Ana SayfaDış HaberÇEVİRİ | Şam uçurumun kenarından geri dönebilir mi?

ÇEVİRİ | Şam uçurumun kenarından geri dönebilir mi?

Suriye uzmanları Walid Al Nofal ve Lara Ezzouqi, Suriye sahillerinde yaşanan dehşetli iki günün bilançosunu yazdı: En az 200 sivilin öldüğü iki günlük kanlı çatışmaların ardından, Suriye Savunma Bakanlığı ve Genel Güvenlik Güçleri, Cumartesi günü eski Esad rejimine sadık güçlere karşı kıyı bölgesindeki operasyonları durdurdu. Bu karar, bölgedeki “kontrol dışı unsurlar”ın temizlenmesi beklentisiyle alındı.

Şam’ın güvenlik güçleri, Perşembe gününden bu yana bölgede “rejim kalıntıları” olarak adlandırılan gruplarla yaşanan büyük askeri çatışmaların ardından kıyı bölgesinin ana şehirlerine yeniden konuşlandı. Çatışmalar, Esad yanlısı güçlerin Perşembe günü hükümet güçlerine yönelik “hesaplanmış ve önceden planlanmış bir saldırı” düzenlemesiyle başladı.

Suriye İnsan Hakları Ağı’na (SNHR) göre, çatışmalar sırasında ve bağlantılı şiddet olaylarında, Lazkiye, Tartus ve Hama kırsalında hükümet güçleri ve onlara bağlı gruplar tarafından en az 164 sivil öldürüldü. Bunların yedisi çocuk ve 13’ü kadındı. Aynı zamanda, Şam’ın güvenlik güçlerinden 121 kişi ve 26 sivil eski rejim güçleri tarafından öldürüldü. “Bu rakamlar en az ve ön rapor niteliğindedir,” diyen SNHR yetkilisi Nur el-Hatib, Pazartesi günü güncellenmiş bir rapor yayımlayacaklarını belirtti.

Suriye Genel İstihbarat Servisi Başkanı Anas Khattab, eski Esad rejisine bağlı askeri ve güvenlik liderlerini “Suriye kıyısındaki suçları planlamak ve yönetmekle” suçladı. Perşembe günü sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, saldırıların “adalet ve yargı tarafından aranılan ve yurtdışına kaçan bazı isimler tarafından yönlendirildiğini” iddia etti.

“Açık Katliam

Perşembe, 6 Mart öğleden sonra, silahlı gruplar Suriye’nin kıyı vilayetlerindeki hükümet güvenlik merkezleri ve kontrol noktalarına saldırdı. Şiddetin, Lazkiye’nin güneyinde bulunan Ceble kırsalındaki Beyt Ana ve el-Daliya kasabalarındaki güvenlik güçleri ile gençler arasındaki bir kavganın ardından mı yoksa önceden planlanmış bir şekilde mi patlak verdiği henüz net değil.

Tartus’ta yaşayan gazeteci Ram Asaad, “Hükümet güçleri kışlalarında kuşatma altına alındı ve Şam, bölgeyi kontrol altına almak için büyük askeri takviyeler gönderdi” dedi.

Tartus merkezli insan hakları ve siyasi aktivist Hadice Mansur, son kıyı çatışmalarının yayılmasını, devlet memurlarının hukuksuz bir şekilde işten çıkarılması ve kötü ekonomik koşulların insanları kandırılmaya ve savaşa sürüklenmeye yatkın hale getirmesiyle ilişkilendirdi.

“Mevcut hükümetin hataları var ama bu hatalar reform ve tartışmayı gerektirir, şiddet ve öldürmeyi değil,” diyen Mansur, eski rejimin adamlarının “köylerine kapanarak mezhepsel kışkırtmalarla mevcut hükümetle cepheler açmaya çalıştığını” söyledi.

Son günlerde sosyal medyada dolaşan birçok video, aşırı güç kullanımını ve sivillerin sahada infaz edilmesini gösteriyor.

Bir videoda, hükümet güçlerine mensup iki kişi, askeri operasyonlar sırasında bir helikopterden füzeler atarken görülüyor. Bir Suriye askeri yetkilisi, bu mühimmatın Lazkiye kırsalındaki dağlık bölgelerde bulunan eski rejim unsurlarını hedef aldığını belirtti.

Mezhepsel gerilimler

Cuma günü, Alevi İslam Konseyi bir açıklama yaparak, “Eski rejim bizi fakir bıraktı, geçinmenin tek yolu orduya katılmak ya da devlet işlerinde çalışmaktı” dedi.

Konsey, yeni yönetimle yapılan tekrar eden toplantılarda, güvenlik güçleriyle işbirliği yapılması, mezhepsel kışkırtmaların sona erdirilmesi ve işten çıkarılan devlet memurlarının yeniden görevlendirilmesi çağrısında bulundu.

Şam hükümeti, kıyıdaki operasyonlar sırasında ihlallerin yaşandığını kabul etti ve Cumartesi günü, “talimatlara uymayan ve sivillere karşı şiddet uygulayan” bir askeri grubu tutukladı.

“Yabancı Eller

Yeni Suriye yönetimi, kıyıdaki son askeri tırmanıştan “yabancı ellerin” sorumlu olduğunu defalarca iddia etti. İran özellikle, eski rejime verdiği geniş destek nedeniyle Esad yanlısı güçleri desteklemekle suçlandı.

Mansur, “Kıyıdaki saldırının İranlı yetkilinin açıklamasından sonra gerçekleşmesi, bu olayın önceden planlandığını ve sistematik bir şekilde yürütüldüğünü gösteriyor” dedi.

Ancak Suriye’nin bölünme olasılığına inanmadığını ekledi: “Kıyıda bölünme ya da uluslararası koruma fikrini reddeden yüksek bir ses var.”

Suriye hükümetinin kıyıda yaşanan ihlallere karşı harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Abdel Nour, “Esad rejimi askeri çözümlere bel bağladığı için sona erdi. İleriye giden yol, siyasi, askeri ve ekonomik boyutları kapsamalıdır” dedi.

- Advertisment -