Ana SayfaDış Haberİngiltere İşçi Partisi’nde İsrail krizi: İsrail’in Gazze’nin elektrik ve suyunu kesme hakkını...

İngiltere İşçi Partisi’nde İsrail krizi: İsrail’in Gazze’nin elektrik ve suyunu kesme hakkını savunan Starmer’e tepkiler büyüyor

İşçi Parti üyelerinin Filistin eylemlerine katılmamasını isteyen, katıldığı yayında İsrail'in Gazze'de kuşatma altındaki Filistinlilerin su ve elektriğini kesmeye hakkı olduğunu söyleyen İşçi Partisi lideri Starmer’e tepkikler büyüyor. Bazı bölgelerde belediye meclislerinde yaşanan istifalarla İşçi Partisi çoğunluğu kaybetti. İşçi Partisi seçmenlerinin yüzde 89'u derhal ateşkes yapılmasından yana. Ülkedeki Müslüman seçmenlerin yüzde 78'i İşçi Partisi'ni destekliyor. MEE Genel Yayın Yönetmeni David Hearst’e göre “Bu durum ortadan kalkmak üzere”.

Middle East Eye Genel Yayın Yönetmeni David Hearsy yazdı:

“Starmer İngiltere’yi kolayca bir soykırıma dönüşebilecek bir olayın suç ortağı yapmaya kararlı. İngiltere, 1956’daki Süveyş Krizi’nden bu yana ilk kez İsrail’in doğrudan bir askeri eylemine suç ortağı oluyor

Arap diktatörler sık sık iç kamuoyunu bastırmakla suçlanırlar. Karşı karşıya kaldıklarında ise halklarının demokrasiye hazır olmadığını savunurlar.

Muhalefeti bastırmak onların tekelinde değildir.

Keir Starmer, lider olduğundan bu yana İşçi Partisi’ni Körfez’deki herhangi bir prensin aşina olacağı çizgide yönetiyor. İsrail’in “kendini savunma hakkı” olduğu yönündeki politikasını uygulamak için, Oxford’daki sekiz İşçi Partisi meclis üyesine göre, İşçi Partisi şubelerinin çatışmayı tartışması yasaklandı ve seçilmiş temsilcilere Filistin yanlısı gösterilere katılmamaları “şiddetle tavsiye edildi”.

Parti, Filistin Dayanışma Kampanyası’nın son parti konferansı için hazırladığı bildiride İsrail’i bir apartheid devleti olarak tanımlamasını yasakladı.

Starmer şu ana kadar LBC’ye verdiği ve İsrail’in Gazze’de kuşatma altındaki Filistinlilerin su ve elektriğini kesmeye hakkı olduğunu söylediği röportaj için özür dilemeyi ya da röportajını geri çekmeyi reddetti.

Eski bir insan hakları avukatı olarak şunları söylemişti:

“İsrail’in bu hakka sahip olduğunu düşünüyorum. Bu devam eden bir durum, tabii ki her şey uluslararası hukuk çerçevesinde yapılmalı ama İsrail’in kendini savunma hakkı olduğu yönündeki temel ilkelerden uzaklaşmak istemiyorum.”

Bir başka insan hakları avukatı olan İşçi Partili gölge Adalet Bakanı Emily Thornberry de İsrail’in elektrik ve suyu kesme kararını destekleyerek İsrail’in “kendini savunmaya mutlak hakkı olduğunu” söyledi.

Gölge Dışişleri Bakanı David Lammy, İşçi Partisi’nin “İsrail halkının yanında olduğunu” söyledi. Filistinliler hakkında hiçbir şey söylemedi.

Pazar günü Lisa Nandy, İsrail’in Gazze’yi kuşatarak uluslararası hukuku çiğnediğini söylemeyi dört kez reddetti.

Starmer anında bir tepkiyle karşılaştı. Sekiz İşçi Partili meclis üyesinin istifasının ardından parti Oxford Belediye Meclisi’nin kontrolünü kaybetti.

Cumartesi gecesine kadar 20 İşçi Partili meclis üyesi daha istifa etmişti. İşçi Partisi kontrolündeki en az iki konsey daha el değiştirebilir.

İngiltere, 2003’teki Irak Savaşı’ndan bu yana Filistin’i destekleyen en büyük gösterilere sahne oldu. İsrail’in bombalama kampanyasına başlamasından bu yana yüz binlerce kişi sokaklarda gösteri yapıyor.

İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlileri anmak üzere düzenlenen mitinglere milletvekillerinin katılmasını yasaklayan İşçi Partisi’nin gölge Uluslararası Ticaret Bakanı James Heartfelt’in Filistinli savaşçıların saldırılarında hayatını kaybedenleri anmak üzere düzenlenen bir mitinge katılması sorgulanıyor.

YouGov tarafından yapılan bir ankete göre tüm seçmenlerin yüzde 76’sı ve İşçi Partisi seçmenlerinin yüzde 89’u derhal ateşkes yapılmasından yana. Seçmenlerin sadece yüzde sekizi ve İşçi Partisi’nin yüzde üçü ateşkes olmaması gerektiğini söyledi. Starmer’ın pozisyonu partisinin sadece yüzde biri tarafından destekleniyor.

Starmer özür dilemek yerine, LBC’deki yorumlarına ilişkin bir “açıklama” yayınladı: “Ne söylediğimi ve ne söylemediğimi açıklığa kavuşturmama izin verin. İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu söylüyordum. ‘Bu hak’ dediğimde, meşru müdafaa hakkından bahsediyordum. İsrail’in suyu, gıdayı, yakıtı ya da ilaçları kesme hakkı olduğunu söylemiyordum, tam tersine.”

Bu sözler İşçi Partisi’nin Müslüman üyeleri arasında pek yankı bulmadı. İşçi Partisi’nin iktidardaki ulusal yürütme komitesinin Müslüman üyesi Mish Rahman şunları yazdı: “Gaz vermeyi bırakın ve özür dileyin.”

İngiliz Müslüman toplumunun İşçi Partisi’ne duyduğu öfke had safhada.

Müslüman toplumu iyi tanıyan bir parti üyesi durumu şöyle ifade etti: “İşçi Partisi yedi gün içinde ülkedeki en sadık seçmen tabanını dağıtmak üzere. Öfkenin ne kadar yüksek olduğunu anlatamam.”

İşçi Partisi içinde yapılan bir ankete göre kayıtlı Müslüman seçmenlerin yüzde 78’i İşçi Partisi’ni destekliyor ve bu da İşçi Partisi’ni ülkedeki en büyük blok oy haline getiriyor.

Bu durum ortadan kalkmak üzere.”

- Advertisment -