Dünyanın farklı ülkelerinden araştırmacıları bir araya getiren Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ve Alman Paper Trail Media şirketinin ortak soruşturmasında, Güney Kıbrıs’ın faaliyetleri hakkında anonim bir kaynaktan gelen 3.6 milyon dosyadan oluşan veritabanı incelendi. İncelemeler sonucunda Güney Kıbrıs’ta Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgalini destekleyen ve yaptırım listesine alınan Rus oligarkların yüz milyonlarca dolarlık varlıkların saklandığı ortaya çıktı.
ICIJ’in sızdırılan kayıtlar üzerinde yaptığı analiz, 2014’ten bu yana yaptırım uygulanan Rusların sahip olduğu ya da kontrol ettiği gizli yargı alanlarında kayıtlı yaklaşık 800 şirket ve tröst buldu.
1990’ların ortalarından Nisan 2022’ye kadar uzanan sızdırılan belgeler üzerinde DW Türkçe’nin de dâhil olduğu 67 medya kuruluşundan 270’ten fazla gazeteci yaklaşık sekiz ay boyunca çalıştı.
Merkezleri Güney Kıbrıs’ta bulunan MeritServus, MeritKapital, ConnectedSky, Cyprodirect, DJC Accoyntants ve Kallias & Associates isimli şirketler tarafından sızdırılan 3 milyon 600 bin belgenin 8 ay süren incelemesi sonrasında yayımlanan raporda, dünyaca ünlü denetim, vergi ve danışmanlık hizmeti veren PwC şirketinin, Rus oligarkların kara para aklama girişimlerine çanak tuttuğu ortaya çıktı.
Raporda, uluslararası danışmanlık PwC’nin Güney Kıbrıs’ta ofis açtığı (PwCCyprus) ve 1100 Ukrayna işgalinin başından itibaren Putin’in müttefiklerinin hizmetine verdiği, 2014’te Kırım yüzünden yaptırım listesinde bulunan 25 oligarktan en az 12’si için çalıştığı da kaydedildi. PwCCyprus’un Alexey Mordashov isimli Rus sanayicinin 1,4 milyar dolarlık yatırımını, onun adına transfer ettiği belirtildi.
Raporda PwC’nin eski ortakları tarafından kurulan Abacus Ltd. isimli şirketin Petr Aven isimli Rus milyarder ile ilgili İngiltere Ulusal Suç Dairesi tarafından yürütülen mahkeme sürecinin odağında bulunduğu ve Aven’in, Abacus aracılığıyla (mal varlığını karmaşık para-finans ağı aracılığıyla saklayarak- yaptırımlardan kaçmakla itham edildiği kaydedildiği de ifade ediliyor.
PwC dosyalarını inceleyen Uluslararası Şeffaflık Örgütü avukatı Kush Amin’e göre ise PwC’nin Mordashov ile çalışması “yüksek riskli kişilerin yaptırımların etkilerinden kaçınmasına yardımcı olma konusunda açık bir isteklilik gösterdiğine” işaret ediyor.
ICIJ, yaptırım uygulanan bu 96 Rus’tan 67’sinin oligark olduğunu ve bunların çoğunun Forbes’un 2023 dünya milyarderleri sıralamasında yer aldığını tespit etti.
Raporda İngiliz mahkemelerinin, Dimitris Yoanndis adlı bir kişiyi mal varlıklarını karmaşık para-finans ağları aracılığıyla saklamaya çalışan Rus oligarklara yardım etmekle suçladığı, Yoannidis’e ait MeritServus isimli şirketin ise Roman Abramoviç’le yakın ilişki içerisinde olduğu, adı yaptırım listesinde bulunan Konstantin Malofeyev de dahil Rus oligarklara ait veya onların kontrolündeki 100’den fazla Rum şirketin çalışmalarını yönettiği bilgisi veriliyor.
Chelsea Futbol Kulübü’nün eski sahibi Abramoviç, İngiltere ve Avrupa Birliği (AB) tarafından yaptırımlara maruz kalmış, ancak daha önce Putin ile herhangi bir mali ilişkisi olduğunu reddetmişti. Sızan belgeler, Abramoviç’i 2010 yılında 40 milyon dolarlık gizli bir anlaşmayla ilişkilendiren yeni kanıtları ortaya koyuyor.
Söz konusu gizli anlaşmayla, Abramoviç ile bağlantılı şirketlerin sahip olduğu karlı bir Rus reklam şirketi Video International’ın hisseleri, Putin’in yakın çevresinden iki kişiye değerinden daha düşük bir bedelle devredildi.
Raporda “Rus müşterileri çeken büyük bir offshore hizmet ajansı kuran avukat” olarak tanımlanan eski Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis’in, görevi devralmadan önce yöneticisi olduğu avukatlık ofisindeki ortaklarının Putin’in müttefikleriyle anlaşmalar da dahil olmak üzere çok büyük miktarda şüpheli gelirin aklanmasıyla bağlantılı paravan şirketlerde görev aldığı kaydedildi. Anastasiadis’in başkan olur olmaz şirketini iki kızına ve diğer ortaklarına bıraktığı ve Moskova’ya giderek Putin ile görüşerek daha güçlü ekonomik ilişkiler kurduğu hatırlatıldı.
Raporda ayrıca, Güney Kıbrıs’ın oligarkların gerek yat, gayrimenkul, para finans imkanları olarak Rusya dışında saklanması ve yeniden Rusya’ya yatırılması, gerekse Batı’daki demokratik kurumların erozyona uğratılması için kullanılmasına yönelik mal varlığı transferlerindeki rolüne işaret edildi.
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu tarafından yapılan soruşturmaya yanıt olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hükumeti, gelen yıl faaliyete geçmesi beklenen Avrupa Birliği yaptırımlarının uygulanmasını izleyecek bir birim kurmak için İngiliz hükumetinden teknik destek aldığını aktardı.