Aralarında İpek Çalışlar ve Ahmet Ümit’in de olduğu Adalı yazarlar, 26-27 Ağustos’ta Adalar’da gerçekleşecek etkinliklerde okuyucuları ile buluşaşacak.
Organizasyon iki gün boyunca Çelik Gülersoy Kültür...
Geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Ermeni yazar ve gazeteci Mıgırdiç Margosyan ölümümün 1. yılında yazlarını geçirdiği İstanbul Büyükada da anılıyor. Adalar Belediyesi, Adalar Müzesi ve...
Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne atanmasıyla yeniden gündem olan oyuncu Tamer Karadağlı, bundan 20 yıl önce bambaşka bir meseleyle gazetelerin birinci sayfasındaydı: Dönemin en popüler dizisi Çocuklar Duymasın’ın başrol oyuncusu olmasına rağmen Mason locasına üyelik talebi reddedilmişti. Karadağlı’nın Mason olmasına karşı çıkan ünlü loca üyeleri arasında Zeki Alasya ve Zafer Ergin de vardı. Karadağlı’nun Mason olamama gerekçesi ise adının karıştığı seks skandalıydı. 2004 yılında İstanbul Movenpick Otel’de para karşılığı cinsel ilişkiye girdiği ve kendisine seks kasetiyle şantaj yapıldığı ortaya çıkan Karadağlı, basın toplantısı düzenleyerek aldattığı eşinden özür dilemiş, Çocuklar Duymasın dizisindeki rolüne de ara verilmişti. Karadağlı, 2013’de Gezici olup, 2015’de Gezicileri eleştirmiş, 2015’de cemaat gazetesine “Erdoğan’dan korkuyoruz” deyip, bir sonra bu sözlerinden de geri adım atmıştı.
Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne yeniden Ömer Faruk Belviranlı getirildi.
Tasavvuf sanatçısı olan Belviranlı, 2021’de Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu’nda müdürlük yaparken, Erdoğan’ın doğum günü için Konyalı öğrencilerden oluşan bir koroya
“Çok Yaşa Tayyip Dede” şarkısını söylettirmesiyle ünlenmişti.
Gökçeada'da açılacak "Yeniden Buluşacağız: İmroz'un 1964 Belleği" sergisi baskılar nedeniyle iptal edildi. Gökçeada Kent Konseyi, sergi için “Batı Trakya kan ağlarken bunlar bize bizim ülkemizde sövmeye kalkıyor. Kimin haddine” demişti. Kıbrıs’taki olaylara tepki olarak Türkiye, 1964 yılında çıkarılan kararnameyle çoğunluğu İstanbul’da yaşayan Yunanistan vatandaşı 12 bin Rum’u sınır dışı etmiş, Gökçeada ve Bozcaada’daki Rum köyleri boşaltılarak askeri alan ilan edilmiş, okullarda Rumca eğitim durdurulmuş, Gökçeada’ya açık cezaevi açılmış, adalardaki Rumlar göç etmeye başlamıştı.