ABD Başkanı Donald Trump'ın resmî hesabını kapatan Twitter'dan konuya ilişkin yeni bir açıklama geldi. Twitter CEO’su Jack Dorsey kendi hesabından yaptığı paylaşımda, "Olağanüstü bir durumla karşı karşıya kaldık; kamu güvenliğine odaklanmalıydık. Çevrimiçi konuşmanın bir sonucu olarak ortaya çıkan çevrimdışı zarar ortadadır” dedi.
Kongre’nin Temsilciler Meclisi kanadı dün (13 Ocak) 197’ye karşı 232 oyla Trump’ın “Birleşik Devletler’e karşı ayaklanmayı teşvik etme” suçuyla itham edildiği azil maddesini onayladı. Trump böylece görevi süresince hakkında 2 ayrı azil maddesiyle itham edilen ilk ABD Başkanı oldu. Nancy Pelosi’nin oylama öncesinde yayımladığı videoda, Trump’ın olaylı 6 Ocak gününde taraftarlarını kışkırttığı açıkça görünüyor.
Paris’te aralarında PKK’nın kurucularından Sakine Cansız’ın da bulunduğu üç kadının öldürülmesini Başbakan Erdoğan “provokasyon veya iç infaz” olarak yorumladı. Yardımcısı Bülent Arınç “üzüntülerimi ifade ediyorum” dedi. Hükümete yakın medya, cinayetleri Çözüm Sürecine karşı ‘pusu’ ve ‘sabotaj’ diye niteledi. Akıllarda ise dönemin CHP İstanbul İl Başkanvekilinin attığı ve yıllar sonra ona bir buçuk yıl hapis olarak dönen bir tweet kaldı.
“Vatandaş” röportajlarında, Hollywood oyuncuları ve metinlerinin kullanılması… Çektikleri seçim filminde, “muhalefeti destekleyen serseri takımı”nı ve “sağduyulu halk”ı oyuncuların canlandırması bugünlerin uzağında değil: “Asılsız bir şeyi durmadan tekrarlarsanız, insanlar ona inanmaya meyleder.”
Brezilya’daki sağlık otoritesi dün (12 Ocak), Türkiye’de de kullanılacak Çin aşısının koruyuculuğunu yüzde 50,4 olarak ilan etti, oysa SB Bilim Kurulu yüzde 91 demişti. Aslında ‘etkililik’ tartışması çok da anlamlı değil, çünkü bir şeyin etkililiğinin tartışılması ancak o şeyin varlığı koşullarında anlamlı; bizim ise sadece 1 milyon 500 bin kişiye yetecek kadar aşımız var.