PP Genel Sekreteri Cuca Gamarra, Çarşamba günü verdiği bir röportajda, iki partinin 23-24 Eylül tarihlerinde bir miting düzenleyeceğini açıkladı.
El País’in haberine göre, Sosyalist Parti’nin meclis sözcüsü Patxi López, Çarşamba günü bu hamleyi sert bir şekilde eleştirerek PP’nin toplumun farklı kesimlerini karşı karşıya getir kamuoyunu kutuplaştırmak istediğini iddia etti.
PP, 23 Temmuz’daki erken genel seçimlerde 137 sandalye kazanırken, hükümet kurabilmek Katalan ayrılıkçısı partilerden siyasi destek arayan ve aynı zamanda başbakanlığa vekalet eden Pedro Sanchez’in liderliğindeki PSOE 122 sandalye kazandı.
Seçimlerden galip çıkan PP lideri Alberto Núñez Feijóo’nun 27 Eylül’e kadar hükümeti kurmak için 176 sandalyelik meclis çoğunluğunu bulması gerekiyor. Şimdilik arkasında 174 milletvekili var.
Protestodan önce, Katalonya’daki ayrılıkçı harekete karşı kurulmuş bir yurttaş girişimi olan Societat Civil Catalana (SCC) tarafından 8 Ekim’de Barselona’da muhtemel af yasasına karşı bir protesto daha gerçekleştirilecek. Protestoya, Feijóo’ya parti liderliği yarışında meydan okuyan Madrid Özerk Bölge Başkanı Isabel Díaz Ayuso (PP) da katılacak.
İspanya’nın en büyük üçüncü siyasi partisi olan aşırı sağcı VOX da Barselona’daki gösteriye katılacağını açıkladı.
Feijóo, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada partisinin af yasasını durdurmak için İspanya Yüksek Mahkemesine kadar gitmeye hazır olduğunu duyurmuştu.
Sosyalist Parti ve muhtemel koalisyon ortağı sosyalist Sumar partisi, 23 Temmuz’da yapılan genel seçimlerden bu yana, İspanyol Anayasası çerçevesinde Ekim 2017’de Katalonya’da yaşanan olaylara karışanlar için meclisten nasıl bir af (veya özel af) geçirebileceklerini araştırıyor.
Katalan parlamentosu, aynı yıl İspanya Anayasa Mahkemesi tarafından yasadışı ilan edilen referandumun ardından 2017’de tek taraflı olarak “bağımsızlık” ilan etmişti.
Temmuz ayından bu yana hukukçular arasında, bir af yasasının (1978 tarihli) İspanya Anayasasına uyup uymayacağı ve “af” kavramının mahiyeti üzerine yoğun bir tartışma yaşanıyor.
Bu konuda farklı fikirler olsa da hukukçuların çoğu, olası bir yeni bir af yasasının 15 Ekim 1977’de İspanya’da kabul edilen Af Yasası ile karşılaştırılamayacağını söylüyor.
İspanya’nın demokrasiye geçişi sırasında kabul edilen bu yasa, Francisco Franco’nun diktatörlüğü dönemindeki siyasi mahkumlar için af çıkarılmasını ve siyasi eylemler, isyan ve isyana teşvik de dâhil olmak üzere çeşitli suçları içeriyordu.
Bu af kapsamında, siyasi eylemler gerçekleştirirken suç işleyen veya “bireylerin haklarını” ihlal eden yetkililer, devlet görevlileri ve kolluk kuvvetleri de bulunuyordu.
Katalalonya’daki bağımsızlık yanlısı Junts Per Catalunya’nın (Katalonya için Hep Beraber; JXCat) 2017’den bu yana Belçika’ya sürgün hayatı yaşayan ayrılıkçı lideri Carles Puigdemont, Sánchez ile müzakerelere başlamak ve yeni dönemde de başbakan olmasının önünü açmak geçen hafta şartlarını sıraladı.
Puigdemont’un şartları arasında kapsamlı bir af yasası, Katalan bağımsızlık hareketinin “demokratik meşruiyetinin” tanınıp saygı görmesi ve Madrid ile gelecekte yapılacak siyasi anlaşmaları doğrulayacak bir mekanizmanın oluşturulması yer aldı. Sağ bloktaki bazı siyasetçiler, bu şartları İspanya devletine yapılmış bir “siyasi şantaj” olarak tanımlıyor.