27 Mayıs 1995’ten bu yana her cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemleri düzenleyerek gözaltında kaybolan yakınlarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri, 900. buluşma için sabah saatlerinde Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.
Eyleme İnsan Hakları Derneği (İHD) eş genel başkanları Eren Keskin ve Öztürk Türkdoğan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekilleri Züleyha Gülüm, Zeynel Özen, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul milletvekili Ali Şeker, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul milletvekili Ahmet Şık ile çok sayıda kişi katıldı.
Bu sırada polis, kalkan kurarak açıklama yapılmasına izin vermedi.
16 kişi gözaltına alındı
Eyleme katılanlardan şu kişiler gözaltına alındı:
Eren Keskin, Öztürk Türkdoğan, Gülseren Yoleri, Hanife Yıldız, Besna Tosun, Jiyan Tosun, Maside Ocak, Ali Ocak, İrfan Bilgin, Hasan Karakoç, İkbal Eren, Mikail Kırbayır, Zeynep Çelik, Arat Dink, Jiyan Kaya, Davut Arslan.
Gözaltına alınan isimler akşam saatlerinde serbest bırakıldı.
“Galatasaray bizim arayışımızın mekânıdır”
Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki açıklamasında şu ifadelere yer verildi.
“Biz dünyanın en barışçıl, en haklı mücadelesini yürüten anneleriz, evlatlarız, kardeşleriz, torunlarız, hak savunucularıyız… Galatasaray’da yaşlanan, Galatasaray’da büyüyen, Galatasaray’da doğanlarız. Devletin varlığını inkâr ettiği sevdiklerimizi fotoğraflarıyla Galatasaray’da yaşatanlarız, Galatasaray’ı mekânsız bırakılan sevdiklerimize mezar yeri yapanlarız. İşte bu yüzden Galatasaray bizimdir!
“Devletin gözaltında kaybettiği sevdiklerimizi arıyoruz, Galatasaray bizim arayışımızın mekânıdır. Gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin başına gelenleri herkes bilsin ve bir daha asla yaşanmasın istiyoruz; Galatasaray bizim hakikat mekânımızdır. Kaybedilen sevdiklerimiz ve onlara yaşatılanlar unutulmasın, tarihe not düşülsün istiyoruz; Galatasaray bizim hafıza mekanımızdır. İşte bu yüzden Galatasaray bizimdir!
“Sevdiklerimizi bizden alan zihniyetin devamcısı, kendi yasalarını bile yok sayarak Galatasaray’ı da bizden almak istiyor. ‘Sevdiklerimiz nerede?’ çığlığımıza hukukla, adaletle cevap vermek yerine dört yıldır karşımıza copla, kalkanlar dikiliyor. Ama yanılıyorlar, evladını arayan bir anneyi, anne babasını arayan bir evladı, ablasını-ağabeyini arayan bir kardeşi, delesini-ninesini arayan birini kimse korkutamaz. Çünkü onların maruz kaldıklarından daha korkunç bir uygulama henüz icat edilmedi. 900. haftamız nedeniyle bir kez daha hatırlatıyoruz: Ne yaparsanız yapın, ‘Evlatlarımız nerede’ diye haykırmaktan asla ama asla vazgeçmeyeceğiz.”