra çürümüş askıların da devamlı yenilenmesi ciddi bir maliyet. İstanbul’u bu yüksek mali yükten kurtaracağız, duvarları sanat tablolarına dönüştüreceğiz ve aktif yeşil alanları artıracağız.”
“Betonu bitki ile gizleme sahteciliği İstanbul’un sembolü mü oldu?”
Tartışmaya İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat da dahil oldu. Duvar peyzajlarının arka yüzüne dikkat çekti, “İstanbul’un sembolü” nitelemesi yapanlara tepki gösterdi:
“Çeyrek asırda betona gömülmüş bir İstanbul var. Bu beton gizlensin diye beton duvara bitki yapıştırılmış ve buna bu yoksul halkın milyarları gömülmüş. Şimdi betonu bitki ile gizleme sahteciliği İstanbul’un sembolü mü oldu? Mesela beton Fikirtepe gizlenebiliyor mu?”
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı’ndan ‘Gürültü Bariyeri’ önerisi
İktidar kanadından uygulamaya tepki gösteren bir başka isim Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar oldu. Duvarların yeni halini “çirkin” bulan Birpınar, Ümraniye belediyesinin uygulamasını örnek göstererek “gürültü bariyeri” önerisinde bulundu:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi bakımı zor ve pahalı diye yol kenarlarındaki yeşil alanlara alternatif bu boyalı çirkin duvarları sunmuş İstanbullulara!.. Keşke bunların yerine GÜRÜLTÜ BARİYERİ yapsaydı. Daha çevreci ve fonksiyonel olurdu. Ümraniye Belediyesi yaptı güzel de oldu.”
Birpınar’ın bahsettiği gürültü bariyeri, Ümraniye hattında 1 km’ye yayılan bir alanı kapsıyor.
Sanat ve peyzajın ardındaki gerçek: Beton
Tartışma hâlâ sürüyor. Mimarlar ve sanatçıların söz aldığı ‘dikey bahçe mi duvar resimleri mi’ tartışmasına ürbanist Yaşar Adanalı ise başka bir açıdan katıldı. Tartışılan yol kenarı duvarlarının arkasındaki beton İstanbul’u hatırlattı ve şöyle dedi:
“İster bağ-bahçe yap ister sanat, kabahati kapatmak mümkün değil. Otoban kenarında otomobil içinde geçen hayatlar.”
Yaşar Adanalı, paylaşımına iki sene önce çektiği bir fotoğrafı da ekledi.
Serbestiyet, ibb.ist