Moskovski Komsomolets gazetesi, Putin’in koronavirüs izolasyonunu bozma pahasına Erdoğan’ı neden kabul ettiği ve iki ülke arasında “doğal sayılamayacak” ittifakın nasıl ayakta kalabildiği sorularına yanıt arıyor.
Mihail Rostovski’nin imzasını taşıyan değerlendirmede, Ankara ve Moskova’nın çıkarlarının Suriye, Kırım, Orta Asya ve Kafkasya’da çatışma halinde olması nedeniyle tarafların birbirlerine karşı son derece dikkatli davrandığını belirtiliyor. Zira Rostovski’ye göre, Rusya ve Türkiye’nin birbirlerine karşı özensiz davranmaları, her iki ülkenin de ihtiyaç duymadığı kanlı ve geniş ölçekli bir kapışmayı beraberinde getirebilir.
Rostovski Türkiye açısından bu özene örnek olarak geride kalan Karabağ Savaşı’nı gösteriyor. Bu analize göre, “muzaffer Azerbaycan ve Türkiye ittifakı, ilerleyişlerini tam da Moskova’nın kibarca ama kararlı biçimde geçilmemesini rica ettiği sınırda” durdurdu.
Öte yandan yazar, Rusya’nın Sovyetler Birliği zamanından kalan bölgesel yüklerinden kurtulurken, kendisi açısından perspektif vadeden yeni bölgelere açıldığı görüşünü dile getiriyor. Bu durum ise Türk-Rus ilişkilerine yeni ve alışılmadık bir dinamik getiriyor.
Rostovski bununla birlikte Rusya’nın Türkiye’ye karşı her zaman temkinli davranacağına dikkat çekiyor. Rus tarafına göre, Erdoğan işine nasıl gelirse öyle davranmayı seven bir lider: Bazen NATO üyesi gibi davranırken, bazen de ABD ile çatışmacı bir dil tutturmaktan kaçınmıyor.
Rostovski, ihtişamlı bir Türk-Rus ittifakı düşlemenin gerçekçi olmadığı kanısında. Bunun yerine iki taraf arasında oynanan ve büyük kazançlara, ya da büyük kayıplara gebe bir pokerden söz etmek daha doğru.
Kaynak: Turkrus.com