ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, beş ay önce ABD üzerinde gezen Çin gözetleme balonunun füzeyle vurulması üzerine iptal edilen Pekin ziyaretinde. Beş yıl sonra yapılan bu ilk ziyarette Blinken, Çin Dışişleri Bakanı ile 7,5 saat görüştü. Ardından dış politikada statüsü dışişleri bakanının üstünde olan Wang Yi ile bir araya geldi. Şimdi gözler ziyaretin son gününde Blinken’in bugün Çin devlet başkanı Şi ile görüşüp görüşmeyeceğinde.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, İkinci Dünya Savaşı’nda Fransa’da Nazilere karşı direnen göçmen işçi lideri Misak Manukyan’ın mezarının, Voltaire, Rousseau, Victor Hugo gibi Fransa’nın en büyük isimlerinin mezarlarının bulunduğu Paris’teki Pantheon’a nakledileceğini açıkladı. 1906’da Adıyaman Besni’de doğan Manukyan, 1915 tehcirinde ailesinin bütün fertlerini kaybetmiş Anadolulu bir Ermeni. Tehcirden bir Kürt aşiretin evlatlık almasıyla kurtulduktan sonra önce Suriye’ye ardından Fransa’ya gitti. Komünist Parti’ye katıldı. İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi işgali altındaki Fransa’da direnişin öncülerinden oldu. Nazi generali Ritter’in ölümüyle sonuçlanan saldırıları örgütleyen Manukyan ve arkadaşları 1944’te kurşuna dizilmişti.
Geçen hafta Yunanistan’ın Mora Yarımadası’ndaki Piros adası açıklarında batan şimdiye kadar 79 kişinin cesedine ulaşılan tekne faciasında felaketin ayrıntıları ortaya çıkıyor ve şüpheler artıyor. 104 kişinin sağ kurtarıldığı teknedeki 500 kişi hala kayıp. Kurtulanlar teknede milletlerarası bir kast sisteminin olduğunu, 400’ü aşkın Pakistanlı mültecinin ambarlara kapatıldığını ve güverteye çıkmalarına izin verilmediğini söylüyor. Tekne batmadan önce tatlı su bittiği için altı kişi hayatını kaybetmiş. Görgü tanıklarına göre teknenin motoru bozulduğu için yardım istendi ama yardım geç geldi. Yunan Sahil Güvenliği de geri itme ve tekneye bağladıkları bir halat yüzünden devrilmesine neden olmakla suçlanıyor. Europol soruşturmaya dahil oldu. 9 Mısırlı kaçakçı yarın mahkeme önüne çıkacak.
“Polonya Kasabı” olarak bilinen ve 1946’da idam edilen Hans Frank’ın oğlu Niklas Frank, yanında sürekli fotoğrafını taşıdığı babasını anlattı: “İdam cezasına karşıyım ama babam bunu hak etti. Pis herifin teki. Her yönden saldırılarla demokrasimize zarar verilmeye çalışıldıkça babam daha çok gülümsüyormuş gibi geliyor.”
Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra geçen hafta milletvekilliğinden de istifa eden Boris Johnson, eski mesleğine geri döndü. Eski gazeteci Johnson artık Daily Mail gazetesine köşe yazıları yazacak. Çektiği videoda çok daha az siyaset yazacağını söyleyen Boris Johnson, ilk yazısında kilolarından kurtulmak için kullandığı Ozempic adlı yeni bir ilacı anlatıyor: “Onlarca yıl fazladan vücut ağırlığının altına gömülmüş Johnson’un zarif ve dinamik versiyonunu bulacak ve onu serbest bırakacaktım. Kabinedeki meslektaşlarım gibi ben de tazı gibi görünecektim. Ama gece yarısı gelen buzdolabı baskınlarımı durduracağını umduğum harika ilaç bende işe yaramadı. Ama yine de milyonların hayatını değiştirebileceğine inanıyorum.”