AK Parti, dijital ortamda “örgütlü yalan haber ve dezenformasyon” ile mücadele kapsamında yeni bir sosyal medya düzenlemesini gündemine aldı; üzerinde çalışılan yasa taslağı Ekim’de TBMM’nin açılışıyla birlikte Meclis gündemine getirilecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek ve Karadağ dönüşünde medya mensuplarının yeni tasarı hakkındaki sorularını cevaplarken, konuyu geçen yıl yürürlüğe giren yasaya getirdi ve şöyle dedi:
“Tabii sadece yalan olayı da değil. Twitter gibi sosyal medya platformlarının burada sadece kuru kuruya bir ofis açmasını kastetmiyoruz. Gelecekler, burada personeliyle, her şeyiyle bulunacaklar ve herhangi bir ihlal durumunda cezası da verildiği zaman bu cezaları da tahsil edilecek. Şu an itibarıyla bakıyorsunuz Twitter’ın, Facebook’un, hiçbirisinin herhangi bir yanlış iş yaptıkları zaman muhatap alınabilecek bir özellikleri yok. Biz bunlarla uğraşamayız. Bedel ödeyecekler. Başka çaresi yok bu işlerin.”
Geçtiğimiz yıl kabul edilen sosyal medya düzenlemesiyle, kullanıcı sayısı 1 milyonun üzerinde olan sosyal medya sitelerine Türkiye’de temsilci bulundurma ve ofis açma gerekliliği getirilmişti. Düzenleme, bunun gerçekleştirilmemesi durumunda sırasıyla para cezası, reklam yasağı ve bant kısıtlama müeyyidelerini öngörüyordu.
Düzenlemenin çıkışını izleyen birkaç aylık sürenin sonunda sosyal medya siteleri Türkiye’de temsilcilik açtıklarını duyurdular. İktidar medyasında bu açıklamalar sosyal medya şirketlerinin güçlü iktidar karşısında “teslim bayrağını çektiği” yorumlarıyla birlikte yer aldı.
Fakat açılanların “hayalet temsilcilikler” olduğunu söyleyenler de vardı. İddialara göre, müeyyidelerin yasada öngörüldüğü gibi uygulanması durumunda sosyal medya sitelerinin kapanacak olmasını göze alamayan hükümet, şirketlerle zımnî bir anlaşma yapmış, “hayalet siteler”i gerçek(miş) gibi kabul etmişti.
Teknoloji yazarı Füsun Sarp Nebil, iddiaları gündeme getirdiği yazısında Google ve Facebook örneklerini inceleyerek şunları yazmıştı:
“Google’ın 12 Ocak’ta Ticaret Sicilde yayınlanan mevcut Google şirketi ile aynı adreste gösterilen, Google LLC şirketine baktık ve düşündük; ‘Google zaten yıllardır buradaydı. Ama anlaşılan o yıllardır burada olan şirketin ilişkilerine zarar vermemek için gerçekten de kabuk şeklinde bir temsilcilik yapmışlar.’ Duyumlarımıza göre, hükümet de bunu kabul etmiş. Yani bir temsilcilik açılmış gibi gözüküyor. Ama İngilizce adıyla ‘brass-plated company’ yani tabela şirketi. Alan-veren şimdilik durumdan şikâyetçi değiller.”
Nebil, Google’ın Türkiye temsilcisi olarak atadığı Kenneth Hoo Yi’nin pek çok farklı şirkette yetkili pozisyonda bulunan, New York Barosu’na kayıtlı bir avukat olduğunu kaydederek, düzenlemeye aykırı bir durum yaşanırsa ABD’de yaşayan Hoo Yi’ye nasıl bir ceza verilebileceğini sorgulamıştı.
Füsun Sarp Nebil, aynı yazısında Facebook’un temsilci ataması sonrasında yaptığı “Aldığımız karar, Facebook Topluluk Standartları’nı ya da devlet kurumları tarafından yapılan içerik kaldırma taleplerinin incelenme süreçlerini değiştirmiyor. Dolayısıyla, bu ilkelere uygun olmayacak bir şekilde hareket etmemiz için ısrar edilmesi halinde yerel temsilcimizi geri çekeceğimizi belirtmek istiyoruz” açıklamasını da yorumlamıştı. Nebil’e göre, Facebook bu açıklamayla “hükümetle vardığımız uzlaşmaya uyulmazsa gideriz” tehdidinde bulunuyordu.
Twitter da Türkiye’deki temsilcisi olarak bildirdiği 10 bin TL sermaye ile Şişli’de kurulan “İnternet İçerik Hizmetleri Limited Şirketi”nin yetkilisi olarak San Francisco’da yaşayan Kevin Cope’yi göstermişti.