Bahçeli’nin açıklamaları:
CANAN KAFTANCIOĞLU KARARI
Bizim doğrudan muhatabımız kriminal vaka haline gelmiş il başkanı değildir. Türk yargısı hükmünü vermiş, bu konu kapanmıştır. CHP’nin İstanbul İl Başkanı özellikle kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etmiş, Türkiye Cumhuriyeti’ne seri katil demiş, Cumhurbaşkanına hakaret ederek suç işlemiştir.
Zanlının 3 ayrı suçtan aldığı hapis cezaları, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından onanmıştır. CHP Genel Başkanı, bize açık açık söylemelidir. Türk Devleti’ne seri katil iftirasının yanında mıdır, karşısında mıdır? Sayın Kılıçdaroğlu, susma, saklanma, devlete seri katil demek namertliktir diyecek dirayeti göster. Yaparsan eyvallah, yapmazsan bu ihanete, bu suça sen de ortak sayılırsın. Şerefsiz bühtanın sen de faili olmaktan kurtulamazsın.
Kürtçe müzik yasak diyerek toplumu kamplaştırmak zulümdür. Zulüm devlete katil demektir. Zalim ise buna ses çıkarmayan alçaktır. Zulüm, Türkiye düşmanlarına yanaşmalık ve yandaşlık yapmaktır. Zalim ise buna gönüllü razı olandır.
Kesinleşen ceza, bir yıldan fazla olduğu için gerek milletvekili seçim kanunu gerekse mahalli idareler kanunu mucibince tartışmaya mahal kalmamıştır. Siyaset, devletin ve milletin hükmi şahsiyetine saldıranların sevk ve idare merkezi olamaz. Tunceli’de bir HDP’li milletvekilinin şerefli Türk polisine taş atması da suçtur. Herkes haddini bilsin, hukukun sınırlarını zorlamaya, milletinin sabrını zorlamaya asla heves etmesin.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA’NIN NATO ÜYELİĞİ
MHP’nin bu şartlar altındaki politikası, gündeme taşımak istediği görüşleri bunlardan ibaret olacaktır:
1- NATO 1949 tarihinde kurulduğunda 12 üyesi varken, şu anda mevcut üye sayısı 30’dur. Bugüne kadar 8 genişleme evresinden geçmiş. Rusya’nın bilinen en ciddi itirazlarından biri NATO’nun doğuya genişleme stratejisidir. Rusya’nın tahrik edilmesi bölgesel gerilimi daha da sertleştirecek. MHP, NATO’nun genişleme ve doğuya açılma stratejisini bugünkü statükoda oldukça mahsurlu değerlendiriyor.
2- İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girme sürecinin bize göre 3 ayaklı sakıncası vardır. Birinci olarak, üyeliklerin gerçekleşmesi halinde Rusya askeri olarak kışkırtılmış olacaktır. Ukrayna savaşının Finlandiya ve İsveç’e sıçrama ihtimalini kimse yabana atmamalı. Finlandiya ile İsveç’in NATO’ya alınması demek, Ukrayna savaşının uzaması demektir. Bize göre, insanlık suçudur. İkinci olarak hem Finlandiya hem de İsveç’in Türkiye düşmanlarına kucak açtığı biliniyor. FETÖ’nün, PKK’nın, DHKP-C’nin barınağı. Hiç kimse bize hikaye anlatmasın. Viking mantığı vandallar mantığıdır. Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen NATO toplantısında, sayın Mevlüt Çavuşoğlu, belge, bilgi ve fotoğraflarla muhataplarının yüzüne vurmuştur. Mehmetçiklerimize kurşun sıkan hainleri ziyaret eden, sonra dönüp teröristleri başkentlerine ağırlayan ülke ya da ülkelerde iç güvenlik mimarisi altında bir araya gelmemiz nasıl mümkün olacaktır. İttifaklarına hangi mantıkla itimat ve itibar edelim. Finlandiya ve İsveç’in bekleme odasına alınması bu aşamada en doğru seçenektir.
3- Türkiye’ye bazı NATO ülkeleri tarafından kısıtlama ve yaptırım uygulanmaktadır. F-16’lar konusunda ABD ile somut gelişme yoktur. F-15’leri ağzına alan yoktur. Üstelik ABD, PKK ve YPG’ye destek vermeyi sürdürmektedir. Suriye’ye uygulanan yaptırımlar terör örgütünün olduğu alanlarda geçerli olmayacaktır. Bu şu demektir. ABD, Türkiye’ye yaptırım uygularken, terör örgütlerini bundan muaf tutmuştur. Bu küstahlık bize reva mıdır? Bu kifayetsizlik meşru mudur? NATO’nun genişleme politikasına girebilmesi için Türkiye’nin tavrı belirleyicidir. Tüm kararlar oy birliği ile somutlaşmaktadır. MHP’nin kanaati bellidir. Ukrayna savaşı bitmeden, ateşkes ve barış rejimi tesis edilmeden, NATO’ya yeni üye katılımı, insanlığı yeni bir ateşe sürükleyecektir. Finlandiya ve İsveç’in muhtemel NATO üyeliği, var olan dengeleri sarsarak, Rusya’yı daha farklı pozisyona taşıyacaktır. Herkesi uyarıyorum, bunun sonu barış değil, topyekün savaştır.