Ana SayfaHaberler248 gün hapis yatıp tahliye edildi, bir gün evinde kalabildi: Ayşe Barım...

248 gün hapis yatıp tahliye edildi, bir gün evinde kalabildi: Ayşe Barım için yeniden tutuklama kararı

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Ayşe Barım hakkında dünkü duruşmada verilen tahliye kararına yapılan itirazı kabul etti. Barım, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili 12 yıl sonra başlatılan soruşturma kapsamında 27 Ocak'ta tutuklanmıştı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, bugün Barım'ın tahliyesine yönelik itirazını kararının yerinde olduğunu belirterek reddetmişti.

Gezi Parkı eylemlerinde ilişkin yargılandığı davanın dün görülen duruşmasında menajer Ayşe Barım hakkında verilen tahliye kararına yapılan itiraz kabul edildi. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, Barım’ın yargılandığı davada tahliye edilmesine yönelik savcılıkça yapılan itirazı inceledi. Bu itirazı kabul etmeyen mahkeme, dosyayı bir üst mahkeme olan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. İtirazı kabul eden mahkeme, Ayşe Barım’ın yeniden tutuklanmasına hükmetti. 

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün gerçekleştirilen duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Barım’ın beyin ve kalp rahatsızlığına ilişkin dosyada var olan raporlarda anevrizmaya ilişkin yapılan tespitler, Adli Tıp Kurumu’nun raporundaki sonuç kısmında yapılan tespitler, önerilen tedavi ve işlemler ile tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alındığında tutuklamadan beklenen faydanın adli kontrolle de sağlanabileceği gerekçesiyle “konutu terk etmeme” ve “yurt dışı çıkış yasağı” şeklindeki adli kontrol şartıyla tahliye kararı vermişti.

Ayşe Barım davası

Ayşe Barım, menajerliğini yaptığı sanatçıları Gezi Parkı protestolarına yönlendirdiği iddiasıyla 27 Ocak’ta tutuklandı. Barım hakkında ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme’ suçlamasıyla 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle düzenlenen iddianame mahkeme tarafından kabul edildi.

Tutuklanmadan önce kalp yetmezliği nedeniyle ameliyata hazırlanan ve geçmişte beyin anevrizma ameliyatı geçiren Ayşe Barım, cezaevinde yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle defalarca bayıldı. Ayşe Barım’ın avukatlarının 20 Mayıs’ta yaptığı tahliye başvurusu reddedildi. Bu karardan 15 gün sonra Barım hücresinde tekrar bayılması üzerine avukatları 11 Haziran’da ‘ani ölüm riski’ nedeniyle bir kez daha tahliye talebinde bulundu.

“Her an ani bir durumla karşı karşıya kalınabilir”

İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi Barım’ı gerekli tetkiklerin yapılması için Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’e sevk etti. Barım’ın tetkikleri ve incelenmesi 9 kişilik uzman hekim kurulu tarafından yapılarak 2 Temmuz tarihli sağlık raporu hazırlandı. Barım’ın avukatları da bu raporu dayanak göstererek Barım’ın mahkemeden tahliyesini talep etti. Dilekçede, “Alanında uzman 9 farklı hekimin oybirliği ile mutabık kalarak düzenlediği sağlık raporu müvekkilimizin ölüm riskini açıkça göstermektedir” ifadesi kullanıldı ve Barım’ın taşıdığı hayati tehlike şöyle anlatıldı: “Artık mevzu müvekkilimizin sağlığının kötüleşmesinden öte, bu şartlar altında yaşama ihtimalinin ciddi anlamda tehlikede olmasıdır. Gelinen aşamada hayati risk taşıyan sağlık sorunlarının bir sonraki aşamasının bulunmadığını, her an ani bir durum ile karşı karşıya kalınabileceğini, o esnada hızlı ve yeterli müdahalede bulunulmadığı takdirde kalıcı hasarlara veya ölüme yol açabileceğini göstermektedir.”

Ayşe Barım’ın yargılandığı davanın ilk duruşması 7 Temmuz’da görüldü. Mahkeme, Barım’ın tutukluluğunun devamına karar verdi, dava 1 Ekim’e ertelendi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, 11 Temmuz’da Ayşe Barım’ın sağlık durumu açısından cezaevinde kalmasında sakınca olup olmadığına dair Adli Tıp Kurumu’ndan değerlendirme istedi.

24 Temmuz’da Ayşe Barım’ın tam teşekküllü bir hastaneye sevkine karar veren Adli Tıp’ın raporunda şu ifadeler yer aldı:

“İç Hastalıkları, Kardiyoloji, Kalp ve Damar Cerrahisi, Beyin ve Sinir Cerrahisi, Radyoloji-Girişimsel Nöroradyoloji, Gastroenteroloji ve Psikiyatri klinikleri bulunan tam teşekküllü eğitim ve araştırma veya üniversite hastanesine sevkinin sağlanarak, kilo kaybı etiyolojisinin araştırılması, kesin teşhisinin konulması, önerilen kardiyak işlemlerin sağlanması ve etkin tedavisinin düzenlenmesi gerektiği, hastaneden taburculuğundan sonra son durumunu gösterir ayrıntılı fiziki muayene bulgularını içeren sağlık kurulu raporu, yeni yapılacak ekokardiyografi raporu ve tetkiklerinin gönderilmesi sonrasında, sağlık durumu açısından cezaevinde kalmasında sakınca olup olmadığı hususunda değerlendirilme yapılabileceği oy birliğiyle mütalaa olunur.”

TTB: ‘Ani ölüm riski’ nedeniyle bir an önce tahliye edilmeli

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Ayşe Barım’ın sağlık durumunun cezaevinde kalmaya uygun olmadığını belirterek, bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulundu. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu ve TTB Merkez Konseyi’nin ortak açıklamasında, Barım’ın sağlık durumuna ilişkin şu görüşlere yer verildi:

“Emine Ayşe Barım hakkında Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi tarafından 2 Temmuz 2025 tarihinde düzenlenen durum bildirir son sağlık kurulu raporunda ‘Hipertrofik Obstrüktif Kardiyomiyopati’ tanısı konulduğu ve ani ölüm riski nedeniyle İCD (implantable cardioverter defibrilator-şok cihazı) takılması önerildiği bildirilmektedir. Bunun yanında Emine Ayşe Barım’ın ciddi beyin damar hastalığı ve bayılma atakları olduğu bildirilmiştir.”

Açıklamada ayrıca, “Hastanın başka herhangi bir ek sağlık sorunu bulunmaması durumunda bile ani ölüm riski taşıyan kalp hastalığı nedeniyle bir an önce tahliye edilmesi kanaatindeyiz” denildi.

Ayşe Barım: 30 kilo verdim, 6 kez bayıldım

Ayşe Barım ise 27 Ağustos’ta yayımlanan mektubunda, sağlıksız ve hızlı bir şekilde 30 kilo kaybettiğini belirterek, “Ağır kas yıkımım oluştu ve eklem bağlarım zayıfladı. Hastalıklarımın her biri ani ölüm riski taşıyan hastalıklar olduğu gibi cezaevi koşulları nedeni ile gelişen ağır kaygı bozukluğum ve yaşadığım panik ataklar bu riski yükseltmektedir. Son 3 ay içerisinde kalp rahatsızlığımın ilerlediğinin belirtisi olarak 6 kez baygınlık geçirdim” ifadelerini kullandı. Barım, “Benim tek isteğim yaşam hakkımın korunmasıdır. Tutuksuz yargılanabilecekken cezaevinde hayatımı kaybedersem bunun sorumluluğu kimdedir? diye sordu.

- Advertisment -