Hakkında UCM’nin gözaltı kararı olan Netanyahu, bir kez daha Beyaz Saray’da Trump tarafından ağırlandı.
Netanyahu, Nobel komitesine mektup yazarak Trump’u Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiğini açıkladı ve mektubu Trump’a sundu.
Netanyahu “Sayın Başkan, Nobel Ödül Komitesi’ne gönderdiğim mektubu size sunmak istiyorum. Sizi Barış Ödülü’ne aday gösteriyoruz. Bu ödülü fazlasıyla hak ettiniz, siz onu almalısınız” dedi.
Trump da bu ‘jestten memnun oldu: “Özellikle bunun senden gelmesi çok anlamlı. Çok teşekkür ederim, Bibi. Bu büyük bir onur.”
İkili gazetecilerin sorularına da cevap verdi.
“ “İki devletli bir çözüm olabileceğini düşünüyor musunuz” sorusunun sorulduğu Trump, cevabı Netanyahu’ya bıraktı.
“Bilmiyorum. Bibi’ye bu soruyu sorun. Bu asırlık soruyu cevaplamak için dünyanın en büyük adamına sahipsiniz.”
Netanyahu da soruya Filistin devletine karşı bilindik fikirlerini tekrarlayarak cevap verdi:
“Filistinlilerin kendilerini yönetebilecekleri tüm güce sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum ancak asla bizi tehdit etme gücüne sahip olmamalılar. Bu, genel güvenlik gibi bazı yetkilerin bizim elimizde kalması anlamına geliyor.”
Filistinlilerin başka bir yere yerleştirilmesine ilişkin soruyu yanıtlayan Netanyahu,
“Gazze’de) Kalmak isterlerse kalabilirler ancak ayrılmak isterlerse ayrılabilmeliler. Burası bir hapishane olmamalı. İnsanlara özgür seçim hakkı verilmeli” dedi.
Trump, İran ile yapılması planlanan görüşmelere ilişkin sorulara da ilginç cevaplar verdi:
“İran ile görüşmeleri planladık ve onlar da görüşmek istiyor. Büyük darbe aldılar. Buluşmak istiyorlar. Bir şeyler yapmak istiyorlar. (İran) onlar farklı. İki hafta önce olduklarından çok farklılar. Doğru zamanda İran’a yaptırımları kaldırmak isterim”
İran’a yönelik başka bir saldırı planları olup olmadığına dair yöneltilen soruyu yanıtlayan Trump, “Umarım bunu yapmak zorunda kalmayız” yanıtını verdi.
Trump, bölge ülkelerinin ve Netanyahu’nun isteği üzerine Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırdıklarını ve bununla Şam yönetimine “şans vermek istediklerini” söyledi.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’dan “çok etkilendiğini” belirten Trump, Şara’nın “sert bir geçmişten ve coğrafyadan geldiğini” ifade etti.
Trump, “doğru zaman geldiğinde İran’a yaptırımları da kaldırmak istediğini” kaydederek “Onlara yeniden inşa etme şansı vermek isterim çünkü İran’ın kendini barışçıl bir şekilde yeniden inşa ettiğini görmek isterim. ‘ABD’ye ölüm, İsrail’e ölüm’ demiyorlar artık. Eskiden Orta Doğu’nun zorbasıydı, artık değil.” diye konuştu.
Netanyahu ise istikrar, güvenlik ve barış konusunda Suriye’de artık yeni fırsatlar olduğunu düşündüğünü aktardı.
Trump bu arada, Ukrayna’ya silah gönderme konusu hakkında da “Daha fazla silah göndereceğiz. Göndermek zorundayız, kendilerini savunabilmeleri gerekiyor. Çok ağır saldırı altındalar.” ifadelerini kullandı.
Netanyahu’dan Mamdani’ye yanıt: (New York’a) Trump ile beraber gideceğiz
New York Belediye Başkanı seçilmesi halinde kente geldiği takdirde UCM kararı uyarınca kendisini tutuklayabileceği mesajı veren Mamdani hakkında Netanyahu, “(New York’a) Oraya Başkan Trump ile beraber gideceğim.” dedi.
Trump da Mamdani hakkındaki eleştirilerini yinelerek Mamdani’nin 4 Kasım’daki seçimleri kazansa bile Beyaz Saray’a ihtiyaç duyacağını söyledi.
Başkan Trump, “Her şey Beyaz Saray’dan geçiyor. Beyaz Saray aracılığıyla paraya ihtiyacı var. Uslu dursa iyi olur yoksa başı büyük belaya girer.” diye konuştu.
Mamdani, 2024’te katıldığı bir televizyon programında, Netanyahu’nun New York’a gelmesi halinde tutuklanıp tutuklanmayacağına ilişkin soruya, “Belediye Başkanı olsaydım, New York şehri Netanyahu’yu tutuklardı. Bu, uluslararası hukukla tutarlı değerlere sahip bir şehir. Artık davranışlarımızın da bu değerlere uygun olması gerekiyor.” ifadeleriyle yanıt vermişti.
Sunucunun, “ABD, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) taraf olmasa bile mi?” sorusuna Mamdani, “Bu adımı atarak federal yönetimde eksik olan liderliği göstermenin zamanı geldiğini açıkça ifade etmeliyiz.” diye karşılık vermişti.