İHH İnsani Yardım Vakfı, İsrail’in bombardımanı sonucu altyapısı yok olan Gazze’de insani yardım çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
Bölgedeki su şebekelerinin ve arıtma tesislerinin kullanılamaz hale gelmesi...
Israel Hayom gazetesi, Netanyahu’nun Türk askerlerinin Gazze’de bulunmasını “kırmızı çizgi” olarak gördüğünü, Türk şirketlerinin de bölgenin yeniden inşasına dahil edilmemesini istediğini yazdı. İsrail anamuhalefeti de Netanyahu’yu Türkiye ve Katar’ı Gazze’ye taşımakla suçladı. ABD ise İsrail’i Türkiye konusunda ikna etmeye çalışıyor. İsrail’e giden Vance, Türkiye’yi övdü: "Yabancı güçlerden kimlerin buraya geleceğine ilişkin İsraillilere herhangi bir zorlama yapmayacağız. Türklerin de bu anlamda şu ana kadar yapıcı bir rol oynadığını görüyoruz. Bunun için de minnettarız."
TSK’nın Irak ve Suriye’deki görev süresinin 3 yıl uzatılmasına ilişkin tezkere, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. DEM Parti ve CHP tezkereye 'hayır' dedi. CHP’li Namık Tan: “TSK Irak ve Suriye’de ucu açık konuşlandırılmaya devam edecekse Komisyonun Ada’ya gitmesi hangi amacı gütmektedir?” DEM Partili Cengiz Çiçek: “Bu tezkereyle Türkiye'deki, Suriye'deki entegrasyon politikalarını baltalıyorsunuz.” AK Partili Fuat Oktay: “Suriye’de istikrar maalesef tam anlamıyla henüz sağlanamamıştır.”
Gazeteci ve hukukçu Ali Duran Topuz, Narin cinayetindeki hukuk-medya-siyaset üçgenini yazdı: “Kurtların gürültüsü kuzuların sessizliğini öyle bir bastırdı ki ve oluşan gürültüden memnun olanlar öyle çok ki insanın umudu kırılıyor. İşin bir ‘soruşturma ve kovuşturma faciası’na evrilmesine yol açan şeylerin başında medya ve siyasetin elbirliğiyle oluşturduğu yüksek desibelli gürültü ortamı geliyordu.” “Narin vakasındaki ilginin altında başka bazı sebepler de yatıyor olmalı. İlk sebep, çocuğun Kuran kursundan çıktıktan sonra kaybolmasıydı. Kuran kursu meselesi daha sıcakken, iki iddia daha ortalığa salındı: Köy bir ‘korucu köyü’ydü, hatta bir ‘Hizbullahçı köyü’ydü ve aramalarda mermiler, silahlar bulunmuştu. Bir televizyon yayınında anne Yüksel Güran’ın söylediği sözlerden akıl almaz bir çarpıtma eşliğinde inanması imkansız sonuçlar çıkarılınca, kimi apaçık, kimi çeşitli biçimlerde süslenmiş kolonyalist söylemler eşliğinde Kürt düşmanlığı da devreye girdi.”
Kürt müziğinin efsane topluluklarından Koma Amed, 30 yıl sonra 25 Ekim’de Diyarbakır’da Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde konser verecek. Newroz Park’taki konsere yüzbinlerce Diyarbakırlının katılması bekleniyor. 1980’lerin sonlarında kurulan grup, 2000’li yılların başında grup üyelerinin bir kısmının siyasi nedenlerle Almanya’ya iltica etmek zorunda kalmasıyla dağılmış, 2024’de yeniden kurulmuştu. 1999’da dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem, grubun çok satan “Dergûş” albümünü Avrupa Birliği bakanlarına hediye etmişti.