“Sedat Peker aslında Erdoğan’ı zayıf bir konuma getirip, kendilerine muhtaç bırakıp kurtarmaya çalışan, iktidara ortak birilerinin adamı”
Serbest TV programı Ve Fakat’ın yeni bölümünde Cemalettin Taşcı, Sedat Peker’in son haftalarda Türkiye gündemini belirleyen açıklamalarını değerlendirdi: ‘’Sedat Peker aslında Erdoğan’ı zayıf bir konuma getirip, kendilerine muhtaç bırakıp kurtarmaya çalışan, iktidara ortak birilerinin adamı. Sedat Peker’in bu zamana kadar verdiği sözleri tutmadığını düşünüyorum. Çok biçimsiz ve kirli bir oyun oynuyor. Hep şimdi ve daha önce yaptığı gibi. Sedat Peker’in tek başına bir adam olmadığını ama toplumda da bir şeyleri değiştirdiğini görüyorum.’’
Gülşen hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı
30 Nisan'da verdiği bir konserde İmam Hatip Liselilere atıfta bulunduğu sözleri nedeniyle önce tutuklanan, daha sonra itiraz üzerine tutukluluğu ev hapsine çevrilen sanatçı Gülşen Bayraktar...
Biden sertleşmeye devam ediyor: Kasım seçimlerini “ulusal ruh için bir savaş” diye tanımladı
Biden’ın kutuplaştırıcı ve sert söylemlerden kaçınan başkan imajı son haftalarda değişmeye başladı. 25 Ağustos’ta “Trump’ı destekleyen Cumhuriyetçi siyasetçiler yarı faşist, demokrasiye inanmıyorlar” diyen Biden dün de yaklaşan seçimleri bir savaşa benzetti ve “ulusal ruh”u korumak için Amerikalıları göreve çağırdı.
Fenerbahçe’nin Ronaldo ile anlaştığı ‘haberi’, Fenerbahçe Token’ın değerini bir gecede yüzde 20 arttırdı
Fenerbahçe’nin Cristiano Ronaldo ile anlaştığı ve imza aşamasına geçildiği, dün gecenin (1 Eylül) en çok konuşulan spor ‘haberi’ oldu. Kısa süre içinde 150 binden fazla tweet atılırken, Fenerbahçe’nin sanal para borsasındaki token’ı bir gecede yüzde 20 değer kazandı. Eski futbol hakemi Ahmet Çakar, “Burada borsa bağlamında bir suç işleniyor olabilir” dedi. Fenerbahçe, çıkan haberler hakkında uzun bir süre açıklama yapmazken, bugün (2 Eylül) ismi açıklanmayan bazı Fenerbahçe yöneticileri transferi yalanladı.
- Advertisement -
“Son dönemdeki konser ve festival yasakları, otoritarizmden totalitarizme doğru açılan kapılar olduğunu gösteriyor”
“Bütün bu yasak ve adli tedbirler bize iki şey söylüyor. İlki kimlikçiliğe kuvvetli bir geri dönüş ve bir tür kimlikçilik üzerinden muhafazakâr kesimin tahkimatını arayan bir tutum. Halkın şikâyeti, halkın istememesi, alkol festivali gibi vurgular bu anlamda AK Parti tarafından araçsallaştırılan hususlar. İkincisi ise yasakçılık. Yasakçılık bir hükümranlığa doğru gidiyor. Bu, kültürel bir hegemonya arayışının ifadesi aynı zamanda. Burada, otoritarizmden totalitarizme doğru açılan kapılar var.”