30 Eylül 1993’te gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden babası Abdülmecit Baskın’ın faillerinin bulunması için 32 yıldır adalet mücadelesi veren Eren Baskın, “Onurlu bir barış olacaksa babamı öldüren kişileri affetmeye razıyım” dedi.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan Baskın, “ölüm, öldürme, faili meçhul” gibi kavramlarla çok erken yaşlarda tanıştığını kaydetti. Baskın, “Babam katledildikten sonra uzun yıllar boyunca adalet arayışımız oldu. Fakat bu adalet arayışımız maalesef Ankara Gölbaşı’ndaki Cumhuriyet Savcılığında yıllarca tozlu raflarda bekletildi. Hiçbir soruşturma yapılmadığı gibi herhangi bir araştırma da yapılmadı. Bu durum, ‘Milli Güvenlik’ kurullarında, Kürt aydınları ve iş insanlarını katletme üzerine devreye konulan bir politikaydı. Yüzlerce insan JİTEM tarafından kaçırılarak katledildi ve katledenler yargılanmadı” dedi.

“Ben öldürdüm dese bile yargılanmayacak”
Baskın, “İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı olmaz. Mehmet Ağar çıkıp ‘Abdulmecit Baskın’ı ben öldürdüm’ dese bile yargılanmayacaktır. Çünkü 30 yıllık bir zaman aşımı kararıyla aklanacak. Babamın katledilmesi olayındaki silsileyi tamamen açık açık bir şekilde tüm kamuoyunun bilgisine sunmamıza rağmen maalesef devlet kendi katilini korudu ve haklarında beraat kararı verdi” diye konuştu.
Öcalan’ın çağrısını desteklediklerini belirten Baskın, “Mevcut sürecin bu kadar iyi yönetilmesinin tek bir sebebi var. O da bana göre Abdullah Öcalan’ın büyük öngörüleridir. Bu nedenle yürütülen sürecin bir an önce hukuki bir zeminde çözülebilmesi için Meclis’in ön ayak olması ve devletin somut adım atması gerekir. Abdullah Öcalan, PKK ve İmralı heyeti tüm riskleri göze alıp, talepleri yerine getiriyorsa, devletin de meşru olan demokratik talepleri uygulaması gerekiyor. Bu talepler ise belli; sürecin hukuki zemine çekilerek yürütülmesi, ana dilde eğitim, Türkiye’deki Kürtlere yönelik mevcut saldırıların durdurulması ve umut hakkının konuşulabilmesi ve hasta mahpusların tahliyelerinin önlerinin açılabilmesidir. Bunlar da sürecin yürümesi için en meşru taleplerdir. Devletin ve hükümet kanadının bu talepleri hızlı bir biçimde ele alıp yerine getirmesi gerekiyor” diye belirtti.
“Onurlu bir barış olacaksa babamı öldüren kişileri affetmeye razıyım”
Hasta tutsakların tahliyeleri ve “umut hakkı”nın uygulanmasının çok değerli adım olacağına işaret eden Baskın, bu ilk adımlarla halkın devlete olan güvenin de artacağını belirtti. Baskın, “Öncelikli olarak Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü çok büyük bir önem taşımaktadır. Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için önündeki bütün engellerin kaldırılması gerekiyor. Sürecin selameti için hızlı adımlar atılmalıdır. Babamı toprağa verdiğimde henüz 4 yaşındaydım. Eğer gerçekten onurlu bir barış olacaksa babamı öldüren kişileri affetmeye razıyım. Sürecin onurlu yürümesi, barışa evirilmesi için gerekeni yapmak zorundayız. Devletin resmi olarak kayıp yakınlarında özür dilemesi gerekiyor. Asıl süreç böyle başlayacaktır. Sonrasında katiller hakkında bir yüzleşme politikası yürütülmesi gerekiyor. Babamı ve binlerce faili meçhulün ölümüne sebep olan kişilerin başında Mehmet Ağar geliyor” dedi.