TBMM’de konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Neredeyse bütün dünya İsrail’i soykırım nedeniyle yalnız bırakmıştır. Sadece Amerika’nın kayıtsız şartsız desteğiyle İsrail mevcut savaş tutarına devam etmektedir” dedi. “İsrail’le ticaretini tamamen kesen tek ülke biziz” vurgusu yapan Fidan, çözüm için Doğu Kudüs başkentli Filistin devleti çağrısını yineledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen olağanüstü toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını “soykırım suçu” olarak nitelendirdi. Fidan, “Neredeyse bütün dünya İsrail’i soykırım nedeniyle yalnız bırakmıştır. Sadece BM Güvenlik Konseyi olan Amerika’nın kayıtsız şartsız desteğiyle İsrail mevcut savaş tutarına devam etmektedir” dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un çağrısıyla toplanan Genel Kurul’da milletvekillerine hitap eden Fidan, Filistin meselesinin Türkiye için “milli bir dava” olduğunu belirtti. Fidan, “Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm devlet organları ve milletimiz bir bütün olarak Filistin meselesini sahiplenmektedir” diye konuştu.
“GAZZE’DE 62 BİNDEN FAZLA FİLİSTİNLİ ŞEHİT EDİLDİ”
Gazze’deki krizin derinleştiğine ve Batı Şeria’da fiili ilhak adımlarının başladığına dikkat çeken Fidan, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İsrail, iki yıldır Gazze’de soykırım suçu işleyerek dünyanın gözü önünde temel insani değerleri hiçe saymaktadır. Devam eden soykırım sonucunda Gazze’de 62 binden fazla Filistinli kardeşimiz şehit edilmiştir.”
Fidan, Gazze’nin yüzde 85’inin İsrail askeri kontrolü altında olduğunu, geri kalan kısmının da işgal altına alınmak istendiğini söyledi. “Bugün itibarıyla da orduya hareket emri verdiğine dair bilgiler intikal etmektedir” diyen Fidan, bir milyondan fazla Filistinlinin yeniden yerinden edilmesinin amaçlandığını belirtti.
“İSRAİL TARİHİN EN IRKÇI HÜKÜMETİ”
İsrail’in iki devletli çözüm vizyonunu yok etmek istediğini belirten Fidan, “İsrail tarihin en ırkçı hükümeti ancak haddini bildiği takdirde saldırganlığını frenleyecektir” dedi. Türkiye’nin, Gazze’den tehciri öngören her türlü plana karşı olduğunu yineleyen Bakan Fidan, “Kim tarafından sunulursa sunulsun böyle bir plan bizim nezdimizde hükümsüzdür” ifadelerini kullandı.
“İSRAİL, AÇLIĞI SİLAH HALİNE GETİRMİŞTİR”
İsrail’in devlet terörü uyguladığını söyleyen Fidan, BM’nin Gazze’de kıtlık ilan ettiğini hatırlatarak, “Bu bir doğal afet değildir. Bu açlığı silah haline getiren kasıtlı ve zalim bir politikanın sonucudur” dedi. Yerleşimcilerin Filistin halkına ve Mescidi Aksa’ya yönelik saldırılarını da hatırlatan Fidan, Netanyahu hükümetinin yasa dışı eylemlerini artırdığını vurguladı.
“İSRAİL, SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ İSTEMİYOR”
İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki işgalini genişlettiğini ve Suriye topraklarının içine kadar girdiğini aktaran Fidan, “Şam’ı vuracak kadar cüretkar bir hezeyan içerisine girmiştir. İsrail, Suriye’deki hassas noktaları kaşıyarak istikrarlı, güçlü, milli birlik ve beraberliğini sağlamış ve toprak bütünlüğüne sahip bir Suriye istemediğini açıkça göstermiştir. Suriye’nin kadim ve değerli topluluklarının bu çarpık hedefler doğrultusunda istismar edilmesine asla izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
“BİZDEN BAŞKA İSRAİL’LE TİCARETİNİ TAMAMEN KESEN ÜLKE YOK”
Türkiye’nin İsrail’e yönelik attığı somut adımları sıralayan Fidan, “İsrail’le ticaretimizi tamamen kestik. İsrail gemilerine limanlarımızı kapattık. Türk gemilerinin İsrail limanlarına gitmesine izin vermiyoruz. İsrail’le ticaretini tamamen kesen başka ülke altını çiziyorum bulunmamaktadır” açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin Gazze’ye gönderdiği yardımların 100 bin tonu aştığını kaydeden Fidan, Türkiye’nin diplomatik alanda yürüttüğü çalışmalara da değindi:
“BM, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi gibi uluslararası kuruluşlarla ortak çalışmalar yürüttük. Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısını İstanbul’da düzenledik.”
“İLLÜZYON PERDESİ NİHAYETİNDE İNMİŞTİR”
Gazze’deki insani felaketin artık son bulması taleplerini yüksek sesle dillendirmeye başlaması geç kalınmış ama oldukça değerli bir adım olduğunu söyleyen Fidan, sözlerine şöyle devam etti:
“Kararlı diplomatik çabalarımızla daha önce bu konuda net tavır alamayan ülkeleri dahi sürecin çok şükür paydaşları haline getirdik. Gayretlerimiz sayesinde İsrail’in yıllardır zihinlerde inşa ettiği o sahte meşruiyet zemini artık çökmüş kurduğu illüzyon perdesi nihayetinde inmiştir. Yaşanan vahşetin büyüklüğü karşısında maske düşmüş Batı kamuoyları ilk kez gerçek bir vicdan muhasebesine mecbur kalmıştır. Bugün itibariyle yaklaşık 150 ülke Filistin’i tanımış durumdadır. İslam dünyasının yanı sıra İspanya, İrlanda ve Avrupalı fikirdaş ülkelerle yakın temaslarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz.”
“İSRAİL, GAZZE’DEKİ FİLİSTİNLİLERİ ZORLA GÖÇ ETTİRMEK İSTİYOR”
Son askeri operasyon kararının ardından bir milyon Filistinlinin kuzeyden güneye zorla göç ettirilmek istendiğini belirten Fidan, “Yasa dışı yerleşimcilerin daha şimdiden Gazze’deki topraklara yerleşmeye hazırlandığını görüyoruz” dedi.
Orta Doğu’daki istikrarsızlığın temelinde Filistin sorununun yattığını vurgulayan Fidan, çözümün 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletiyle mümkün olacağını belirtti.
Özgür Özel: Filistin’e destek ziyareti yapalım var mısınız?
Gelin hep birlikte davranalım. Örneğin buradan teklif ediyorum ve hiçbir genel başkanımızın buna itiraz edeceğini düşünmüyorum. Sayın Erdoğan’ın başkanlığında Türkiye’deki bütün muhalefet partilerini Filistin’e destek ziyareti yapmaya davet ediyorum. Biz varız, var mısınız?
Bugün, bu Meclis’in çalışmalarına devam etmesi, tatile dönmemesi için bir önerge vereceğiz ve ilk işim Filistin İzleme ve Destek Komisyonu kurulmasını teklif ediyoruz, var mısınız? diyerek şunları söyledi:
Filistin’de 300 tane çocuk açlıktan ölüyorsa, bunda vebal bütün dünyanınsa en büyük vebal bizim değilse kimindir? Bunu yapmayacaksak bizim dünyanın öbür ucundan gelen Kanada’nın BAE’nin yaptığını, Mısır’ın cesaret ettiğini, Singapur’un yaptığını yapmamamızın sebebi nedir? Filistin’e asker indir demiyorum, silah indir demiyorum. Mama yolla, su yolla, un yolla, ekmek yolla. Bunu yapmadan sizi bu millet burada oturtmaz arkadaşlar. Siyaseti siyaset olsun diye yapmıyoruz, siyaseti söz olsun diye de yapmıyoruz. Siyaseti gerçekten hissettiğimiz için yapıyoruz. Gerçekten utandığımız için buradayız
Tezkere kabul edildi
TBMM Başkanı Kurtulmuş’un imzasını taşıyan, İsrail’in Gazze’deki İşgalini Genişletme Kararı ve Filistin Halkına Yaptığı Soykırım Hakkında Tezkere, aTBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Tezkerede şu ifadelere yer verildi:
“İsrail Filistin halkına karşı on yıllardır sürdürdüğü işgal, imha ve ilhak politikalarını, son iki yıldır özellikle Gazze’de bir soykırıma dönüştürmüştür.
İsrail’in sürdürdüğü soykırım, kıtlık ve açlık politikaları on binlerce cana mal olmuştur. Soykırımcı Netanyahu hükümetinin Gazze halkını açlığa ve kıtlığa kasten mahkûm ettiği BM ve diğer uluslararası kuruluşlarca da ifade edilmiştir.
Gazze’yi işgal operasyonunu genişletme kararı alarak katliamlarına ve zulme devam eden İsrail, son iki yılda büyük çoğunluğu kadın ve çocuk 70 bine yakın insanı öldürmüş, 150 binden fazla kişiyi yaralamış, bölgenin sivil altyapısını imha etmiştir.
Filistinli kadınlar, çocuklar, gençler ve yaşlılar soykırımcı İsrail güçlerince adeta bir ölüm ve açlık hapishanesine mahkûm edilmişlerdir. Bu canice eylemleriyle yetinmeyen Netanyahu ve çetesi, Filistinlileri yok etme çabasını bir üst aşamaya taşıyarak Gazze dahil tüm Filistin yerleşimlerini ilhak etme politikasını uygulamaya koyma aşamasına gelmiştir.
İsrail; Kudüs ve Batı Şeria’da da işgal güçleri ve yasadışı yerleşimciler vasıtasıyla Filistinlilere uyguladığı şiddeti artırmış; toprak işgalini, yasadışı yıkımları ve yasadışı yerleşim inşasını hızlandırmıştır.
Ne yazık ki Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi dışında hiçbir küresel kurum İsrail hükümetinin hukuksuz kararlarını ve katliamlarını durdurmaya yönelik bir girişimde bulunmamaktadır.
Neredeyse yeryüzünün her karışında insanlık cephesinin yükselen sesi, bu zulme sessiz kalan ya da destekleyen hükümetleri son zamanlarda Filistin halkının yanında durmaya zorlamaktadır.
Bu karanlık tablonun umut veren tarafı ise daha önce sessiz kalan ya da İsrail’e destek veren bazı devletlerin Filistin’i tanımaya ve İsrail’i boykot etmeye yönelik kararları devreye almasıdır. Gelinen aşama insanlık vicdanının büyük bir başarısıdır.
Bugün burada TBMM olarak bizler Filistin halkıyla dayanışmaya ve İsrail’in durdurulmasına yönelik tekliflerimizi ve çağrımızı dünya parlamentolarına iletmek için toplanıyoruz.
Ümit ederiz ki bizimle beraber insanlığın sesini ve vicdanını yükseltmeye destek olacak dünya parlamentoları da bu çağrımıza katılır ve hep birlikte harekete geçeriz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu olarak;
1. Filistin halkının İsrail tarafından on yıllardır maruz bırakıldığı işgal, imha ve ilhak uygulamalarını en güçlü şekilde kınıyoruz.
2. Filistin halkına yönelik katliamların ve son olarak Gazze’de kıtlığın bir imha silahı olarak kullanılmasının soykırım suçu teşkil ettiğini vurguluyoruz.
3. Uluslararası toplumu, İsrail’i Gazze’de kalıcı bir ateşkesi kabul etmeye, silahlı güçlerini bölgeden çekmeye ve Gazze’ye kesintisiz insani yardım ulaşımını sağlamaya zorlamak için daha fazla çaba göstermeye davet ediyoruz.
4. Kudüs ve Batı Şeria’daki yasadışı yerleşim faaliyetlerini ve Filistin halkına yönelik şiddeti telin ediyoruz.
5. Filistin topraklarında soykırım ve sömürge suçlarını işleyenlerin mahkemeler önünde hesap vermelerinin temin edilmesi çağrısında bulunuyoruz.
6. 1967 sınırları temelinde, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’nin hayata geçirilmesinin adil ve kalıcı barışın sağlanmasının tek yolu olduğunu kayda geçiriyoruz.
7. Mescid-i Aksa başta olmak üzere Müslümanların kutsal mekanlarına siyonist rejim tarafından yapılan saldırı ve provokasyonların mutlaka durdurulması gerektiğini vurguluyoruz.
8. İsrail hükümeti, soykırım politikalarından vazgeçene kadar, BM ve uluslararası kuruluşlardaki üyeliklerinin askıya alınması çağrısında bulunuyoruz.
9. Tüm ülke parlamentolarını;
• İsrail ile olan tüm askeri ve ticari ilişkileri sonlandırmaya, Filistin halkına yönelik uygulanan ambargoyu kırmaya yönelik acilen harekete geçmeye;
• İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarındaki soykırım ve sömürge politikalarını reddetmeye ve kınamaya;
• Filistin halkının meşru haklarını savunmaya, iki Devletli çözüm perspektifini korumaya ve Filistin Devleti’ni tanımayan ülkeleri de Filistin’i tanıma çağrısında bulunmaya;
• 18 Nisan 2025 tarihinde, İstanbul’da TBMM öncülüğünde tesis edilen “Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu”na katılmaya davet ediyoruz.