Valilik, Murat Övüç’ün Kadınlar Matinesi’ne “milli ve manevi değerlere aykırı ve kamu esenliğini olumsuz etkiliyor” diye izin vermedi
Önce Bafra Belediye Başkanı Hamit Kılıç, "Böyle bir etkinliğin yapılmasına müsaade etmeyiz" dedi. Ardından Samsun Valiliği, Bafra ve Atakum'da yapılması planlanan "Murat Övüç Kadınlar Matinesi" etkinliğine izin verilmeyeceğini duyurdu. Gerekçe: “Vatandaşlar, toplumun milli ve manevi değerlerine aykırılık teşkil ettiği, kamu esenliğini olumsuz etkileyeceği yönünde rahatsızlıklarını iletti.”
Barbie gişede 1 milyar dolarla tarihe geçti
Warner Bros'un yazar-yönetmen Greta Gerwig imzaslı gişe rekortmeni filmi vizyona gireli henüz üç hafta olmasına rağmen dünya gişelerinde 1,03 milyar dolar gibi şaşırtıcı bir...
Nijer’de cunta yönetimi askeri müdahale ihtimaline karşı ülkenin hava sahasını kapattı
Nijer'de darbe yönetimi, Batı Afrika Ülkeleri Birliği ECOWAS’ın dün dolan ültimatomundan sonra askeri müdahale ihtimaline karşı ülkenin hava sahasını ikinci bir emre kadar kapattıklarını...
Diğer birinciden itiraz var: “Sorun konuşmaların içeriği değil, protokol konuşmalarının uzamasıydı”
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni birincilikle bitiren Muhammet Emin Ay, törende konuşmasına içeriği nedeniyle dekanlığın izin vermediğini iddia etti. Tepkiler üzerine İstanbul Üniversitesi Rektörü, Ay’a makamında plaket verdi. Ama fakültenin dört birincisinden biri olan Berkay Doğu Yılmaz’dan itiraz var: “Muhammet sadece ‘izin verilmedi’ deyip geçiyor, niye izin verilmediğini söylemiyor. Dekanın bizden iki ricası oldu. Onlar dışında içerik hakkında sıkıntı yaşanmadı. Asıl sorun süre ile ilgiliydi. Protokolün 50 dakika süren konuşmasına rağmen, 4 yıl boyunca dirsek çürütmüş öğrencilere 12 dakikalık konuşma imkanı tanınmamasıdır.”
- Advertisement -
İfade hürriyeti ihlal edilmiş genç bir hukukçu neden evrensel hukuku savunmalıdır?
İstanbul Hukuk birincisinin dekanlığın izin vermediği konuşmasındaki 28 Şubat’ta başörtüsü yüzünden aynı üniversiteden atılmış annesine selamı talihin despotik yöneticilerle dalgasını geçtiği bir adalet anıydı. Ama konuşma metninde evrensel hukukun üzerine konan kurgusal “toplumsal değerler”in üzerine konuşmalıyız. Mesela laiklik toplumsal/kamusal kültürde baskın olduğunda mütedeyyin bir hukukçunun birincilik konuşması evrensel ifade hürriyeti hakkına bakılmaksızın kısıtlanabilirdi ve bu meşru olurdu. Çoğunluk iradesine ve yerelciliğe dayalı bir hukuki tasavvur, eşitsizliklerle lime lime edilmiş bir topluma yol açacaktır. Öyle bir toplumda hukukçulara da pek ihtiyaç kalmaz.