Rusya Devlet Başkanı Putin’in Almanya Başbakanı Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la görüşmelerinde kullandığı uzun masa, Türkiye’de iktidar medyası tarafından “Avrupa’yı küçük düşürdüğü” yorumu yapılarak çok ilgi görmüştü. Oysa Putin daha önce Avrupa’yla problemli İran Cumhurbaşkanı Reisi ve Macaristan Başbakanı Orban’ı da uzun masada ağırlamıştı. Dünkü (22 Şubat) görüşmede hem Türkiye’de hem Rusya’da çok sevilen Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev de uzun masanın konukları arasında yerini aldı.
Batı karşıtlığı, modernleşme tecrübemizin ürettiği tarihi travmalardan gelen bir verili ve tartışma dışı üst pozisyon. Rusya ile daha uzun ve kanlı bir savaş tarihimiz olmasına rağmen, Batı ile girilen kültürel ve ideolojik gerilim varoluşsal bir anlam katıyor bu ideolojilere. Bir nevi hepsinin kurucu-dışarısı oluyor. Batı karşıtlığını vatanseverlik, yurtseverlik, yerlilik, millilik, solculuk, İslamcılık zannediyorlar. Bu nefretle o kadar mutlular ki başka ülkelerin de yayılmacı, emperyalist amaçlar güdebileceğini düşünemiyor, Rusya ve Putin’in Batı’ya gol atmasından haz duyuyorlar.
“Siyaset-toplum ilişkisinde Tayyip Erdoğan’ın topluma vaat ettiği şey yeniden merkezileşme. Siyasi merkezin, devletin ve onun etrafındaki ana unsurun yeniden ana taşıyıcı haline gelmesi, buradan hareketle topluma güç, başarı, bağımsız ve güçlü bir gelecek vaat edilmesi. Bütün bunlar hem tehditlerin savuşturulması hem de Türkiye’nin yeniden güçlendirilmesi çerçevesinde kullanılan bir dil olarak karşımıza çıkıyor ve bu güç-başarı ikilisi bence toplum-siyaset ilişkisinin merkezini oluşturuyor.”
Ermenistan’la normalleşme adımlarını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Barış, istikrar ve refaha ihtiyacı var bu bölgenin. Bu anlayışla ülkemiz ile Ermenistan arasında da bir normalleşme süreci başlatmak için samimi bir çaba içine girdik. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham kardeşim de bunu faydalı buluyor.”
Anketlerde oylarını Cumhur İttifakı’na vereceğini söyleyen deneklerin acaba ne kadarı aslında vermeyeceği halde sosyal çevresinden çekinerek böyle diyor, başka bir deyişle “tercihini çarpıtıyor?” Ali Babacan bu oranın çok yüksek olduğu kanaatinde… Haklı olabilir mi? Sandıklar açılıp da “sürpriz”in boyutları ortaya çıktığında anlayacağız.