“Orada durum, Ebu Gureyb ve Guantanamo hakkında duyduğumuz her şeyden daha korkunç.”
Sde Teiman Gözaltı Merkezi’ni ziyaret eden ilk avukat olan Halid Mahacne durumu böyle özetliyor. İsrail’in Gazze’de tutukladığı 4.000’den fazla Filistinli, 7 Ekim’den bu yana İsrail’in güneyindeki Necef Çölü’ndeli askeri üstte tutuluyor; bu kişilerden bazıları daha sonra serbest bırakıldı, ancak çoğu halen gözaltında.
Avukat Mahacne’ye ilk olarak Şifa Hastanesi’ndeki olayları takip ederken gözaltına alınan muhabiri Muhammed Arab için Al Araby TV başvurdu. Müvekkilini bulmak için İsrailli yetkililere başvuran Mahacne “İsrail ordusunun kontrol merkeziyle temasa geçtim ve onlara tutuklunun fotoğrafını, kimlik kartını ve resmi vekaletname belgemi verdikten sonra, bana (Arab’ın) Sde Teiman’da tutulduğu ve kendisinin gözaltına alındığı bilgisi verildi” diyor.
Mahacne 19 Haziran’da üsse ulaştığında, otomobilini bölgeden uzakta bırakması gerekiyordu. Kendisini içeri taşımak için bekleyen askeri cip ile merkeze ulaşması 10 dakika sürdü. “Bu daha önce herhangi bir hapishane ziyaretimde karşılaşmadığım bir şeydi” diyen avukatın kapıdan merkeze ulaşması yaklaşık 10 dakika sürdü.
“Ziyaretin 45 dakika ile sınırlı olacağını, devletin, kampın veya askerlerin güvenliğine zarar verecek her türlü eylemin ziyaretin derhal durdurulmasına yol açacağını yinelediler. Ne demek istediklerini hâlâ anlamıyorum” dedi Mahacne.
Avukat Mahacne bir bariyerin arkasında kalırken, askerler gözaltındaki gazeteciyi kolları ve bacakları bağlı bir şekilde dışarı sürükledi. Askerler göz bağını çıkardıktan sonra, parlak ışığa alışık olmayan Arab, beş dakika boyunca gözlerini ovuşturdu. “Neredeyim?” müvekkilinin Mahacne’ye sorduğu ilk soru buydu. Sde Teiman’daki çoğu Filistinli nerede tutulduklarını bile bilmiyor; Savaşın başlangıcından bu yana en az 35 tutuklunun bilinmeyen koşullar altında öldüğü göz önüne alındığında, pek çok kişi burayı basitçe “Ölüm Kampı” olarak adlandırıyor.
Mahacne şu ifadeleri kullanıyor: “Yıllardır İsrail hapishanelerindeki siyasi ve adli tutuklu ve mahkumları ziyaret ediyorum; Gözaltı koşullarının çok daha ağırlaştığını ve mahkumların her gün kötü muameleye maruz kaldığını biliyorum ancak Sde Teiman daha önce gördüğüm veya duyduğum hiçbir şeye benzemiyordu.”
Sde Teiman gözaltı merkezini ziyaret eden Avukat Halid Mahacne
‘Mahkemeler bile nefretle dolu’
Mahacne İsrail’de yayın yapan +972 Magazine’e müvekkili Arab’ın gözaltı tesisinde 100 gün kaldıktan sonra neredeyse tanınmaz hale geldiğini anlattı; yüzü, saçları ve ten rengi değişmiş, üzeri kir ve güvercin pisliğiyle kaplanmıştı. Yaklaşık iki aydır yeni kıyafet verilmeyen gazeteciye, avukatın ziyareti nedeniyle ancak o gün ilk kez pantolonunu değiştirmesine izin verildi.
Arab’a göre “tutukluların gözleri sürekli olarak bağlanıyor, elleri arkadan bağlanıyor ve herhangi bir yatak olmadan yerde kambur şekilde uyumaya zorlanıyorlar. Demir kelepçeleri yalnızca haftalık, bir dakikalık duş sırasında çıkarılıyor.
“Ancak mahkumlar yeterli vakit tanınmadığından duş almayı reddetmeye başladı. Kendilerine ayrılan bir dakikanın aşılması halinde, görevliler mahkumları dışarıda sıcak veya yağmurlu saatler de dahil olmak üzere ağır cezalara maruz bırakıyor”
Mahacne, tüm tutukluların, hapishanedeki günlük beslenmenin kalitesizliği nedeniyle kötüleşen sağlık koşullarıyla karşı karşıya olduğunu belirtti: Az miktarda peynir ve bir parça salatalık veya domates. Ayrıca şiddetli kabızlık çekiyorlar ve her 100 mahkuma günde yalnızca bir rulo tuvalet kağıdı veriliyor.
Avukat Mahacne +972’ye şunları aktardı: “Bazıları yaşlı ve küçük 100’den fazla kişi bir depoda tutulduğu halde mahkumların birbirleriyle konuşması engelleniyor. Namaz kılmalarına, hatta Kur’an okumalarına dahi izin verilmiyor.”
Tecavüz sistematik bir işkence yöntemi
Arab ayrıca avukatına, İsrailli gardiyanların, hapishane emirlerini ihlal eden altı mahkuma diğer tutukluların gözü önünde sopayla cinsel saldırıda bulunduğunu ifade etti. Mahacne şunları anlattı: “Tecavüzlerden bahsettiğinde ona ‘Muhammed, sen gazetecisin, bundan emin misin?’ diye sordum. “Ama bunu kendi gözleriyle gördüğünü ve bana anlattıklarının orada olup bitenlerin yalnızca küçük bir kısmı olduğunu söyledi.”
CNN ve New York Times da dahil olmak üzere çok sayıda medya kuruluşu , Sde Teiman’da tecavüz ve cinsel saldırı olaylarını bildirdi. Bu hafta başında sosyal medyada dolaşan bir videoda, yakın zamanda gözaltı kampından serbest bırakılan Filistinli bir mahkum, çok sayıda tecavüze ve İsrail askerlerinin köpekleri ile mahkumlara cinsel saldırıda bulunduğu vakalara şahsen tanık olduğunu söyledi.
Arab’a göre sadece geçtiğimiz ay içinde çok sayıda mahkum şiddetli sorgulamalar sırasında öldürüldü. Gazze’de yaralanan diğer tutuklular anestezi yapılmadan zorla uzuvları kesiliyor veya vücutlarından kurşunlar çıkarılıyor ve hemşirelik öğrencileri tarafından tedavi ediliyorlardı.
İnsan hakları örgütleri, Sde Teiman’daki mahkumlara yönelik ciddi hak ihlallerine karşı koymakta büyük ölçüde başarısız oldu ve daha fazla inceleme yapılmasını önlemek için çoğunun tesisi ziyaret etmesi bile engellendi. Mahacne , “Bölge Savcılığı, sert eleştirilerin ardından bu gözaltı merkezinin kapatılacağını açıkladı ancak hiçbir şey olmadı” dedi.
“Mahkemeler bile Gazze halkına karşı nefret ve ırkçılıkla dolu.”
Mahacne, tutukluların çoğunun resmi olarak herhangi bir örgüte üye olmakla veya herhangi bir askeri faaliyete katılmakla suçlanmadığını kaydetti; Arab’ın kendisi hâlâ neden gözaltına alındığını veya ne zaman serbest bırakılabileceğini bilmiyor. İsrail ordusunun özel birliklerinden askerler, Sde Teiman’a vardıklarından beri Arab’ı iki kez sorguya çekti. İlk sorgunun ardından “kimliği açıklanmayan bir örgütle bağlantılı olduğu şüphesi” nedeniyle tutukluluk halinin süresiz olarak uzatıldığı öğrenildi.
‘Kimden intikam almak için?’
Son aylarda uluslararası medya kuruluşları, serbest bırakılan mahkumların ve Sde Teiman’da çalışan doktorların birçok ifadesini yayınladı. New York Times’a konuşan İsrailli Doktor Yoel Donchin, İsrail askerlerinin tedavi ettiği kişilerin çoğunu neden gözaltına aldığının belirsiz olduğunu ve bu kişilerin bazılarının “savaşta yer alan savaşçılar olma ihtimalinin çok düşük olduğunu” belirtti.
The Times ayrıca, daha sonra kimliği belirlenip Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde savaş suçlarıyla itham edilme korkusu nedeniyle tesisteki doktorlara resmi belgelere isimlerini yazmamaları veya hastaların yanında birbirlerine isimleriyle hitap etmemeleri talimatı verildiğini de bildirdi.
Tesisin derme çatma hastanesinde doktor olarak çalışan bir görgü tanığı, CNN’e “Onları insani tüm özelliklerden soyutladılar. [Dayaklar] istihbarat toplamak için yapılmadı. Başka bir görgü tanığı, “İntikam için yapıldılar” dedi. Bu, Filistinlilerin 7 Ekim’de yaptıklarının ve kamptaki davranışlarının cezasıydı” ifadelerini kullandı.
İsrail hapishane hizmeti müdahale birimi olan Keter birimi üyeleri, Güney İsrail’deki bir hapishanede tutuklular ellerini başlarının üstüne koyarken görülüyor, 14 Şubat 2024. (Chaim Goldberg/Flash90)
Mahacne, Sde Teiman’ı ziyaretinden bu yana derin bir hayal kırıklığı ve öfke hissediyor; ama hepsinden önemlisi dehşet. “15 yıldır bu mesleğin içindeyim… Tutuklulara tecavüz ya da bu tür aşağılamalar duyacağımı hiç beklemiyordum. Ve tüm bunlar sorgulama amaçlı değil -çünkü çoğu mahkum ancak günlerce süren tutukluluktan sonra sorguya çekiliyor- ama bir intikam eylemi olarak yapılıyor. Kimden intikam almak için? Hepsi sivil gençler, yetişkinler ve çocuklar. Sde Teiman’da Hamas üyesi yok çünkü bunlar Shabas’ın (İsrail Hapishane Servisi) elinde.”
Mahacne, Sde Teiman’dan net bir mesaj aktardı: “Gazeteci Muhammed Arab ve gözaltı merkezindeki diğer mahkumlar, uluslararası topluma ve uluslararası mahkemelere onları kurtarmak için harekete geçme çağrısında bulunuyor. Bütün dünyanın İsrail tarafından kaçırılanlardan söz etmesi ve kimsenin Filistinli tutuklulardan bahsetmemesi düşünülemez.”
Mahacne, 45 dakikalık kısa röportajından sonra tutuklu gazeteciye ne olduğunu bilmiyor. “Ona saldırdılar mı? Onu öldürdüler mi? Ben bu konuda her zaman düşünüyorum.”