Ana SayfaDış HaberABD, Amelia Earhart arşivlerini açtı: 88 yıllık gizemin perdesi aralanıyor

ABD, Amelia Earhart arşivlerini açtı: 88 yıllık gizemin perdesi aralanıyor

Amerikalı havacılık öncüsü Amelia Earhart’ın dünyanın çevresinde uçan ilk kadın pilot olmak için çıktığı dünya turu sırasında 1937’de Pasifik’te kayboluşuna ilişkin uzun süredir gizli tutulan devlet arşivleri Trump’ın talimatıyla açılıyor. Belgeler üzerine yıllardır komplo teorileri yazılan yolculuğun son dakikalarını ortaya koydu. Howland Adası yakınlarında kaybolan Earhart son mesajında “Sanırım üzerinizdeyiz ama göremiyoruz… Yakıtımız azalıyor” diyor. Arşivin yıllarca gizli tutulmasının sebebinin ise istihbarat yöntemlerini saklamak olduğu görülüyor.

Amerikalı havacılık öncüsü Amelia Earhart’ın 1937’deki kayboluşuna ilişkin uzun süredir gizli tutulan devlet arşivleri bugün, 14 Kasım 2025 itibarıyla kamuya açılmaya başladı. Donald Trump’ın “tarihi vakaların gereksiz gizlilikten arındırılması” amacıyla imzaladığı kararname, NSA, FBI, Donanma ve Sahil Güvenlik’e ait belgelerin dijitalleştirilerek Ulusal Arşivler’e yüklenmesini öngörüyor. Earhart dosyaları, yönetimin JFK suikastı ve UAP/UFO belgeleriyle başlattığı daha geniş bir şeffaflık hamlesinin parçası.

Yeni yayımlanan belgeler, Earhart’ın dünya çevresinde uçan ilk kadın olma hedefiyle çıktığı yolculuğun son dakikalarını ayrıntılı şekilde ortaya koyuyor. Howland Adası yakınlarında kaybolan Earhart ve seyrüseferci Fred Noonan’ın Lockheed Electra 10E uçağından gelen son mesajlar, Sahil Güvenlik gemisi Itasca’nın radyo loglarında şöyle kaydediliyor:

“Sanırım üzerinizdeyiz ama göremiyoruz… Yakıtımız azalıyor.”

Belgelerde yer alan haritalar, uçuş planları ve navigasyon notları, 1930’ların sınırlı ekipmanlarıyla Pasifik üzerinde nokta isabeti sağlamanın ne kadar güç olduğunu gösteriyor.

18 günlük dev arama: 250 bin mil kare, sıfır sonuç

Açılan belgelerin önemli bir kısmı, Earhart’ın kayboluşunun ardından başlatılan ve halen ABD tarihinde barış döneminde yürütülmüş en büyük arama operasyonlarından biri olarak kabul edilen 18 günlük Donanma-Sahil Güvenlik operasyonu hakkında. USS Lexington uçak gemisi, destroyerler ve keşif uçaklarıyla 250.000 mil karelik bir alan tarandı.

1937 için astronomik sayılan 4 milyon dolarlık bütçe (bugün onlarca milyon dolara eşdeğer) harcanmasına rağmen, herhangi bir enkaz parçası, ceset ya da hayatta kalan bulunamadı. Donanma raporları—ki şimdi tamamen açılmış durumda—en muhtemel senaryonun yakıt tükenmesi ve okyanusa kontrollü olmayan bir iniş olduğunu tekrar ediyor.

Komplo teorileri: Japonya, Saipan, gizemli sinyaller… Neden ortaya çıktı? Belgeler ne diyor?

Earhart’ın kayboluşu, Pasifik’te ABD–Japonya geriliminin hızla arttığı bir dönemde yaşandığı için, olay daha o günlerde “politik bir gölge” kazandı. Yeni açılan FBI ve Donanma belgeleri, yıllardır süren teorilerin kökenini ve nasıl çürütüldüğünü ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.

“Japonya tarafından yakalandı” iddiası

1940’lardan itibaren, Earhart’ın Japon donanması tarafından casusluk şüphesiyle yakalandığı, Saipan’da tutulduğu veya idam edildiği yönündeki iddialar en popüler teoriydi.

Donanma kayıtları, Earhart’ın kaybolduğu tarihte Japonya’nın o bölgede hiçbir askeri varlığının bulunmadığını gösteriyor.

FBI, savaş sonrası Saipan’daki tanıklıkları tek tek incelemiş; tarih, yer ve kişilerin birbirini tutmadığını raporlamış.

ABD’nin elindeki savaş arşivlerinde, bu iddiayla uyumlu tek bir resmi kayıt yok.

Marshall Adaları ve Nikumaroro teorileri

Yıllar boyunca, Earhart’ın Marshall Adaları’na sürüklendiği veya Nikumaroro’da castaway olarak öldüğü iddiaları dolaştı.

Belgeler şunu ortaya koyuyor: Rota hesaplamaları, rüzgar modelleri ve uçuş menzili analizlerine göre uçak Nikumaroro’ya ulaşamayacak kadar yakıt dışındaydı. Adada bulunan kemik parçalarının Earhart’a ait olduğuna dair iddialar, daha önceki raporlara rağmen yeni bilimsel değerlendirmelerde kanıtlanamamış durumda.

“Kaybolduktan sonra radyo sinyali gönderdi” iddiası

1950’lerden itibaren, amatör radyo kullanıcılarının “Earhart’tan yardım çağrısı yakaladığını” iddia etmesi büyük tartışma yarattı.

Açılan NSA kayıtları şunu söylüyor: Sinyallerin çoğu atmosferik yansımalar, yanlış frekans eşleşmeleri veya bölgede bulunan özel radyo operatörlerine ait.

Hiçbir sinyal Earhart’ın uçağıyla teknik olarak uyumlu değil.

Belgeler neden 88 yıl boyunca gizli tutuldu?

İlk incelemeler, belgelerin Earhart’ın akıbetinden çok, ABD’nin 1930–50 arasındaki istihbarat altyapısı ve operasyonel tekniklerini barındırdığı için gizli tutulduğunu gösteriyor.

NSA’nın sinyal istihbaratı yöntemleri

Belgelerin önemli bir bölümü, Pasifik’teki Japon iletişimini izlemek için kullanılan erken dönem dinleme tekniklerini içeriyor. Bu yöntemlerin bir kısmı: Soğuk Savaş boyunca, hatta 1990’lara kadar aktif kaldığı için dosyalar “süresiz gizlilik” ile korunmuş.

Donanma’nın keşif ve arama protokolleri

Arşivler, 1930’ların keşif uçuş menzilleri, radar kalibrasyon teknikleri, gizli deniz dinleme noktaları gibi askeri kapasiteye dair hassas bilgiler içeriyordu. Bu verilerin açılması II. Dünya Savaşı sırasında bile riskli kabul edildi.

FBI’ın muhbir ağları ve iç güvenlik soruşturmaları

Earhart dosyalarının bir kısmı, Pasifik’teki Amerikan sivilleri hakkında sorgu notları, istihbarat bağlantıları ve savaş dönemi muhbirlerinin isimlerini içeriyordu. Bu bilgiler kurumun yöntemlerini deşifre edeceği için kapalı kaldı.

Kısacası: Gizlilik, “Earhart gerçeğini saklamak” için değil, ABD istihbaratının çalışma biçimini saklamak için uygulanmış

Kişisel yazışmalar ve insani detaylar

Belgeler arasında Earhart’ın Eleanor Roosevelt’le yazışmaları ve dönemin bazı siyasi figürleriyle mektuplaşmaları da yer alıyor. Bu belgeler, gizemi çözmüyor ama Earhart’ın kişiliği, motivasyonları ve mücadele gücü hakkında değerli insani ayrıntılar sunuyor.

Yeni belgeler gelecek ama büyük değişim beklenmiyor

Ulusal Arşivler, NSA intercept’leri ve Donanma’nın ek raporlarının önümüzdeki günlerde yüklenmeye devam edeceğini açıkladı. Ancak tarihçiler, şu ana kadar ortaya çıkan tablo ışığında, Earhart’ın trajedisinin “navigasyon hatası + yakıt tükenmesi” formülünün ötesine geçmeyeceğini düşünüyor.

Belgelerin tamamına Ulusal Arşivler üzerinden ulaşılabiliyor.

- Advertisment -