Son uluslararası gelişmeler karşısında, yeryüzüne 1930’ların karanlığı mı çöküyor… diye bir soru takıldı kafama. Rusya’nın Ukrayna çevresine yaptığı yığınağa, Batının tepkisine ve Çin-Rus yakınlaşmasına bakarken, bir vakitler Mihver devletlerinin dünyayı nasıl ikinci büyük savaşa sürüklediğini hatırlamadan edemedim. İlkin, sırf olguları ve çarpıcı benzerlikleri yazacaktım. Gene de yazacağım. Ama önce, hafif frene basmak ve metodolojik bir ihtiyat payı bırakmak ihtiyacını duydum.
Birkaç ay sonra Avustralya’da seçimler var. Başbakan Scott Morrison da uzun yıllardır ülkeyi yöneten Liberal-Ulusalcılar koalisyonunun tartışmasız lideri olarak seçimlere girecek. Ancak Morrison’ın başı büyük belada. En son yurt dışına gittiğinde Macron, kendisini yalancılıkla suçlamış, Biden da, Macron’a hak verdiğini ima etmişti. Bir anda herkesin şamar oğlanı haline gelen Başbakan en son 2021’de ‘Yılın Avustralyalısı’ seçilen ve kadın tacizi karşıtı aktivist Grace Tame’den bir şamar yedi. Zoraki olarak Başbakan’la buluşan Tame, onu erkeklerden çok kadınlara ilk isimleriyle hitap etmekle suçlayıp, bunu düzeltene kadar ona “Scott” diyeceğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında kullandığı ifadeler nedeniyle 22 Ocak 2022’de tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş, tutuklu bulunduğu Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi’nden Cumhuriyet gazetesine bir mektup yolladı.
Sedef...
Metropoll Araştırma'nın kurucusu Prof. Dr. Özer Sencar, yapılan anketlere göre yapılacak 'seçimde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı çıkarsa kazanır' varsayımının doğru olmadığını söyledi.