Bundan on yıl önce Ahmed el-Şaraa, Suriye’de el-Kaide’nin bağlı kuruluşunun ikinci komutanı olarak intihar bombalamalarını planlıyordu. Üç ay önce, kanlı bir isyancı grup olan ve Suriye’nin acımasız diktatörü Beşar Esad’ı deviren Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) komutanıydı. Bugün ise ülkenin geçici başkanı. Küresel bir ticaret savaşı yaşanırken ve transatlantik ittifakı zayıflarken, Amerika’nın Şaraa’ya yardım etmesi en son yapılacak şey gibi görünebilir. Ancak, eğer şimdi Suriye’ye yönelik yaptırımlar askıya alınmazsa, ülke ekonomik çöküşe sürüklenecek. Bu da kaçınılmaz olarak Suriye’yi başarısız bir devlete dönüştürecek ve bölgedeki komşularına kaos ihraç edecek.
Şaraa anlaşılması zor bir figür. Askeri üniformalarla şık takım elbiseler arasında gidip geliyor. Batılılara duymak istediklerini söylüyor: Yetkinliğe dayalı, etnik ya da dini kimliklere göre ayrılmayan çeşitli bir hükümet kuracağını ve Suriyelilerin kendi liderlerini seçmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak demokrasiyi taahhüt etmekten kaçınıyor, siyasi partilerin serbest olup olmayacağını söylemiyor ve şeriat (İslam hukuku) uygulayıp uygulamayacağını netleştirmiyor. Mart ayına kadar bir geçiş hükümeti kurma taahhüdü ise bozulmuş durumda.
Suriye’de siyasi süreç duraklarken, ekonomi serbest düşüşte. Şam’da günde sadece birkaç saat elektrik veriliyor. Aralık ayından bu yana ekmek fiyatları sekiz katına çıktı. Bankamatiklerden az miktardaki nakit parayı çekmek için saatlerce bekleniyor. İthalat artmış olsa da, nakit ya da dijital ödeme seçeneklerinin yetersizliği nedeniyle pek çok Suriyeli bu ürünleri satın alamıyor.
Bu ekonomik sefaletin büyük kısmı, onlarca yıllık diktatörlük, yıllarca süren iç savaş ve devrim sonrası yaşanan kaosun yıkıcı etkilerinden kaynaklanıyor. Ancak, başlangıçta Esad rejimini cezalandırmak için tasarlanan Batı yaptırımları da bu durumda önemli bir rol oynuyor. Bu yaptırımlar, ülkeyi yabancı finans kuruluşları, işletmeler ve hükümetler için adeta radyoaktif hale getiriyor. Sonuç olarak, Suriye fiziksel para ithal edemiyor, küresel bankacılık sistemine sınırlı erişimi var ve dış ticaretten yeterli gelir elde edemiyor; dahası, yeniden inşa süreci için gereken yatırımları finanse etmekte zorlanıyor.
Yaptırımları sürdürmenin gerekçesi, Şaraa’yı daha liberal bir yola itmek için bir baskı aracı yaratmaktır. Ancak sorun şu ki, yaptırımlar şimdi kaldırılmazsa, yaratacağı ekonomik felaket tam da bu liberal yolu kapatarak şiddet ve aşırılığı teşvik edecek. Anarşi, Şaraa’nın rakiplerinin işine yarayacaktır. Diğer silahlı İslamcı gruplar, onun topladığı güçten rahatsızlık duyuyor. Çöküşten korkan İsrail, Şam’ın güneyinde silahsızlandırılmış bir bölge kurmaya çalışıyor. Eğer Suriye çökerse, Avrupa’ya daha fazla mülteci akını yaşanacaktır.
Bunun bir alternatifi var: Yaptırımların bir yıl süreyle kaldırılması. Bu, Suriye’ye nakit para getirilmesine, para basmak için gerekli makine ve kâğıdın temin edilmesine olanak tanıyacaktır. Suriye, küresel piyasalarda daha fazla petrol satabilir ve gelir elde edebilir. Yurtdışında saklanan sermaye ülkeye geri dönebilir. Diğer ülkeler de yardım edebilir. Katar, kamu çalışanlarının maaşlarını dört kat artırmaya yönelik verilen bir sözün karşılanmasına yardımcı olmak için Suriye Merkez Bankası’na aylık 120 milyon dolar yatırmayı düşünüyor.
Eğer Şaraa, örneğin bir İslamcı diktatörlük kurarak Suriye’yi daha kötü bir yöne sürüklerse, yaptırımlar bir yıl içinde yeniden uygulanabilir. Orta Doğu konusunda çalışan birkaç uzmanı bulunan Beyaz Saray, bu duruma dikkat etmiyor gibi görünüyor. Donald Trump’ın işlem odaklı dünya görüşünde Suriye’nin sunacak pek bir şeyi yok. Ancak burada seçenekler net: Ya felaket ya da küçük de olsa bir başarı ihtimali. Yaptırımları şimdi kaldırın.
ÇEVİRİ | The Economist: Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırmak delilik gibi görünebilir, ta ki alternatifi düşünene kadar
Suriye’ye yaptırımları sürdürmenin gerekçesi, Şaraa’yı daha liberal bir yola itmek için bir baskı aracı yaratmaktı. Ancak sorun şu ki, yaptırımlar şimdi kaldırılmazsa, yaratacağı ekonomik felaket tam da bu liberal yolu kapatarak şiddet ve aşırılığı teşvik edecek. Anarşi, Şara’nın rakiplerinin işine yarayacaktır. Çöküşten korkan İsrail, Şam’ın güneyinde silahsızlandırılmış bir bölge kurmaya çalışıyor. Eğer Suriye çökerse, Avrupa’ya daha fazla mülteci akını yaşanacaktır. Eğer bir nefes alma imkânı sağlanmazsa, ülke başarısız bir devlet haline gelecek. Ya felaket ya da küçük de olsa bir başarı ihtimali. Yaptırımları şimdi kaldırın.
