Post-Erdoğan restorasyonun mevcut koalisyonun iki büyük aktörüyle gerçekleşebileceğini iddia eden bazı kamusal entelektüeller, devletin Weberyan tahayyülle salt tüzel-bürokratik bir zemine oturması ve kimliklere kör bir “makul merkez” kurulması gerektiğini savunuyorlar. (…) “Merkez” siyaset açısından özellikle muhafazakâr temsiliyet bağlamında DEVA ve Gelecek partilerinin rolünü gözardı eden; yurttaşlığın ve demokratik restorasyonun sınırlarını salt seküler sınırlar içerisinde tanımlayan bir yaklaşım Türkiye’nin mevcut gerçeklerine ters olduğu gibi kendi içinde demokratik açıdan da şaibelidir.
31 Ocak’ta Ankara’dan İzmir’e seyahat eden Fulden İbrahimhakkıoğlu kabine kayıtlı bir köpek olduğu için, kedisi Salem’i uçak altına göndermek zorunda kaldı. Uçak İzmir’e indikten sonra Salem’in kaçtığı bildirildi. İbrahimhakkıoğlu halen devam eden Salem’i arama çabalarını, hava yolu firması ve kurumların umursamaz tutumlarını Serbestiyet’e anlattı: “Yapılan ihmaller ve stratejik planlama yokluğu yüzünden Salem şimdi bildiği ve sevdiği her şeyden uzakta, havalimanının vahşi ortamında kalakaldı.”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal, İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog’un 9 Mart’ta gerçekleştireceği Türkiye ziyaretinin hazırlıklarını ele almak üzere 16-17 Şubat’ta İsrail’e gidecek. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan resmî açıklamada Filistin ve İsrail ziyareti olarak duyurulan gezi için, iki ülkede gerçekleştirilecek temaslar için farklı vurgular yapılması dikkat çekti.
Nasıl ki mimar bina üzerinde çalışarak mekânı dolayısıyla insanı inşa eder, tarihçi de geçmiş üzerinde çalışarak istese de istemese de insanın içinde yaşadığı günü ve yeni insanı inşa eder. Cümlemi abartılı ve iddialı sanmayın. Gerçekten böyledir. Bakın hafızanıza! Sizin, ailenizin ve çevrenizin yaşamadıklarının tamamı tarihçilerin metninde söylenenlerden ibarettir.