Çin, bu yeni MAGA çağına Trump'ın ilk dönemine kıyasla daha güçlü giriyor. Başkan Xi Jinping uzun zamandır Amerika'nın küresel rolünü sürdüremeyecek kadar kutuplaştığını savunuyor. Sloganlarından biri “bir yüzyılda görülmemiş türden büyük değişimler”. Jinping’in paranoyak milliyetçiliği eskiden distopik bir abartı gibi görünürdü. Şimdi Trump da kendisine böyle bir zarar vermekte ve genel bir yıkıma doğru ilerlemektedir.
Kremlin Sözcüsü Peskov, ABD ile Rusya Dışişleri Bakanlarının 10 Nisan Perşembe günü İstanbul’da görüşeceklerini açıkladı. Görüşmenin içeriği henüz bilinmiyor. 27 Şubat’ta yine İstanbul’da yapılan görüşmede iki ülkenin ilişkilerinin yeniden canlandırılması ele alınmıştı.
ABD ve Danimarka arasında belki doğrudan devlet düzeyinde değil ama kurumsal ölçekte çok ciddi bir zayıflama ilacı rekabetinin olduğu açık. Novo Nordisk, Danimarka’nın global ölçekteki en önemli başarı hikâyesi olsa da, ABD’nin daha büyük iç piyasaya, daha geniş ürün yelpazesine ve daha hızlı üretim kapasitesine sahip şirketleri (Eli Lilly, Johnson&Johnson, AbbVie gibi) şu an hem zayıflama ilaçlarında hem genel ilaç sektöründe piyasa lideri. Novo Nordisk ise dünyanın en büyük dördüncü ilaç firması konumuna düşmüş durumda.
Trump, Oval Ofis’te Netanyahu ile basının karşısına çıktı. Netanyahu, "Türkiye’nin Suriye’yi İsrail’e karşı üs olarak kullanmasını istemiyoruz. Türkiye ile çatışmak istemiyoruz” dedi ve Trump’tan arabuluculuk istedi. Trump: "Benim harika ilişkilerim olan bir adam var, adı Erdoğan. Geçmişte bazı sorunlar oldu ama çözüldü. Bir rahibimiz vardı ve geri aldık.
Eğer Türkiye’yle bir sorunun varsa, bunu çözerim’ dedim. Ama makul olmalısın.”
New Yorker’dan Isaac Chotiner, Stockholm Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü'ndeki modern Türkiye uzmanı olan emekli profesör Jenny White Erdoğan ile Trump arasındaki benzerlik ve farklılıkları konuştu.